M. Maruf ÖZÜLKÜ

M. Maruf ÖZÜLKÜ

İnsana bakmayan çaba, beyhudedir

Sorunların temelinde “insan” denilen, özel yaratılmış bir eseri anlama ve bu doğrultuda çözümlemelerde bulunma çabaları vardır.  Özellikleriyle, yetenekleriyle ve geniş etkileriyle evrendeki her şeye dokunan ve değiştiren ve dönüştüren insan, kendi içerisinde ise, büyük problemlerle boğuşmaktadır.

Akıl, şuur ve idrak gibi donatılarla evrendeki  herşeyi sorgulayan ve anlamlandırabilen insan, bir taraftan kendini sorgulamaktadır, bir taraftan da beklentilerinin karşılanmasını talep etmektedir.

“Ben kimim” “nereden geliyorum” ve “nereye gidiyorum” gibi soruları soran insan, sahip olduğu insanlık özellikleri anlamak istemektedir. İradesi dışında başladığı hayat yolculuğunun anlamını varacağı durakları ve biçimi onun en önemli sorunlarındandır. Hayatı nitelikli yaşama ve tüm güzellikleri yaşama arzusu bir tarafa,  hayatı güzelleştirme sürdürme ve kalıcı yapma istekleri ruhunun derinliklerinde ana gündemdedir.

Felsefe asırlarla bu soruları sordu; “olmak ya da olmamak” , ”Varlık niçin var,  yokluk niye yok?” , “Ölmek varsa, yaşamak niye?”, “Yaşama ne kadar söz geçirebiliriz?” diye.

Soru sormak, olanı sorgulamak akıl unsurunun çalıştığını göstermektedir. Kalp, his ve diğer insani latifeler de bu soruların cevabını şiddetle arar bir ömür boyu.

“Yapan bilir” ilkesinden hareketle diyebiliriz ki, bu soruların cevabını, en doğrusunu  insanı yaratan ve yaratılış formatını ona yükleyen Yaratıcı bilir ve bildirebilir. Elçileri ve gönderdiği eserler bu doğrultudaki temel referanslardır. Hayat koçu,  rol model şahsiyetler Allah’ın bize gönderdiği model insan; Peygamberlerdir. Sonuncusu ise, elinde Kur’an ı Kerim ile gelen Muhammed Mustafa (asm)dir.

Meselenin başına gelecek olursak…

"Eşref -i mahlukat" olarak yaratılan insan Yaratıcı’nın muhatabı olma şerefine mazhar olmuştur. Yaratan’ın nazarında mübarek bir varlık olarak addedilmiştir. İnsana özel bir değer verilmiştir.

Allah, insana ruh, akıl, kalp, irade, nefis, vicdan, gibi duygular vermiştir. İnsanı diğer yaratılanlardan ayıran bu duygular aynı zamanda insan mahiyetinin de önemli unsurlarıdır. İnsanın yükselmesi ve alçalması onun iradesine bırakıldığından bu duygularına sınır konulmamıştır. Bu duygular ile birlikte insana istidat ve kabiliyetler verilmiştir. İnsan bu duyguları ve yetenekleri iyilik ya da kötülük yapma adına kullanabilir.

O, bize ihsan etmiş olduğu bu nimetleri doğru kullanma adına emir ve yasaklarını ayetlerle bildirmiştir. O’nun huzuruna alnı ak olarak çıkmak O’nun emir ve yasaklarına uymakla mümkün olur. Bizden çalışıp, ibadetlerimizi yapmamızı ve sorumluluklarımızı yerine getirmemizi istiyor.

***

Hayat, bize Allah’ın sunduğu en güzel ve en anlamlı hediyedir. Bize sunulmuş açık bir çektir adeta. Bunu doğru kullanmak, bize sunan formatına uygun biçimde sürdürmenin adı Başarı’dır. Onun hayata koyduğu değişmez maddi ve manevi kurallar vardır. Sözgelimi; su doksan derecede kaynar. Ateş yakar, su söndürür, çalışan kazanır ve güçlü olmak için gece-gündüz çalışmak lazım… gibi.

Bir de manevi kuralları vardır...

Hayatımız ölüm denilen bir durakla karşılaşmaktadır. Hayatımızı doğum ile ölüm arası mesafede anlamlandırabiliyoruz. O halde nitelikli yaşamak, ölüm sonrası öngörüde bulunup buna göre davranışlar sergilemek hayati önem arzetmektedir.

***

Başarı, insanın gerçekten istediği bir sonucu elde etmek istediği çabaların sonunda elde ettiği kazanımlardır. Başarının başarı sayılmasının temel şartı; işlevidir. İnsana mutluluk getirmeyen; fayda sağlamayan, ya da sizi mutlu ederken başkasını mutsuz eden  şey başarı kabul edilemez.

Bir de başarı dediğimiz şey aklımızı hevesimizi olduğu kadar kalp, vicdan ve duygularımızı da sevindirmelidir. Yoksa başarı bazen felaket de olmaktadır. Sözgelimi, Nagazaki’ye atılan bombaların komutunu veren otorite de bu arzusunu başarıyla yerine getirdi. Belki bunun için mutlu de hissetmiştir kendini ama sonuç asırlık izleri süren bir felaket…

Ezcümle…

İnsanın kendini tanıması ve kendisiyle barışık olması ve netice olarak Yaratıcısı ile barışık ve uyumlu olması en önemli başarıdır. Bütün bilimler bütün kişisel gelişmeler bu sonucu veriyorsa anlamlıdır ve değerlidir.

İnsan planlı bir şekilde, zamanı verimli kullanarak çalışır, dua eder ve sonucunu Rabbinden talep eder. Bu çalışmasının karşılığında Rabbi başarıyı ihsan eder.

Başarınız insanlara fayda sağlıyorsa siz hayırlı bir insansınız demektir. 
Değilse...
Dünya melabegahında...
"Var biraz da sen oyalan..."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum