Karşılıksız sevmek damla damla ölmek midir?

Zaman zaman kendi iç dünyama kapanır, kendimle muhasebeye girerim. Bu muhasebeler içinde Nurun mesleği ile ilgili esasları düşünürken hayli zorlandığımı söyleyebilirim.

 

Mesela “Biz muhabbet fedaileriyiz husumete vaktimiz yoktur” ifadesini ele aldığımda “muhabbet fedaisi” olduğumu söylemekte zorlanıyorum. Hele “husumete vaktim yoktur” iddiasında hiç bulunamıyorum.

 

Çok küçük kırgınlıklardan dolayı uzun zaman iç dünyamda husumet ettiğim kişileri düşünüyorum da içimdeki o duyguyu yok etmek için ne denli mücadele ettiğimi bir ben bilirim bir de yaradan.

 

Peygamber emri olmazsa bazen dargın olduğum kişilerle hiçbir zaman konuşamayacağımı düşünürüm. Ama iyi ki, o aziz Peygamberin (asm) böyle bir talimatı var ve biz de ona itaat etme mecburiyetinde olduğumuzdan birçok kırgınlık ve bir takım dargınlıklar bu sayede sona eriyor.

 

Malum o aziz Peygamber (asv): “Bir mü\'minin diğer bir mü\'mine üç günden fazla küsmesi helal olmaz” diye emretmiş.

 

Bediüzzaman Hazretleri “Risale-i Nur’un dört esasından birisi şefkattir” (Emirdağ L.Sh. 40) diyor. Ve şefkatli olmanın hizmete büyük fayda sağlayacağından bahisle kadınların fitri olarak şefkat kahramanı olmaları onların hizmetlerinin daha tesirli olacağını ifade ediyor.

 

Şefkat karşılıksız sevgidir. Öyleyse “biz muhabbet fedaileriyiz” cümlesine şefkati katarsak şöyle bir durum hasıl olur. Yani “karşılık beklemeden muhabbet fedaisi olan bir mesleği kabul ediyoruz” demektir.

 

Geçenlerde genç bir dostumun Facebook’taki bir ifadesine takıldım. Şöyle diyordu “karşılıksız sevmek damla damla ölmektir.”

 

Bu ifadeler içimi burktu bir hoş oldum, gençler demek ki, böyle yetiştiriliyordu. Bir anlamda bencil, kendinden başkasını sevmeyen, menfaatsiz sevgiye itibar etmeyen bir gençlik vardı karşımızda.

 

Oysa insan sosyal bir varlıktır. Başkalarının yardımı, diğer varlıkların desteği olmadan yaşayamaz. Henüz dünyaya geldiğinde elini dahi kaldıramaz iken annesi ona “karşılıksız” sevgisini vermişti ve onu besleyip büyütmüştü, babası yememiş “evladım yesin” deyip “karşılıksız” kazandığını ona vermişti, çevresindeki canlılar kendilerini onun yaşaması için feda etmişlerdi. Koyun keçi gibi mübarek hayvanlar onun için kesilirken hiç “karşılık beklememişlerdi.”

 

Cenab-ı Allah insanın kalbine öyle bir sevgi yerleştirmiş ki, kainata yeter. Ve sonsuza gidebilecek kadar geniştir.

 

Bu sonsuz sevgiye layık olan bir Zatı sevelim diye verilmiş. O’na muhabbet edelim, hadsiz bir sevgiyle O’na yaklaşalım diye… Zira hadsiz bir cemal ve kemal ve güzellik hadsiz bir sevgiye layıktır.

 

Üstadın ifade ettiği gibi “kemal zatında sevilir” yani bir şey güzel ise o zaten sevilir. Mesela güzel bir ressamın resimlerini seyrettiğinizde ona karşı bir muhabbet kalbinizde hemen yeşeriverir. Veya çok güzel sesi olan bir kişiyi dinlediğinizde ona karşı ılık bir sevgi içinizde akar gider.

 

Bu gibi sevgilerin tümü fıtridir, elinde olmadan seversin, hatta aşık bile olursun. Demek güzel bir şey zaten sevilir ve sevilmelidir de… İşte Cenab-ı Allah maden zatında güzeldir, kemal ve camal sahibidir o halde o Zat hiçbir neden olmadan sevilir/sevilmelidir.

 

Sonra onun adına O’nun mahlûkatını da sevmek istersen seversin… Ama bir şartla “Allah için seviniz” ve “Allah için buğz ediniz” emrine uyarak…

 

Facebook’ta kendisini sevmeyeni sevmeyeceğini de yazan bu arkadaşımın sözleri maksadını aşan sözlerdir diye düşünüyorum. Zira o da yarın bir gün evlat sahibi olacaktır. Evlat sahibi olduğunda evladını sevmeyecek midir? Gençliği sevmeyecek midir? Tüm güzel bildiğimiz şeyleri sevmekten vaz mı geçecektir? Hayır elbette sevecek…

 

Hele şayet bir dava adamıysa insanlara şefkat besleyecek, karşılıksız onların hidayeti için gayret sarf edecektir, maddi imkânlarını kullanacak ve nihayet el açıp hidayetlerine dua edecektir.

 

İşte bütün bu sevgiler karşılıksızdır. Ama insanı mutlu edecek olan sevgi de sanırım bu tür “karşılıksız” sevgilerdir.

 

Öyleyse karşılıksız sevgi insanı damla damla diriltir dersek daha doğru olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum