Isparta Semerkant Günleri

Isparta’da 22 Mayıs Çarşamba ile 29 Mayıs Çarşamba arasında Semerkant, aile, kardeşlik ve muhabbet günleri düzenlendi. Bir hafta zarfında çeşitli etkinlikler düzenlendi, ev ziyaretleri huzurevi cezaevi ziyaretleri konferanslar Mevlid-i Şerifler tertip edildi. 29 Mayıs günü  S.Demirel Kongre ve Sergi Sarayında bir panel düzenlendi. Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Sayın Hasan İbicioğlu paneli yönetti, diğer konuşmacılar Tübiat Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Atan, Tümsiad Genel Başkanı Dr. Hasan Sert, Prof. Dr. Süleyman Seydi Bey ve  Doç. Dr. Nazmi Avcı  idiler. Tasavvufi, kalbi ve İslam romantizmi ile dünyayı, hayatı ve dini kucaklayan bu muhterem insanların Semerkant simgesinde şekillenen maziye, hale ve istikbale dönük dünya tasarımı ve bakış açıları İslamın büyük tevhid bayrağının altında dinin ve Nebiyy-i Zişanın getirdiği nübüvvet meşalesinin ışığı altında olmaktır.

Sayın Rektör Hasan İbicioğlu inanç ve itikadın hurafelerden arınması gerektiğini  realitelerle bütünleşen bir inanç ve ibadetin insanı dünyada ve ahirette mutlu edeceğine vurgu yaptı. Yeni nesiller realitelerle ve ilimle bütünleşen bir din ile hayata baktıklarında daha sağlıklı düşüneceklerdir, dediler. Doç. Dr. Nazmi Avcı, “Bilgi Toplumundan Fetih Toplumuna Üniversite” isimli panel konusuna bir sosyolog gözü ile baktı. Her millet geleceğini gençlere yükler, gençler toplumun istikbalidir. Türkiye’de 13 milyon genç nüfus bulunmaktadır. Bu gençler yarının ümididir, kendilerinden sonraki toplumun rahatı, refahı ve huzuru için çalışacaklardır. Bunların yarını kurtarmaları ancak hayallerinin olması ile mümkündür. Bütün büyük adamlar büyük hayallerini gerçekleştirmek için çabalamışlardır. Nazmi Avcı, Ahmet Hikmet Müftüoğlu’nun Çağlayanlar romanındaki kahramanının idealize edilmiş dünyası noktasından olayları analiz etti. Roman kahramanı Turhan idealist bir kişidir, ideali de ülkesinin çeşitli eğitim kurumları ile çalışır olmasını temindir. Türkiye’de her kültür ve anlayış grubuna göre medreseler ve okullar açmak idealidir. Asrın başında aklı başında olan herkes asıl sorunun ciddi bir eğitim olduğu konusunda müttefiktir. Sayın Avcı hal böyle iken günümüz neslinin idealden uzak olduğunu  yüzde doksanı gününü gün etme ve internet ile sosyal medyanın  mahkumu olduğunu bunları  ülkenin geleceğine ve ideallere çekmek gerektiğini, ülkede idealizm için herşeyin var olduğuna  vurgu yaptı.

Tüm Bilim Adamları Derneği Başkanı Sayın Ahmet Atan, kendi hayatından örneklerle statükonun kurbanı olan bir neslin günümüze intikal ettiğini, devlet gücünü devlet  eliyle yanlış yerlerde mazide kullanıldığını ama artık bunların bitmesi gerektiğini çıkar ve sapık ideolojilerin  tesirlerinin bitmesi gerektiğini söyledi. Semerkant topluluğunun geniş perspektifinde kalbin ışığında yeni bir fetih ve fatih felsefesini ortaya koydu. Panelin konusu Arif Nihat Asya’nın Fetih Marşı ile şekillendi. Şiirin her mısraı günlük işlerin ve zevklerin prangasındaki nesli ideallere çekmek üzerine kurulmuştu. Ahmet Atan Bey, “Hala ne diye oyunda oynaştasın/Fatih’in İstanbul’a fethettiği yaştasın”
ikazı ile nesilleri uyarmak gerektiğini belirtti.

Her gencin İstanbul’u başkadır, fetih felsefesi başkadır, onları bu noktaya getirerek fetih felsefesini yapmak gerektiğini anlattı. Fetih ve fütuhat ruhunu gençlere kazandıracak şekilde olayları ve üniversiteyi örgütlemek gerektiğini söyledi.  Fethin ruhu peygamberin rahlesinde ders almakla mümkün olduğunu, böylece dünyanın en büyük fethini gerçekleştirmiş olan bir Nebi’nin herkes için fetih ve fütuhat ruhu ortaya koyacağını ilave etti. Peygamberimizin İstanbul’u fetheden kumandan ve askere yaptığı teşvikin tarihi harekete geçirdiğini Eyüp Sultan’ın yaşının seksen üzerinde olmasına rağmen bu ordu içinde İstanbul kapılarına kadar dayandığını anlattı. Aynı şekilde her  fetih ruhunun bir İstanbul’u olduğunu ve bu yolda koşturmak gerektiğini söyledi. Bilim, kültür ve sanat yeni fethin teorisidir. Ülkenin her şehri bir İstanbul her genci de bir Fatihdir. Fetih felsefesi bütün zamanlar ve mekanlar için geçerlidir.  Herkes kendini teşvik eden bir Molla Gürani ve Akşemsettin bulmalıdır.

Olaya iktisadi boyuttan Aybars Ünal baktı. Fetih neslinin itici gücünün iktisad olduğunu söyledi. Dünyayı büyük şirketlerin yönettiğini bizim de böyle büyük şirketlerle idealist nesillerin tasarılarını gerçekleştirmekte onların arkasında durmamız gerektiğini söyledi. Siyasi iradenin 2023 hedefini bir fetih projesi olarak kabul etti ve bu yolda gençlerin kendilerini hazırlamaları gerektiğini söyledi. Ülkenin son yıllardaki iktisadi atılımlarının memleketimizi Avrupa’da takdir edilen bir boyuta getirdiğini, sanayici gruplarla bir ittihad ile ülkemizi büyük şirketlerle temsil ederek fetihe yol açmak gerektiğin vurguladı. O da Arif Nihat’ın, “Elde sensin dilde sen, gönüldesin baştasın/Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın” şiirine vurgu yaptı.

Sayın İbicioğlu, çalışmaya dünyevi ve uhrevi bir birliktelik getirdi, konuşmayı destekledi, Yavuz Sultan Selim’in nereye giderse kitaplarını götürdüğünü, ilim adamlarını yanında bulundurduğunu, ruhsal ve coğrafi fetih ruhunu ilimle kitaplar alimle birlikte yürüttüğünü örnekledi. Tarihin bu büyük insanlarının gençlerinin örnekleri olduğunu söyledi. Gerek Türkçe’nin gerek ise bir yabancı dilin iyi öğrenilmesi için nesilleri yetiştirmek gerektiğini belitti.

Prof Süleyman Seydi Bey günümüzün  fetih ve fatih anlayışı ile tarih arasında bağlantılar kurdu. Üniversitelerin yeni perspektifler edinmesi gerektiğini söyledi. Özellikle sosyal bilimler alanında yeni bakış açılarının ihtiyaç olduğunu belirtti. Bilgi ile fetih arasında bağları kurdu. “İlim ilim bilmektir/İlim kendin bilmektir/Sen kendini bilmezsen/Ya nice okumaktır.” Yunus’un fetih ve fatih için ilimi öne sürmesini vurguladı. Gençlere tarihi ve güncel temel doğruların anlatılması gerektiğini belirtti. Bir ihata edici ve yön gösterici büyüğün gerekliliğini vurguladı ve Şeyh Edibali’nin vasiyetini öne sürdü. Her büyük padişahın arkasında bir büyük insanın alimin, fazılın olduğunu belirtti. Böyleye yeni bir neslin tarihi ve tarihi kişilikleri göz ardı edemeyeceğini söyledi.

Sayın Rektör, ızdırabın yeni oluşumlar için gerekliliğini vurguladı ve şu sözünü tamamladı: “Büyük doğumlar büyük sancılar ile birlikte gelir.” Rahat döşeğinde başarı yakalanmaz, çile çekilmelidir, ızdırabın başarının anahtarı olduğunu belirtti. Model kişiler üretmek veya model kişilerin arkasından gitmenin gereğini söyledi. Bilgi toplumuna ve evrensel insana dikkat çekti, “ağrımaz baş değil ağıran ve dert çeken başarıları yakalar” yolunda sözler kullandı. Sayın Rektör panelin finalinde gelir ve gelecek, gelmekte rediflerinden oluşan bir şiiri irticalen söyleyerek panelin yönetimine sön verdi. Karizması panele hakim oldu böylece.

Panel sonunda Semerkant Bölge sorumlusu Halil Karagöz Bey konuşma yaptı,  vakfın faaliyetlerine katkısı olanları sahneye davet etti, plaketler dağıtıldı ve panel sona erdi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum