İttihad-ı İslam'ın reisi Resul-i Ekremdir (asm), kanun-u esasîsi Kur’ân-ı Azîmüşşândır

İttihad-ı İslam'ın reisi Resul-i Ekremdir (asm), kanun-u esasîsi Kur’ân-ı Azîmüşşândır

İttihad-ı İslâm, şarktan garba, cenuptan şimale mümted bir meclis-i nurânîdir ki...

Risale Haber-Haber Merkezi

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Rumûz adlı eserinden bölümler.)

“Küfrün inşikakından ne görüyorsun?”
“İttihad-ı İslâm.”

“İttihad-ı İslâm nedir?”
“İttihad-ı İslâm, şarktan garba, cenuptan şimale mümted bir meclis-i nurânîdir ki, el’an üç yüz milyondan fazla bulunur ki, gafletlerinden nâşi gayr-ı meş’ûr bir sûrete girmiş olan bir rabıta-i metin ile birbiriyle merbutturlar. Misâk-ı ezeliye ile, peyman ve yeminimiz olan iman ile o cemiyete dahil olmuşuz, ehl-i tevhidiz, ittihada memuruz. Şu cemiyetin şubeleri bütün mesacid ve medaris ve tekâyâ ve zevâyâdır. Ve şu cemiyetin reisi, Resul-i Ekremdir (a.s.m.). Kanun-u esasîsi, Kur’ân-ı Azîmüşşândır.

Bütün efrad mâbeynindeki rabıta-i nuraniyeyi şuurî bir sûrette ihtizaza getirmekle bütün o şubelere ifaza-i nur etmek zamanı gelmiştir.

İşte kâbe-i saadetimiz olan ittihad-ı münevver-i İslâmın haceru’l-esvedi Kâbe i Mükerremedir. Ve dürretü’l-beyzâsı Ravza-i Mutahharadır. Mekke-i Mükerremesi Ceziretü’l-Arap’tır. Medine-i medeniyet-i münevveresi, Devlet-i Osmâniyedir.

Bir zaman, İslâmiyetin secâyâ, revâbıt, mehâsin-i ahlâkına işareten rumuz tarikiyle şöyle demiştim:

Eğer şu Kâbe’nin ziynet ve nakşını görmek istersen, işte bak: Hayâ ve hamiyetten neş’et eden civanmerdâne humret; hürmet ve rahmetten tevellüd eden mâsumâne tebessüm; cezâlet ve melâhattan hasıl olan ruhânî halâvet; aşk-ı şebâbîden, şevk-i baharîden neş’et eden semâvî neşe; hüzn-ü gurubîden, ferah-ı seherîden vücuda gelen melekûtî lezzet; hüsn-ü mücerredden, cemâl-i mücellâdan tecellî eden mukaddes ziynet birbiriyle imtizaç edip, ondan çıkan levn-i nurânî, o şark ve garbın kab-ı kavseyni olan kâbe-i saadetteki tâk-ı muallâsındaki, kavs-ı kuzahındaki elvân-ı seb’anın lâcivert ve yeşil levninin timsâlini göreceksin. Lâkin ittihad cehl ile olmaz. İttihad, imtizac-ı efkârdır; imtizac-ı efkâr marifetin şuaıyla olur.

Devam edecek

ÖNCEKİ BÖLÜMLER

“İ’câz-ı Kur’ân’ı icâz ile beyan et” sorusunun cevabı budur

Burhanınıza şekk-i itiraz geldikçe imanınız sarsılmaz mı?

Hani hak daima üstün gelirdi? Hâlbuki kâfir Müslümana galebe eder!

Emek ve sermayeyi barıştırmanın çaresi zekatı vermek faizi yasaklamaktır

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.