Voiceonline.com sitesinde yayımlanan makalesinde Senatör Jaffer, Rohingya'nın 8. yüzyıldan beri Myanmar'ın bir parçası olduğunu belirterek buna rağmen Myanmar yönetiminin Müslümanlara vatandaşlık vermeyi reddettiğini ifade etti. Jaffer, Myanmar yönetiminin Rohingya Müslümanlarını ülkede illegal bulunan Bengal isyancıları olarak tanımladığını hatırlattı.

 

Makalesinde tanınmış Budist liderlerin ve Myanmar hükümet yetkililerinin Müslümanlara yönelik tehlikeli bir söylem kullandığını kaydeden Senatör Jaffer, bazı Budist liderlerin onları kurt ve çakal olarak tanımladıklarını söyledi. Jaffer, Budistlerin Müslümanlara karşı takındığı tavrın bir etnik temizlikten farksız olduğunun altını çizdi.

 

Ekim 2012'de başlayan olaylara da değinen Jaffer şu ifadeleri kullandı:

 

"Bu tarihte Budistler Müslümanlara ait dokuz köye saldırdı. Saldırılardan kurtulan bir genç, köylerinin kuşatıldığını ve evlerin ateşe atıldığını ifade ediyordu. Müslüman genç, Budistlerin Müslümanları köyün dışına sürdüğünü, saldırılarda 30 çocuk, 25 kadın ve 10 erkeğin öldürüldüğünü söyledi. Hükümet yetkilileri diğer köylere de saldırıların olduğunu biliyordu ancak Müslümanların feryatlarına kayıtsız kaldı. O tarihten sonra saldırılar arttı. Binlerce Rohingya Müslümanı evini, yurdunu terk etmek zorunda kaldı. Şimdi kamplarda hepsi yetersiz beslenme sorunuyla boğuşuyor ve insanlık dışı bir hayat sürdürüyor, acımasız muameleye tabi tutuluyor. İnsan hakları kuruluşları onlara yardım etmeye çalışıyor ama hükümet, yardım faaliyetlerine de sınır getiriyor."

 

Jaffer, Haziran ayında Myanmar katliamlarının yıldönümü dolayısıyla düzenlenen etkinlikte kendisinin de siyah kıyafet giydiğini belirterek zulüm gören bu azınlıkla dayanışmanın önemine dikkat çekti.

 

Senato'ya geldiği ilk yıl Ramazan ayında sadece kendisinin oruç tuttuğunu belirten Jaffer, ikinci yıl birçok senatörün de kendisine destek için aç kaldığını ifade etti ve "Umarım dünyanın tamamında bizdeki gibi inanç özgürlüğü hakim olur" dedi.