Avrupa'nın seçime giden üç ülkesi Hollanda, Fransa ve Almanya'da yaşanan seçim süreci tüm dünyanın dikkatini çekiyor. Adayların seçim atmosferine girmeyle birlikte yapılan açıklamaların anahtar kelimesi 'ırkçılık' ve 'İslamofobi'. Ülkelerinde yaşayan Müslümanları çok sert ithamlarla hedef alan adaylar, oy kazanmak için gerilimi daha da tırmandırıyor. Hollanda, Fransa ve Almanya'da son günlerde Türkiye'yi de içine alarak sahnelenen ırkçılık yarışını derledik...

Wilders​'la​ yarışıyorlar

15 Mart'ta genel seçimlerin yapılacağı Hollanda'nın aşırı sağcı ve ırkçı Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders, seçim sürecinde 'ırkçı' bir iz bıraktı. Camileri kapatmayı, Müslümanları kovmayı planlayan ve İslamlaşmanın önüne geçeceğini vaat eden Wilders'ın son anketlere göre oy oranlarını artırdı.

Wilders: "Sınırlarımızı kapatıp, yabancılara verdiğimiz parayı elimizde tutarak kendi Hollandamızı inşa etmek istiyoruz. Milyarlarca Euro ödüyoruz, Brüksel'e, Yunanistan'a, Afrika'nın gelişimi için ve Hollanda'daki mülteciler için. Tüm harcamaları keseceğiz ve parayı Hollanda'nın kendi halkına vereceğiz"

Rutte çarkı etti
Wilders'ın yükselişinin önüne geçmek isteyen mevcut Başbakan ve Halk için Özgürlük ve Demokrasi Partisi lideri Mart Rutte, dikkatleri çeken bir dönüş yaptı.

2016'nın son aylarında Wilders'a için, "Bu görüşler hukuka karşı bir tehdittir. Müslümanların özgürlükleri Hollanda anayasasının teminatı altındadır" değerlendirmesini yapan Rutte şimdilerde Müslümanlar için "Kurallara uymuyorsan ülkeyi terk et" tepkisini gösterdi.

Son anketlere göre Rutte yüzde 16, Wilders ise yüzde 14 puanlarında seyrediyor.
Le Pen AB'ye de karşı

Aşırı sağcı ve ırkçı akımların yükselişe geçtiği Batı'da gözler bu sefer Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde. İki turlu olarak 23 Nisan ve 7 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Le Pen, yüzde 26 oyla anketlerde birinci sırada.

Fransa'da aşırı sağcı Ulusal Cephe lideri ve cumhurbaşkanı adayı Marine Le Pen, İngiltere'den sonra Fransa'nın da Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılması gerektiğini savunuyor. Le Pen, her fırsatta AB'nin bittiğini belirterek, "AB konusunu bitirmenin artık zamanı geldi. AB Avrupa'daki ulusları parçalıyor. Artık bu bürokrasi canavarına son vermek gerekiyor. AB, Fransa'yı küçülttü, dünyadan ayırdı. Fransa'nın küçülmüş, bağımlı ve dünyadan kopmuş halini kabul edemiyorum" diyor.
Le Pen, mülteci ve Müslüman düşmanı politikalarıyla biliniyor.
Hitler'in politikalarını anımsatıyor

Almanya'da Eylül 2016'da yapılan yerel seçimlerde Başbakan Angela Merkel'in partisi Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) oy kaybetti. İslam karşıtı ve göçmen düşmanı ırkçı AfD partisinin yükseldiği seçim sonuçları, tüm Avrupa'yı etkisi altına alan ırkçı tehlikenin, Almanya'nın da kapısını çaldığını gösteriyor.

Genel seçimler 24 Eylül 2017'de
İslam ve göçmen karşıtı yaklaşımlarıyla tanınan Almanya İçin Alternatif Partisi AfD, yüzde 14.2 oy aldı ve böylece 16 eyaletin 10'unda temsil hakkı kazandı. Almanya'da Eylül 2017'de genel seçimler yapılacak ve kamuoyu araştırmaları AfD'nin ülke çapında üçüncü parti olduğunu gösteriyor. Irkçı AfD'nin siyaseti, 82 yıl önce Almanya'nın başına gelerek ırkçı politikalarıyla tanınan Adolf Hitler'in politikalarını anımsatıyor.
BONUS: Trump'ı izliyorlar

ABD'de Başkanlık seçimleri sürecinde yaşananlar ve sonrasında sandığa yansıyan sonuçlar Avrupalı adaylar için yeni bir yol haritasını masaya koydu. Seçim kampanyası boyunca Müslümanları hedef alan, sığınmacıları kovacağını açıklayan ve ülkeye giriş yasağı uygulamayı vaat eden Donald Trump, rakibi Hillary Clinton'ı geçerek ABD'nin yeni başkanı oldu.

Avrupa'daki adayların ırkçılık üzerinden hamleler yapması ve buna bağlı olarak anketlerde ivme kazanması ise 'Trump yöntemi'ne işaret ediyor. Avrupalı adaylar, Trump'ın söylemlerini meydanlardan kendi ülkeleri için dillendiriyor.

Trump vaatlerini gerçekleştiriyor
Göreve gelen Trump'ın Müslüman ülkelere vize yasağı uygulamaya başlaması, duvar örmek için harekete geçmesi ve benzer uygulamalar da Trump'ın ırkçılık konusunda ısrarla adım atacağının göstergesi.

Yeni Şafak