Selahattin GEZER

Selahattin GEZER

İhtiyaç gurbet, dua vuslattır en sevgiliye!

Küçükken misafirliğe gittiğimizde, annem sıkı sıkıya tembihlerdi: “Sakın bir şey istemeyin, eve döndüğümüzde döverim” diye. Bizde bu korku ile yaramazlık bile yapmaz, bir şey istemez, gıkımızı çıkarmadan beklerdik… Verilirse yer içer, verilmez ise çekinir istemezdik... Bu durumun doğru ya da yanlış olması tartışılır ama sonraları bana düşündürdüğü çok daha önemlidir.

İmkanı olup da, yüreği aciz olan insanlarının fantezisidir; kendilerinden bir şey istendiğinde mahcup etmek, ezmek… Allah, kulunun başkalarına yüzsuyu dökmesini, mahcup olmasını hiç istemiyor. Başkalarına karşı ezilmesini istemiyor. Başkalarının böbürlenerek vermesini istemediği için, yalnızca: “Benden iste” diyor. Anne babalar da, hem kendilerinin, hem de evladının mahcup olmasını istemediklerinden, eskiden bu yollara çokça başvurmuşlardır… Bunda o dönemin yoklukları da etkili idi; en azında istenen şey yok ise, ev sahibinin mahcup olmaması için.  İstemekten anne ve babanın mahcup olmaktan kaçınmaları da kerem sahibi olan Allah’ın, kulunun mahcup olmasını istemediğine zaten çok güzel bir delil oluyor...

İstek mercii, genelde insanda minnet duygusu oluşturur; bu da hayranlığa dönüşür, bu da bazen asıl nimet sahibini unutturur,  bu da kulluk yapmaya engel olur. Bu durumda ceza gerektirmemesi için, Allah'ın merhameti devreye girer ve “Gayrisinden isteme” der. Bu bile şükür gerektiren nimet değil midir?

Bediüzzaman: “Duâ bir sırr-ı azîm-i ubudiyettirBelki ubudiyetin ruhu hükmündedir.”  İstidat lisanıyladır ki, bütünhububat, tohumlar, lisan-ı istidatla Fâtır-ı Hakîme dua ederler ki, “Senin nukuş-u esmânı mufassal göstermek için bizeneşvünemâ ver. Küçük hakikatimizi sümbülle ve ağacın büyük hakikatine çevir.” Aynen tohumun bu arzusu gibi, insanda başkalarından değil, Allah’tan istediği zaman istidatları gelişir... Allahtan istemekle sadece bir hacetin yerine gelme fiili gerçekleşmez. Allahtan istemek; onu hatırlamak, ona yönelmek, tek mutlak güç olduğunu hatırlamaktır. Acze düşen, fakrı hale düşen, çok daha iyi anlıyor sonsuz kudret ve merhamet sahibini.

Hasret olunca sevgili hatırlanır, gurbet olunca dostlar özlenir... Farkında olmadan, farklı gurbetlerimizde vardır… Bizdeki sıkıntılar, hastalıklar, ihtiyaçların tamamı gurbet ve hasrettir; en sevgili hatırlanır onunla. Acizlik ve ihtiyaç gurbetinde öyle bir hasret oluşur ki Mevla’ya, ihtiyaç giderilmese bile O’nu hatırlamak, gurbeti sonlandırır, giderilen hasret ruha takat olur, güç verir…

Vazifeler yerine getirilerek, Allah’tan bir şey istemek, istemeklerin en tatlısı, hasret giderendir. Bir kedi gibi, hiç kimseye eyvallah etmeden, asil kerem sahibinden istemek bile, şükür gerektiren bir hadisedir. Yalnızca Allahtan isteme cesareti, yürekliliği göstermek, o kapının büyüklüğünü anlamaktır. Allah bizleri cesur etsin…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.