Kafama İsrail askeri düştü

Kafama İsrail askeri düştü

Mavi Marmara saldırısına ilişkin dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Ashknazi'nin yargılandığı davada, mağdurlardan Qashoo, "Kafama helikopterden İsrail askeri düştü, ateş etmesini 2 Türk engelledi" dedi.

Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine, Akdeniz'in uluslararası sularında düzenlenen saldırıya ilişkin dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi'nin de aralarında yer aldığı 4 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.

İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, haklarında yakalama kararı çıkarılan sanıklar katılmadı. Tarafları, avukatları temsil etti.

Duruşmada ifade verecek olan 19 yabancı aktivistin kimlik tespiti yapıldı. Kimlik tespitlerinin ardından mağdur sıfatıyla ifade veren Malezyalı aktivist Halim Redzuan, olay günü yaşadıklarını anlattı.

Redzuan, İsrail askerlerinin gemiye girdikten kısa süre sonra kendisini bağladıklarını ifade ederek, ''Ateş edildiğini gördüm. Askerler, havadan ve denizden saldırdılar'' dedi.

Mağdur sıfatıyla ifade veren İngiltereli Osama Qashoo da gemide 2. katta bulunduğunu ve uluslararası medyayla ilgilendiğini belirterek, video kamerasının ışığını, kendilerine yaklaşan gemilerde ne olduğunu görmek için kullandığını söyledi.

Gemilerde silahlı askerlerin olduğunu anlatan Qashoo, bu askerlerin Mavi Marmara'ya çıkmasını engellemeye çalıştığı sırada helikopterleri fark ettiğini bildirdi. Qashoo, ''Silah sesleri geliyordu. Kafama yukarıdan bir şey düştü, ilk başta ne olduğunu anlamadım. Sonra İsrail askeri olduğunu gördüm. Yerde bağırarak ağlıyordu. Silahını bana doğrulttuğunu görünce kameramı fırlattım, 2 Türk arkadaşım bana ateş etmesini engelledi'' diye konuştu.

Qashoo, içeride şehitlerin ve yaralıların olduğunu belirterek, İsrail askerlerinin güvertede dolaştığı sırada dışarı çıkıp onlarla konuşmayı denediğini söyledi.

Konuşmaya çalıştığını ancak İsrail askerlerinin kendisini dövdüğünü aktaran Qashoo, ''Askerler 5 dakika sonra gaz bombaları ve köpeklerle saldıracaklarını söylediler. Yaralıların olduğunu 5 dakika içinde çıkmamızın imkansız olduğunu söyledim. Yaralıların hemşire ve doktorlarla kalmasına karar verdiler. Yaralılar acı çekerken askerler gülüyordu'' dedi.

Qashoo, limana yanaştıktan sonra bir hapishaneye götürüldüğünü anlatarak, sürekli dövüldüğünü, yemek verilmediğini ve el konulan eşyalarının da geri verilmediğini belirtti.

ABD vatandaşı David Schermerhorn da saldırı esnasında ''Challanger 1'' gemisinde bulunduğunu, güvertede 3 kadının yaralandığını ve gözünde gaz bombasının patladığını vurgulayarak, ''Her ay bu yüzden aşı oluyorum'' dedi.

İskoç Jamaluddin Elshayyal ise saldırı sırasında Mavi Marmara gemisinde bulunduğunu belirterek, medyayla ilgilendiğini ve iki kişinin ölümüne şahit olduğunu anlattı.

Duruşma, yabancı mağdur aktivistlerin ifade alınmasıyla devam ediyor.

Yıldırım: İsrail bize bu davadan vazgeçin diyor

Duruşma öncesi İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan ve ellerinde Filistin bayrakları taşıyan bir grup, çeşitli sloganlar attı. 

İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım da burada yaptığı açıklamada, Mavi Marmara gemisine saldırı öncesi canlı yayınlar yapıldığı sırada, İsrail televizyonlarının da kendilerine bağlandığını, burada İsrail kamuoyuna, yöneticilerine çağrıda bulunduklarını hatırlatarak, şunları söyledi: 

"Çağrımızda, 'Sakın bu gemiyi vurmayın. Böyle bir hata yaparsanız doğacak sonuçlardan kurtulamazsınız. Ancak Gazze'ye girişimize izin verirseniz 2 veya 3 gün dünya gündeminde kalırız sonra tekrar gündemden düşeriz' dedik. İsrail halkına da dedim ki 'Yöneticilerinizin bazen stratejik öngörüleri yeterli değil, bunlar bizi vurmaya kararlılar, sakın bizi vurmalarına izin vermeyin. Bu Türkiye-İsrail ilişkilerini de dondurur, onarılmayacak bir duruma getirir.' Fakat İsrail bu çağrılarımızı dinlemedi. Sadece İsrail mi dinlemedi? Bütün dünyaya da çağrıda bulunduk; 'Buradan bir yere gidemiyoruz. Kaçsak kaçamıyoruz, etrafımız İsrail askerleri tarafından sarıldı.' Dünya şimdi şunu diyorsa 'Biz İsrail'in saldırabileceğini düşünmüyorduk, aniden böyle bir saldırı gerçekleşti, yalan söylüyorlar.' Tam 7 saat dünyaya yardım çağrısında bulunduk." 

Mavi Marmara davasının bütün hukuk fakültelerinde ders konusu olduğunu ve İsrail'in hiçbir hukukçuyu kandıramadığını aktaran Yıldırım şöyle konuştu:

"İsrail'in en önemli koruma kalkanı; 'Biz asla yenilmeyiz, asla yargılanamayız, asla eleştirilemeyiz, hiç kimse bize dokunamaz.' Kendi askerlerini kutsamışlardı, 'Siz istediğinizi yapabilirsiniz, gidip Filistinli bir masumu öldürebilirsiniz, bir çocuğu öldürebilirsiniz ama kimse sizi yargılayamaz.' Fakat kendi üst düzey askerleri binlerce yıldan yargılanınca ve İsrail'in dışına çıktığı her an tutuklama korkusuyla büyük bir travma yaşadılar. Çocukluktan itibaren kendilerini süper kahraman gören bu askerler, 'Bize de dokunulabiliyormuş' dediler. İsrail gemiye saldıran askerlerine dedi ki 'Sakın yurt dışına çıkmayın, Türkiye'ye hiç gitmeyin, Türkiye dostu olan ülkelere de hiç gitmeyin. Amerika'ya da hiç gitmeyin' çünkü eyaletlerdeki hukuk gereği tutuklanabilirler. İsrailliler sarsılmaz sandıkları ordularının sarsıldığını gördüler, bu sebeple bize diyorlar ki 'Bu davalardan vazgeçin size istediğinizi verelim.' Bu mahkemeler ne işe yarar diyorlardı. Dua edin. Netanyahu ve kabinesini de mahkeme önüne getireceğiz inşallah."

Yıldırım, dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi'nin de aralarında yer aldığı 4 sanık hakkındaki kırmızı bülten çıkarılması talebinin henüz İnterpol'e gönderilmemesini eleştirerek, "Bu ülkede Cumhurbaşkanına, Başbakan ve Dışişleri Bakanına rağmen kendisini devlet gören 28 Şubat zihniyetli insanlar halen var. Biz istiyoruz bu kararı İnterpol'e gönderin" dedi. 

Ceza istemleri

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi hakkında "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme suçuna azmettirmek"ten 9 kez ağırlaştırılmış müebbet, "mala zarar vermeye azmettirmek", "yağma suçuna azmettirmek", "eziyet suçuna azmettirmek", "haberleşmenin engellenmesine azmettirmek", "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçuna azmettirmek", "yaralama suçuna azmettirmek" ve "silahla yaralama suçuna azmettirmek"ten toplam 18 bin 32'şer yıla kadar hapis cezası isteniyor.

aa

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.