'İrade, Zihin, His, Lâtife-i Rabbâniye'nin gâyâtü’l-gâyâtı vardır

'İrade, Zihin, His, Lâtife-i Rabbâniye'nin gâyâtü’l-gâyâtı vardır

Ümmet, şeriata temessükü nisbetinde terakki ve tesahülü nispetinde tedennisi hakâik-i tarihiyedendir

Risale Haber-Haber Merkezi

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Şuâât adlı eserinden bölümler.)

 

Üçüncü Nükte: Medeniyet-i hazıra ile Şeriat-ı İslâmiye esas itibariyle muvazene: İşte “medeniyet-i hâzıra”, beş menfi esas üzerine teessüs etmiştir.

•Nokta-ı istinadı kuvvettir. O ise şe’ni tecavüzdür.
•Hedef-i kasdı, menfaattir. O ise şe’ni tezahumdur.
•Hayatta düsturu cidâldir. O ise şe’ni tenazudur.
•Kitleler mabeynindeki rabıtası, aheri yutmakla beslenen unsuriyet ve menfi milliyettir. O ise şe’ni müdhiş tesadümdür.
•Câzibedar hizmeti, hevâ ve hevesi teşcî ve arzularını tatmin ve metalibini teshildir. O hevâ ise şe’ni insaniyeti derece-i melekiyeden dereke-i kelbiyete indirmektir. İnsanın mesh-i mânevîsine sebep olmaktır.

Şeriat-ı İslâmiye ise; onun menfi esasları yerine müsbet esaslar vaz eder.

•İşte nokta-yı istinad, kuvvete bedel haktır ki; şe’ni adalet ve tevazündür.

•Hedefte menfaat yerine fazilettir ki; şe’ni muhabbet ve tecazübdür.

•Cihetü’l-vahdette unsuriyet ve milliyet yerine; rabıta-yı dinî, vatanî, sınıfîdir ki; şe’ni samimî uhuvvet ve müsâlemet ve haricin tecavüzüne karşı yalnız tedafüdür.

•Hayatta düstur-u cidal yerine, düstur-u teavündür ki; şe’ni ittihad ve tesanüddür.

•Hevâ yerine hüdâdır ki; şe’ni insaniyeten terakki ve ruhen tekamüldür. Hevâyı tahdid eder. Nefsin hevesat-ı sefîlesinin teshiline bedel, ruhun hissiyat-ı ulviyesini tatmin eder.

Şeriatın Ferde, Neve, Medeniyete Karşı Birkaç Nüktesi

Birinci Nükte: Vicdanın anasır-ı erbaası ve ruhun dört havassı olan “İrade, Zihin, His, Lâtife-i Rabbâniye” her birinin bir gâyâtü’l-gâyâtı vardır.

•İradenin ibadetullahtır.
•Zihnin mârifetullahtır.
•Hissin Muhabbetullahtır.
•Lâtifenin müşehadetullahtır.

İbadet-i kâmile dördünü tazammun eder. Şeriat; şunların itidal ve muvazenetlerini muhafaza ve gâyâtü’l-gâyâtına sevkettiği gibi, nefsin fıtraten serbest bırakılmış olan kuva-ı selâsesini ifrat ve tefritten kurtarıp hikmet, iffet, şeceâtı tazammun eden adalet noktasına sevkeder.

İkinci Nükte: Ümmet, şeriata temessükü nisbetinde terakki ve tesahülü nispetinde tedennisi hakâik-i tarihiyedendir.

Devam edecek

ÖNCEKİ BÖLÜMLER

Bu kelime İslâmiyetin en nurânî ve en ulvî bayrağıdır

Allah'ın varlık ve birliğine en açık delil Hz. Muhammeddir (asm)

Allah’ım! Senin Vücub-u Vücuduna delâlet eden Muhammed’e (a.s.m.) salât ve selâm et

Enbiyanın lisân-ı hâlleri şehâdet, lisân-ı kalleri beşaret veriyor

Resul-ü Ekremin (asm) her bir fiilinde, hâlinde, kâlinde sıdk lemeân eder

Bu hareket, hâl ve tavrı, Hz. Muhammed'in (asm) nübüvvetine şâhid-i kâfidir

Resul-u Ekremin (asm) Peygamberlerden bahsetmesi nübüvvetini intaç eder

İslâmiyetinden bir saat evvel Ömer, İslâmiyetinden sonra Ömer ile muvazene edilse

Resul-i Ekrem Aleyhisselâmın mesleği hiçbir vakit mahvolmayan hak üzerine müessestir

Nebiy-yi Kureyşî getirdiği dine, tebliğ ettiği şeriata herkesten ziyade mu’tekid idi

Hayalat-ı muhitiye ve evham-ı zamaniyenin elbiselerini çıkart, çıplak ol!

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.