Karaciğer kanserinde yeni tedavi yöntemi

Karaciğer kanserinde yeni tedavi yöntemi

Karaciğer kanseri, ülkemizin yanı sıra ABD ve Avrupa ülkelerinde de yaygın olarak görülen bir kanser türü olarak dikkat çekiyor.

Karaciğer kanseri tedavisinde, kemoterapi ve ilaç tedavilerinin yanı sıra, yeni nesil uygulamalardan olan mikro küreden de başarılı sonuçlar alınıyor.

Karaciğer kanserinde, yan etkilerinin yok denecek kadar az olması ve avantajlı özellikleri sayesinde tıp çevrelerinde ilgi gören mikro küre tedavisiyle ilgili Nükleer Tıp Uzmanı Prof. Dr. A. Fırat Güngör konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor.

Karaciğer kanserinin özellikleri nedir?

Karaciğer kanserleri, 2 ana grupta incelenir. Birincisi kendisine ait primer kanserler denilen grup, ikincisi de karaciğere metastas yapmış olan diğer organların kanserlerdir. Primer karaciğer kanserleri, karaciğerin kendi kanserleri olan ve hepatosellüler kanserler olarak adlandırılan türdür.

Karaciğer kanserinin görülme sıklığı nedir?

Dünya genelinde her yıl 5 yüz bin ile 1 milyon arasında yeni karaciğerin kendisine ait primer kanser vakası görülür. Karaciğerin metastaslarına baktığımızda ise, en sık pankreas ve kolon (kalın bağırsak) kanserlerinin öne çıktığı görülür.

Pankreas ve kalın bağırsak kanserlerinin yüzde 50 ile 70'inde karaciğer metastasları oluşur. Bu oldukça yüksek bir orandır. Bu konuda diğer çarpıcı rakam da, kalın bağırsak kanserlerinde ölümlerin yüzde 20'sinin karaciğer metastaslarından kaynaklanmasıdır. Bu açıdan gerek karaciğer primer kanserlerin gerekse metastatik kanserlerin klinik önemi büyüktür.

Tedavi yöntemleri nelerdir ?

Karaciğer kanserlerinde çeşitli tedavi yöntemleri vardır. Bunlardan birinci yöntem cerrahi tedavidir, ancak her hastaya cerrahi tedavi uygulanamaz. Çünkü bu durum, karaciğerin tümör içeriği ile ilgilidir. Eğer karaciğerin tümör içeriği çok yüksekse, birden çok sayıda lezyon varsa cerrahi tedavi bu hastalarda uygulanmaz. Cerrahi tedavi uygulanamayan hasta gruplarında kemoterapi ve spesifik ilaç tedavileri diğer seçeneklerdir. Ancak karaciğer kanserleri özellikle primer kanserleri, tedaviye son derece dirençlidir.

Metastatik lezyonlar genelde multipl (çok sayıda) oldukları için, bu saydığımız tedavi yöntemlerinden çok fazla yanıt alınamaz. Bu yüzden, son yıllarda uygulamaya giren radyo embilizasyon yöntemi uygulanır. Radyoembilizasyon yönteminde; radyoaktif maddelerle işaretli, 20-50 mikron boyutlarında küreciklerle direkt olarak karaciğeri besleyen artel yoluna ulaşarak tedavi uygulanır.

Mikro küre yönteminin diğer yöntemlerden farkı nedir?

Mikro küre yöntemi spesifik bir tedavidir. Kemoterapi ve ilaç uygulamaları ise, sistemik tedavi yöntemleridir. Yani tamamen karaciğerdeki lezyona yönelik uygulamalar değildir. Bir tedavinin spesifik olması, sistemetik yan etkilerin oluşmayacağı anlamına gelir, yani kemoterapi tedavisinden sonra olduğu gibi hastayı yıpratıcı yan etkiler oluşmaz.

Bu tedavi nasıl uygulanır?

Mikro küreler; 20-50 mikron boyutlarındaki küreciklerin beta ışıması yapan bir radyoaktif madde olan itrium 90 ile işaretli halinin kullanılması esasına dayanır. İtrium 90 ile bağlı olan mikroküreleri, direkt karaciğeri besleyen atar damarların içerisine ilaç enjekte edilir. Böylece verilen ilaç sadece karaciğer içerisindeki tümör dokular üzerinde tutulum gösterir.

Tümör dokularında tutulduğu ve tümör dokuları besleyen kılcal damarları tıkadığı için, radyo embolizasyon tedavi yöntemi olarak isimlendirilir. Karaciğerin atar damarına ulaşmak için, hastanın kasık damarı dediğimiz femoral arterinden girilerek (kalp anjio çalışması ile benzer) bir katater yardımı ile karaciğeri besleyen damara ulaşılır ve ilaç verilir.

Yöntemin avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Mikro küre yönteminin en büyük avantajı, sistematik tedavi olmayışı ve kemoterapide görülen yıpratıcı yan etkilerin görülmemesidir. İkinci avantajı ise, bu tedavi yönteminin kemoterapi, kemoembelizasyon veya cerrahi tedavi uygulanmış hasta guruplarında da rahatlıkla uygulanabilmesidir. Kısacası mikroküre, diğer tedavilerle birlikte kombine edilebilen bir yöntemdir. Hastanın tedaviden yarar görmesi durumunda, uygulamanın tekrarının yapılması da söz konusudur.

Mikro küre yöntemi hangi hastalarda uygulanabilir?

Bu yöntemde primer hedef karaciğer kanserlerine yönelik olduğu için, ya karaciğerin kendine ait kanserlerinde ya da metastatik kanserlerinde uygulanır. Ancak bu grupta da eğer tümör yükü, yani tümör karaciğeri çok yüksek miktarda işgal edilmişse (bu oran yüzde 70'tir) bu hasta grubuna uygulama yapılamaz. Hastada bir karaciğer yetmezliği durumu var ise, yine bu durumda da uygulamanın yapılması söz konusu olamaz. Bu yöntemin hangi hasta grubuna uygulanabileceği, ön testler sonucunda belirlenir.

Bu yöntem kaç kişiye uygulandı ve başarı oranı nedir?

Bu yöntem, bugüne kadar dünyada çok sayıda hastaya uygulandı. Türkiye'de bu uygulama yaklaşık 4-5 yıl öncesinden günümüze kadar yaygın olarak kullanılır. Ülkemizde bu spesifik yöntem, belli merkezlerde uygulanır. Yaklaşık olarak yılda 200 hasta civarında uygulama yapılmıştır. Bu da bugüne kadar Türkiye'de en az 1000 civarında hasta sayısına karşılık gelir, ancak dünyada ABD ve Avrupa ülkelerinde çok yaygın olarak, 10-15 yıldır uygulanmaktadır.

Yeni Şafak

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.