Kadınlar, oğullar, altın ve gümüş yığınları...

Kadınlar, oğullar, altın ve gümüş yığınları...

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Âl-i İmrân Sûresi 14-18. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

14-Kadınlar, oğullar, yığılmış yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, sağmal hayvanlar ve ekinler (kabîlin)den nefsin arzu duyduğu şeylerin sevgisi insanlara süslendi (güzel gösterildi). Bunlar dünya hayâtının (geçici) menfaatidir. Hâlbuki varılacak yerin güzeli ancak Allah katındadır.(*)

15-(Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: “Size bunlardan daha hayırlısını haber vereyim mi?” (Günahlardan) sakınanlar için Rableri katında altlarından nehirler akan, içinde ebedî olarak kalıcı oldukları Cennetler, tertemiz zevceler ve Allah’tan bir rıdvân (râzı olması) vardır! Ve Allah, kulları(nı) hakkıyla görendir.

16-Onlar ki: “Rabbimiz! Muhakkak ki biz îmân ettik; artık günahlarımızı bize bağışla ve bizi o ateşin azâbından muhâfaza eyle!” derler.

17-(Onlar:) Sabredenler, doğru olanlar, itâat edenler, (mallarını Allah yolunda) sarf edenler ve seherlerde (sabah namazı vaktinden önce) mağfiret dileyenlerdir.(**)

18-Allah, adâleti kaim kılarak kendisinden başka ilâh olmadığına şâhidlik etti; melekler ve ilim sâhibleri de (adâletle kaim olarak buna şâhidlik ettiler). O’ndan başka ilâh yoktur; (O,) Azîz (kudreti dâimâ galib gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.

(*) “Dünya mâdem fânîdir! Hem mâdem ömür kısadır! Hem mâdem gāyet lüzumlu vazîfeler çoktur! Hem mâdem hayât-ı ebediye burada kazanılacaktır! Hem mâdem dünya sâhibsiz değil! Hem mâdem şu misâfirhâne-i dünyanın gāyet Hakîm ve Kerîm bir Müdebbiri (idârecisi) var. Hem mâdem ne iyilik ne fenâlık, cezâsız (karşılıksız) kalmayacaktır! Hem mâdem لَايُكَلِّفُ اللّٰهُ نَفْساً اِلَّاوُسْعَهاَ [Allah, kimseyi gücünün yetmeyeceği bir şeyle mükellef tutmaz] sırrınca teklîf-i mâlâyutâk (güç yetirilemeyecek teklif) yoktur. Hem mâdem zararsız yol, zararlı yola müreccahtır (tercîh edilir). Hem mâdem dünyevî dostlar ve rütbeler, kabir kapısına kadardır. 
Elbette en bahtiyâr odur ki, dünya için âhiretini unutmasın, âhiretini dünyaya fedâ etmesin, hayât-ı ebediyesini hayât-ı dünyeviye için bozmasın, mâlâyâni (faydasız) şeylerle ömrünü telef etmesin; kendini misâfir telakkī edip (bilip) misâfirhâne sâhibinin emirlerine göre hareket etsin; selâmetle kabir kapısını açsın saâdet-i ebediyeye (Cennete) girsin!” (Mektûbât, 16. Mektûb)

(**) Resûlullah Efendimiz (Aleyhissalâtü Vesselâm) bir hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurdular: “Allah, her gece dünya semâsına gecenin son üçte biri kaldığında rahmetiyle tecellî eder ve şöyle buyurur: ‘Bir isteyen yok mu ki onun istediğini vereyim? Bir duâ eden yok mu ki ona icâbet edeyim? Bir mağfiret dileyen yok mu ki kendisini bağışlayayım?’ ” (Kurtubî, c. 2/4, 39)

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.