İki denizin birleşmesi

Sungur ağabeyin vefatı hayatı kadar hizmet etti; “vefatım hayatım gibi hizmet edecek” diyen Bediüzzaman gibi. Bu bile onun izinde, yolunda, yörüngesinde gittiğini gösteriyor.

Fatih Camiine cenazeye gelen kalabalık sessiz ama derinden bir hakikati dillendiriyordu; yeni fetihlere hazır olun. Zira iki nehrin buluşmasıydı cenaze merasimi. Küçük ırmaklar bir araya gelmişti zaten; sıra iki nehrin ümmet denizine dökülmesindeydi.

Siyasetle hizmet etme gayretinde olanlar on yıldır bu ülkeyi yönetiyor; iyi taraflarıyla, kötü taraflarıyla, artıları ile eksileri ile doğruları ile yanlışları ile. Yüz yıllık değişim, dönüşüm, çalkantılar, törpülenmeler, filizlenmeler onları bir merhaleye getirdi ve nehri bugünkü mecrasını taşıttı. Siyaset, devlet olgusu; hep tartışılan, hep konuşulan, hep tartışılacak ve konuşulacak bir mevzu.

Diğer bir nehir de Bediüzzaman’la öne çıkan, Said Nursi ile öncelenen, Üstadla coşkunlaştırılan; iman hizmeti, kalpleri ve ruhları tamir mesleği, asra şekil verme, dini tecdit hareketi… Kısacası ehli beyt mesleği; Hz Ali tavrı, Hz Hasan davranışı, Hz Hüseyin yaşayışı…

İstanbul’u Fatih Sultan Mehmet mi fethetti, yoksa Ak Şemseddin mi? Bu iki nehir bir araya gelmeseydi, Kara ve Akdeniz bu fethe şahitlik eder miydi? Kılıcın hakkını duanın gücünü birbirinden ayırmak mümkün mü; ayrılırsa niza çıkar, münakaşa çıkar, dağınıklık olur, perişaniyet başlar, ümmet zarar görür.

İstanbul boğazında, biri üstte diğeri altta olmak üzere iki akıntı vardır. Bu akıntılar birbirine ters akar ve birbirleriyle karışmazlar. Evet, bu coğrafi bilgi mana penceresiyle bakıldığında çok şey söyler, çok hikmet dersler verir.

Bugün İslam coğrafyası ya doğrudan veya içten fitnelerle param parça. İşte Irak, işte Afganistan, işte Filistin, işte Suriye, işte Pakistan… Afrika’nın hali, Asya’nın pürmelali…

Kalpler tarumar, zihinler delik deşik, hisler sefahat esiri, ruhlar dünyevileşme mahpusu…

İman ve Kur’an hizmetini dünyaya taşıyan Anadolu hareketi ve siyasi istikrarla bölgesinde güven adası olan, İslam dünyasına umut aşılayan, yol ve yön gösteren, yeniden canlanmaya teşvik eden Türkiye…

Sungur ağabeyin naaşı Fatih’ten Eyüp’e bu iki nehrin sularında aktı, mezar taşı bu nişane ile dikildi. İttihad ve ihlas bozulmaz, geliştirilerek sürdürülürse  –varsın iki nehir ters aksın– İstanbul yeniden fethedilecek, Bağdat yeniden fethedilecek, Şam yeniden fethedilecek, Kudüs yeniden fethedilecek. New York’a, Berlin’e, Londra’ya, Moskova’ya, Pekin’e tevhid bayrağı dikilecek; - ahir ömründe dünya - Kur’an medeniyetiyle cennet bahçesine dönecek.  
 
Son günlerin siyaset, cemaat tartışmalarına bir cevap verdi Sungur ağabey. Küçük hesaplar, basit bakışlar, isimde ve resimde boğulmalar; hicret ruhlu, cihad aşklı fetih ordusunun askerlerine yakışmaz, yoksa kalplerin ve Mekke’nin ve de dünyanın fethi gecikir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum