Ayşenur KAHVECİ

Ayşenur KAHVECİ

İlahi Hürriyet

Ey insan!

Senin Yaratıcın benim. Seni ben yarattım. Sen benim mülkümsün. Annenin karnındayken sana ben can verdim. O karanlıkta sana ben hayat verdim. Kaşını, gözünü, elini, kolunu ben planladım ve yaptım. Sesleri duyman için o et parçasına duymak kabiliyetini ben verdim. Fazla gürültülerden rahatsız olma diye ona kararında işittirdim. Etrafındaki güzellikleri gör ve beni bul diye gözlerini ben açtım. Annenden süt emmeyi de sana ben öğrettim. Ben müsaade etmeseydim annenin sütünü bile ememezdin!

Ancak ben müsaade edince parmağını kaldırmana izin verdim. Ancak ben izin verince gözlerini kırpmana müsaade ettim. Bebekken her ağlamanda anneni, babanı sana ben musahhar ettim. Melekleri sana oyun arkadaşı olarak vazifelendiren de benden başkası değildir!

Bir tek yürümende binlerce kimyevi hadiseler yarattım bilmediğin... Bunu senin yürüyebilmen için ben yaptım!

Hayatında başına gelen her güzelliği ben yarattım. Hepsini senin için yaptım!
Seni insan olarak ben yarattım. Sana vücut giydirdim. Hem de öyle güzel bir vücut planladım ki senin için, daha güzelini kimse akıl edemez!

Sana kalp verdim. İçine muhabbet doldurdum. Sevdiğin herşeyi de ben yarattım. Çiçeği, böceği, baharı, yazı, kızını, oğlunu, annen, babanı, denizi, havayı, yeri, göğü, suyu, aşı ben planladım ve yaptım. Bunların yaptığı tüm işlere de ben izin veriyorum.

Benim yarattığım kanunlar dahilinde ancak gökten yağmur yağar, denizin katreleri buhar olur, rüzgara biner. Benim yaptığım kanunlar dahilinde ancak yediğin ekmek sana fayda verebilir, içtiğin su midenin hararetini alabilir. Benim yarattığım kanunlar dahilinde ancak vücudundaki hücreler vazifelerini bilebilir. Ancak benim iznimle nefes alır ve ancak benim müsademle aldığın nefesi geri verebilirsin.Yediğin bir lokma yemekten siyah saç çıkartan da benim, kırmızı kan yapan da, bembeyaz süt veren de... Birşeyden herşeyi yapmak bana ağır gelmediği gibi herşeyi bir tek şey yapmak da bana pek kolaydır.

Aşık olduğun dünyada sen huzur içinde ancak benim iznim ve kanunlarım dairesinde yaşayabilirsin.

Henüz dile bile getirmediğin kalbinden geçen bir arzunu ancak ben duyar ve cevaplarım. Uçsuz bucaksız denizlerin içini senin için rengarenk, türlü türlü balıklarla ben doldurdum. Senin için karadan, havadan ve denizden ben rızık verdim!

Sana binek olsun diye ve dünyana ziynet olsun diye atları, katırları ve eşekleri yarattım, ve daha bilmediğin nicelerini…

Güneşi sana bir lamba yaptım seni ısıtsın, yiyeceklerini pişirsin, dünyanı aydınlatsın diye. Sen sıcaktan yanma ve soğuktan donma diye onu yerli yerince yerleştirdim.
Senin için kameri gece lambası yaptım şu aleme.

Dağları senin için şu zemine direk yaptım. Senin için onların içinden cevherler çıkardım.Senin için bitmek tükenmek bilmeyen sular akıttım taşlardan, kayalardan…
Geceyi yorulacaksın, dinlen diye ben yarattım. Onu sana yorgan yaptım.

Seni bir basit su ve ekmek ile besleyebilecekken yeryüzünü senin için nihayetsiz yiyeceklerle donatılmış bir sofra yaptım. Yüzlerce çeşit elmayı senin için yarattım ve herbirisinin tadlarını hissedecek kabiliyeti diline ben yerleştirdim. Onu çiğneyecek dişleri ben verdim. Yutmana ben izin verdim. Yuttuktan sonrasıyla da seni yormuyor, her türlü işlerini ben görüyorum. Kalbini ve ruhunu bunlarla meşgul etme, beni tanımaya ve sevmeye ayır diye seni bu işlerle meşgul etmiyorum. Hepsini ben yapıyorum!

Kainatı çeşit çeşit, mis gibi, rengarenk çiçeklerle ağaçlarla ben süsledim. Bunu da senin için yaptım. Her bir ağacın nazik dallarını sana ben tablacı yaptım. Onları dahi sana ben hizmetkar ettim!

Etinden, sütünden faydalan diye inekleri, koyunları yarattım.
Hastalıklarına şifa bul diye bunların hepsine şifalar yerleştirdim. Ancak ben izin verirsem onlardan şifa bulabilirsin!

Senin meftun olduğun şu alemi yaratmak şüphesiz bana pek kolay oldu ama ben senin kalbini, ruhunu ebedi bir cemale ve kemale meftun yarattığım için sana ebedi bir cennet hayatı hazırladım. Buradaki güzellikleri, oranın güzelliklerinin gölgesi hükmünde bıraktım. Asıllarını, menbalarını senin için ebedi alemde hazırladım.

O cennet ki; bin sene mesudane dünya hayatı onun bir  saatine bile denk gelmiyor. Ben de seni bekliyorum! Öyle ki; bin sene mesudane cennet hayatıda bir saat beni görmene denk gelmeyecek! İşte ben seni böyle bekliyorum!

Ama bana inanmayabilirsin. Sen bilirsin. Seni zorlamıyorum.  İster nefs-i emmarenin kölesi olursun kendini hür zannederek, ister bana kul olursun haddini bilerek!

Cenab-ı Hak insana ne eşsiz bir hürriyet vermiş. Ona  iman, hürriyetimizi selbediyor diyenler ne büyük bir hata içindeler…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum