İnisiyatif almak

İnisiyatif, tercih hakkını ve sorumluluk hafızasını öncelikle devreye sokma girişimidir. İnisiyatif, bir hadise karşısında erken davranma sağlayan durumdur. İnsanın, kendi doğruları, öncelikleri ve önemsedikleri ışığında harekete geçme halidir.
İnisiyatif almak, insana dair iddiasında sebat etmek ve bedelini ödemektir. Yanlışa “Hayır”, doğruya “Evet” demektir. Yanlışı engellemek, doğruyu desteklemektir.

İnisiyatif almak, haklı bir davada olursa, ”hakkın hatırı alidir” prensibine uyar. Hatırları aşmayı ve hakkın hatırını yüceltmeyi ve hakkın üstünlüğüne bağlı bir üstünlük sağlar.
İnisiyatif almak, “Kim ne der?” yerine, “vicdanım ve aklım ne söylüyor?” yolunda ilerlemektir. “Risale ne diyor” demek, bunu tevilsiz ve aleniyet kazanan, kamuoyu vicdanındaki hakkaniyet yansıması ile dikkate alacak cesaret ve teşebbüse destek vermektir.

İnisiyatif almak, hukukuna sahip çıkmaktır. Risaledeki ifadeyle, “Herkesin cüz-i hakikisine malik olduğu” meşru hürriyetlerin inkişafına fert olarak bizzat girişmektir. Haklar, özellikle temel haklar, asla bir başkasına vekalet edilemez, tahvil edilemez ve asla bir başkası tarafından devşirilerek ve ciro edilerek bir başka hedefe farklı şekilde dönüştürülemez.

İnisiyatif almak, ferdin hür rızası ile vicdanında, aklında ve duygularında yüzde bir bile olsa tasvip etmediği bir durumu/sözü/gaspı/yanlışı/tepkiyi ifade etme cesaretini kullanabilme özgürlüğüne sahip olmasıdır. Kendini ifade ettiği zaman dışlanmaması, hukukunun korunabilmesi, incitilmemesi ve itham edilmemesidir.

Hürriyet, bir iç hissediş olarak bireyin psikolojisini rahatlatmadığı ve ifadeden çekindiği her doğru karşısında mağluptur. Kendini ifade edemeyen bireyin söylemek yerine “söylenme” hastalığı, ayrı bir ezilmişlik ve politik aklın mahalle baskısında ütülenmiş zihinsel dumurudur.

İnisiyatif almak, kendini pozitif bir şekilde ve hiçbir etki/tepki altında kalmadan, çevre  baskısını göğüslemek ve ifade gücünü şahsiyetli bir şekilde ortaya koymaktır.
İnisiyatif almak, araştırıcı ruhların, akl-ı selimin, ihtisas ve istişarenin hakkıdır. Düşünen insafın, adil vicdanın ve yanlışa suskun kalmayan sabrın “Yeter” deyişidir.
İnisiyatif almak, minnetsizliktir. Ahlaki zeminde “sevgi ve saygı bariyerleri”nin hakkını verip, hakkı söyleme üstünlüğünü kaybetmemektir.

İnisiyatif almak, özgür olmaktır. Bediüzzaman’ın tabiriyle “insaniyete çıkmak” olarak değindiği ikinci meşrutiyet dönemindeki hürriyet hareketleriyle beraber olmaktır.
İnisiyatif, risale bakışı ile  yenilenme  mutfağında pişer ve kıvamını bulursa, gözlem, idrak, farklılık ve dünyayı doğru okuma bilgi ve görgüsü sayesinde  tecdidin ruhuna uygun olarak manayı taçlandırır. Tefekkür kalitesini marifetle inisiyatife dönüştürür.

Bu anlamda, sivil inisiyatif ise, tamamen özgürlüklerin peşinde koşmaktır. Bunun gereğini yapmaktır. Sivil demokrasi, sivil inisiyatifle gelir. Aksi halde “isimden ve resimden ibaret bir cumhuriyet” kavramının içi boş rejimi ile yıllardır yaşadığımız sıkıntıları tekrar eder dururuz.

Sivil inisiyatif, ciddi bir cehd isteyen böylesi zamanlarda, “Eski hal muhal” diyerek tecdidin rehberliğinde ilerleyecek adımlar atmaktır.
Bulaşıcı hastalıklar gibi istibdat/dayatma her tarafta hükmünü icra ediyor. Rahat, açık, özgür ve hayalini bile zorlayan bir konuyu konuşamayıp yan yana durmak, acaba  istibdat ruhunun yansıması değil mi?

Bu toplum mahalle ve aile baskısından, büyüklük taslamadan, bilmişlik edalarından, hükümet ve rejim dayatmalarından, devlet ve okul cenderesinden v.s. kurtulacaksa, herkes birey olarak inisiyatifini hürriyetlerden yana koyacak.

Hürriyeti engelleyici uygulamalar, kolay maslahatlar ve ucuz gerekçelerle ”safiyeyi kafiyeye feda etme” hastalığına  ve “toplum için fert feda edilir” zulmüne ortak olunmamalı, engel olunmalı ve  tevil yapmadan karşısında durma inisiyatifi alınmalıdır.
Yanlışı doğruymuş gibi yutkunarak tevil eden akıl, boşboğaz siyasetin/husumetin değirmenine su taşır.

İnisiyatif, cüz-i iradenin bir işe yaramasıdır. Muhakemenin hakka yaslanmasıdır. Bireyin sorumluluk ve sağduyulu risk almasıdır.
İnisiyatif almak, sadece şahsi bir tavrı değil, ortak akla, ortak harekete ve ortak hafızaya emanet edilen toplum vicdanının emanetidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum