İslam coğrafyası kaos ve  sıkıntılarla karşı karşıyadır

İslam coğrafyası kaos ve sıkıntılarla karşı karşıyadır

Başbakan Yardımcısı İşler, Ümmetin Uyanışında Alimlerin Rolü konulu toplantısında yaptığı konuşmasında "İslam coğrafyası trajediler, ölümler, kaoslar ve sıkıntılarla karşı karşıyadır" dedi.

Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, bugünlerde İslam coğrafyasının trajedi, ölüm, kaos ve sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu, değişik isimlerdeki hareket ve gruplarca insanların, masum kadınların ve günahsız çocukların sebepsiz yere öldürülmesine tanıklık ettiklerini belirterek, "İsmi dahi güvenlik, esenlik ve barış olan bir dinin mensuplarının bu hale düşmesi kabul edilebilecek bir durum değildir. Yüzyıllar boyu aynı coğrafyayı huzur içinde paylaşan Müslümanların şu an düştüğü durum çok acıdır" dedi.
 
Dünya Alimler Birliği'nin, Grand Cevahir Otel'de düzenlenen, "Ümmetin Uyanışında Alimlerin Rolü (Kimlik Problemleri)" konulu 4. dönem toplantısında konuşan İşler, toplantıya katılanlara teşekkür etti. 
 
Uzun süre İslam dünyasının merkezi olan İstanbul'un Bağdat, Şam, Kahire, Kudüs, Mekke ve Medine'den ayrı düşünülemeyeceğini vurgulayan İşler, bütün bu şehirlerin de Hz. Peygamber'in rehberliğinde inşa edilen Medine'den ilham aldığını söyledi. 
 
İşler, bazılarında maalesef bugün kan ve gözyaşının egemen olduğu bu İslam şehirlerinde, huzur, emniyet, asayiş yerine çatışma, kargaşa ve istikrarsızlığın hakim olduğunu aktardı.
 
Dünya medeniyet tarihi açısından merkezi bir değere sahip Ortadoğu coğrafyasının, insanlığın adeta başlangıç noktası olan ilk medeniyetlerin kurulduğu, farklı etnik ve dini bir mozaiğe sahip bulunduğunu anlatan İşler, bu coğrafyanın eşsiz jeopolitik konumu, zengin yeraltı kaynakları, dini ve kültürel dokusuyla tarihin müşahede ettiği tüm zamanlarda gündemin merkezinde olduğunu kaydetti.
 
İşler, dünyanın başka hiçbir bölgesiyle kıyaslanmayacak öneme sahip olan bölgenin büyük güç mücadelelerine şahitlik ettiğini, zira dünya sathında rol almak isteyen tüm güçlerin bu gizemli bölgeye hakim olmadan dünya siyasetine yön verme iddiasını taşıyamayacaklarını bildiğini kaydederek, ne yazık ki büyük medeniyetlere ev sahipliği yapan bu coğrafyanın, sürekli güç mücadelelerinden dolayı bir türlü hak ettiği huzuru yakalayamadığını vurguladı.
 
Bütünleşmenin değil, ayrışmanın aracı olarak kullanıldı
 
Başbakan Yardımcısı İşler, konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
"Coğrafyanın zenginlikleri bütünleşmenin değil, ayrışmanın birer aracı olarak kullanıldı. Bölge dışındaki güçlerin bu coğrafya üzerinde söz sahibi olma çabası, bölgeyi tarih boyunca sürekli güç mücadelelerinin arenası haline getirdi. Dün suni sınırlar çizmek suretiyle bölge üzerinde operasyonlar yapan güçlerin, bugün mevcut sınırları daha da küçülterek 'mikro' seviyede küçük devletçikler oluşturma gayreti içerisinde oldukları gözlenmektedir. Dünyanın pek çok yerinde insanlar insanlık dışı uygulama ve yöntemlerle katledilirken, sessiz duran bu güçler, çıkarlarına ters düşen en ufak bir hadiseye aniden müdahale etmektedirler. Oysa başta İslam coğrafyası olmak üzere dünyanın her köşesinde soykırımlar niteliğinde cürümler işlenmektedir."
 
İşler, buralarda sadece insanların değil, insanlığın kendisinin öldüğünü, maalesef yaşanan menfur hadiseler karşısında adeta gözlemci refleksi gösteren dünyanın insana ait olan tüm değerlerini ve en önemlisi insanlık vicdanını kaybettiğini belirterek, kendilerini dünyanın kaderini belirlemekle yükümlü gören anlayışın temsilcilerinin, bölgede kontrol edilebilir sürekli bir istikrarsızlık ortamı oluşturmak suretiyle sonu gelmez acıların yaşanmasına neden olduğunu ve olmaya devam ettiğini ifade etti.
 
Artık herkes bilmeli ki dünyanın bir İsrail sorunu vardır
 
Ortadoğu'nun pek çok ülkesinde bugün soykırım derecesinde yaşanan katliamların aynı anlayışın bir sonucu olarak karşılarına çıktığının altını çizen Emrullah İşler, en son Gazze'de hem de ramazanda gerçekleştirilen katliamların dünya vicdanının iflas ettiğini bir kez daha gösterdiğini vurguladı.
 
İşler, ilkel ve karanlık olarak tabir ettikleri çağlarda bile kutsal sayılan ay ve günlerde savaşlar yapılmadığını, insan katlinin haram kabul edildiğini, İsrail'in tüm acımasızlığıyla Müslümanların kutsal ayı ramazanda bebek, kadın, yaşlı demeden insan katletmesi karşısında dünyanın suskunluğunun hiçbir şeyin izah edemeyeceğini kaydederek, İsrail'in zulmüne orantısız güç kullanarak devam etmekle uluslararası teamülleri yine ihlal ettiğini söyledi.
 
Başbakan Yardımcısı İşler, konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
"Artık herkes bilmeli ki dünyanın bir İsrail sorunu vardır. İsrail, dünya ve bölge barışını tehdit eden, hiçbir zaman barış yanlısı olmayan, her fırsatta zulüm eden bir ülkedir. Gazze'de hem ateşkes devam etmeli hem de Gazze halkına insani yardımların ulaşması için uygulanan ambargo acilen kaldırılmalıdır. Gazze açıkhava hapishanesi olarak 21. yüzyılın utanç sayfasında yerini alacaktır. Bu durum gelecek nesiller açısından kara bir sayfa olarak adlandırılacaktır. Bu insanlık dışı uygulamayı yapanlar, buna güç ve destek veren ülkeler ve bunun karşısında sessiz kalanlar tarihe zulümleriyle geçecektir. Evet biliyoruz zalimler tarih boyunca olmuştur ve dünün zalimlerinin bugün nasıl anıldığı herkesin malumudur. Kim bugün göğsünü gere gere Mussolini, Hitler ve Stalin'den bahsedebilir? Kim yeryüzünde kan döken, can alan ve talan eden tarihte yaşamış nice zalimleri hayırla yad etmektedir? Zalimler bu dünyada yaptıkları zulümleriyle anılırlar. Maalesef bugünlerde de İslam coğrafyası trajedi, ölüm, kaos ve sıkıntılarla karşı karşıyadır."
 
Kabul edilebilecek bir durum değil
 
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, "Haksız yere bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir" ayet-i kerimesi önlerinde bulunurken değişik isimlerdeki hareketler ve gruplar tarafından sebepsiz yere insanlar, masum kadınlar ve günahsız çocukların öldürülmesine tanıklık ettiklerini belirterek, isminin dahi güvenlik, esenlik ve barış olan bir dinin mensuplarının bu hale düşmesinin kabul edilebilecek bir durum olmadığını vurguladı.
 
"Yüzyıllar boyu aynı coğrafyayı huzur içinde paylaşan Müslümanların şu an düştüğü durum çok acıdır. Bu toplantı vasıtasıyla İslam dünyasına sesleniyorum; İslam dünyası gerek İsrail'e gerekse dünyanın çeşitli yerlerinde Müslümanlara zulüm eden güçlere karşı tavrını net koymadığı sürece bu olaylar devam edecektir" diyen İşler, ne yazık ki, İslam coğrafyasında yaşanan tüm bu üzüntü verici hadiselere rağmen, pek çok İslam ülkesinin mezhebi veya kavmi maslahatlarını korumak adına sessiz kaldığını aktardı.
 
İşler, bu durumun İslam dünyası olarak kendilerini yeniden check etmelerini ve adeta yeniden dirilmelerini zorunlu kıldığının altını çizerek, "Söz konusu bu ülkelerin uyguladıkları politikaları konjonktürel açıdan kısa vadeli sonuçlar verse de uzun vadede bir çözüm getiremeyecektir. Halbuki Müslümanların, birbirleriyle karşı karşıya gelebilecek her türlü oyuna ve tuzağa karşı her zamankinden daha fazla uyanık olması gerekmektedir" dedi.
 
Emrullah İşler, dün olduğu gibi bugün de başta Filistin olmak üzere tüm mazlum halkların yanında yer almaya devam edeceklerini belirterek, "Tüm mazlum halklara olan desteğimiz, yaşadığımız müddetçe devam edecektir. Bütün İslam ülkeleri kendi aralarındaki siyasi, sosyal ve ekonomik dayanışmalarını ve işbirliklerini kuvvetlendirerek daha ileri seviyelere götürmelidirler. Türkiye olarak biz buna büyük bir önem atfediyoruz" dedi. 
 
Dünya Alimler Birliği'nin, Grand Cevahir Otel'de düzenlenen, "Ümmetin Uyanışında Alimlerin Rolü (Kimlik Problemleri)" konulu 4. dönem toplantısında konuşan İşler, Türkiye olarak azınlık diktalarının değil, kendi geleceğine sahip çıkmak isteyen halkların yanında yer aldıklarını söyledi.
 
İşler, kan bağına, ırka ve dine dayalı her türlü kutuplaşmayı, etnik ve mezhep temelli tüm siyasi seçenekleri reddettiklerini, zira ülke olarak yaşadıkları coğrafyada etnik ve mezhep farklılıklarını birer zenginlik olarak gördüklerini vurguladı.
 
Evrensel ve demokratik değerler üzerinde savundukları siyaset anlayışıyla coğrafyalarının geleceğine sahip çıkmaya çalıştıklarını dile getiren İşler, temel amaçlarının "insanlık vicdanı ve evrensel değerler ile ulusal çıkarları arasında optimum dengeye dayalı bir politika anlayışını ortaya koymak" olduğunu ifade etti.
 
Türkiye olarak dünyanın neresinde ve kim olursa olsun barış, huzur ve refah içinde olmasını arzu ettiklerini aktaran İşler, "Yaşadığımız çağda İslam dünyasını ve bütün dünyayı tehdit eden önemli problemler mevcuttur.  Hem İslam ülkelerini hem de diğer ülkeleri tehdit eden ortak tehlike ırkçılık, mezhepçilik ve bizim görüşümüzden olmayanları dışlamaktır. Bütün ülkeleri tehdit eden ortak tehlike için tüm dünya ortak bir tavır geliştirmek zorundadır" diye konuştu.
 
 Tüm mazlum halkların yanında yer almaya devam edeceğiz 
 
İşler, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşların bu tehlikenin tüm dünyayı sarmasından önce tedbir alması gerektiğinin altını çizerek, dün olduğu gibi bugün de başta Filistin olmak üzere tüm mazlum halkların yanında yer almaya devam edeceklerini bildirdi.
 
Başbakan Yardımcısı İşler, şöyle devam etti:
 
"Başbakanımızın ifadesiyle 'Biz Hakk'ın ve halkın rızasını kazanmakla görevliyiz. Bütün hedefimiz ve arzumuz, bu anlayış üzerine kuruludur. Biz bugüne kadar güçlere şirin görünmenin gayreti içerisinde olmadık. Bundan sonra da olmayacağız. Çünkü bizim için amaç egemen güçlere şirin görünmek değildir. Aslolan, mazlumların, mağdurların yanında yer almaktır.' Dolayısıyla tüm mazlum halklara olan desteğimiz, yaşadığımız müddetçe devam edecektir. Bütün İslam ülkeleri kendi aralarındaki siyasi, sosyal ve ekonomik dayanışmalarını ve iş birliklerini kuvvetlendirerek daha ileri seviyelere götürmelidirler. Türkiye olarak buna büyük bir önem atfediyoruz."
 
İslam ülkelerinin ayrımcılığa fırsat vermeden, Müslümanların karşı karşıya getirilmesine, her türlü etnik, mezhebi ve meşrebi düşünceye karşı birlikte politikalar geliştirmesi, ayrımcılığa fırsat vermemesi gerektiğini vurgulayan İşler, bu ülkelerin bir ve beraber hareket etme noktasında düne göre daha fazla emek ve çaba sarf etmesi gerektiğinin altını çizdi.
 
 Türkiye, İslam ülke her türlü işbirliğine büyük önem veriyor 
 
İşler, dünyanın en ücra köşesine kadar uzanan geniş bir coğrafyada yer alan kardeş Müslüman ülkeler olarak, kökenleri tarihin derinliklerine kadar uzanan sağlam ve kopmaz bağlara sahip olduklarını söyledi.
 
Başbakan Yardımcısı İşler, "Sadece İslam dünyasında değil tüm dünyada insan hakları, adalet, huzur, güven, refah insanları ilgilendiren konularda en iyisi ve en güzeli ne ise onu hayata geçirme gibi konularda gayretlerimiz ve çabalarımız müşterek olmalıdır. Türkiye olarak bizler, İslam ülkeleri ile her türlü iş birliğine büyük önem veriyor, birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde iş birliğimizi sürdürmeye ve sizlerle daha iyi işler yapmaya devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.
 
Sözlerini Hazreti Peygamber'in Veda Hutbesi'ndeki bir nasihatiyle bitirmek istediğini aktaran İşler, "Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah'ın kitabı Kur'an-ı Kerim ve Peygamberin sünnetidir" dedi.
 
Katılımcıların çaba ve gayretinin hayırlı sonuçlar vereceğini umduğunu belirten İşler, çalışmanın İslam ülkelerinde yaşanan kötü hadiselerin bertaraf edilmesine vesile olmasını temenni etti.
 
Toplantının sonunda Dünya Alimler Birliği'nin, Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a tevdi edilen plaketi, Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler'e takdim edildi.
 
Toplantıda, Başbakan Yardımcısı İşler ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'e de plaket verildi.
 
 Toplantıya 70'ten fazla ülkeden İslam alimleri katılıyor 
 
Bu yıl "Ümmetin Uyanışında Alimlerin Rolü (Kimlik Problemleri)" adıyla düzenlenen ve 3 gün devam edecek toplantıya, başta İslam ülkeleri olmak üzere 70'ten fazla ülkeden alimler katılıyor.
 
Dünya Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavi'nin de konuşma yapacağı toplantıda Genel Sekreter Prof. Muhyiddin Ali Karadaği 3. dönem toplantısının raporunu sunması bekleniyor.
 
Toplantıda ayrıca 4. dönem yürütme kurulu seçilecek. 
 
Yemenli alim Abdülvehhab ed-Deylemi, Çeçenya Müftüsü Salah Mejiyev gibi dünyanın önde gelen alimlerinin de katıldığı 4. dönem toplantısında ele alınacak konular arasında, "fikri meselelerde alimlerin rolü", "kimliğin korunmasında alimlerin rolü", Filistin ve Kudüs meselesinde alimlerin rolü", "ümmet meselelerine hizmet için medyanın kullanımında alimlerin rolü"nün yanı sıra İslam dünyasında din eğitimi gerçeği ve beklentileri" başlıkları yer alacak.
 
İslam alimlerini İstanbul'da bir araya getiren Dünya Alimler Birliği'nin 4. dönem toplantısı 3 gün sürecek.
 
AA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.