İğne orucu bozar mı?

Günümüzde iğne yaptırmanın orucu bozup bozmayacağı meselesi, Hanefî imamların derin yara üzerine sürülen merhem hakkındaki hükümlerinden yola çıkılarak çözülmeye çalışılmıştır. Onların bu konuda iki görüşü vardır:

a. Ebû Hanîfe’ye göre “derin yara üzerine sürülen ve karın veya beyne ulaşan merhem orucu bozar. ” Bu görüşünü esas alanlar, tabiî yollar dışından da olsa vücuda bir şeyin girmiş olmasının orucu bozacağı düşüncesinde olduklarından, iğne veya damar yoluyla alınıp vücudun içine akıtılan ve bütün vücuda yayılan ilaç, serum ve aşıların orucu bozduğunu söylemektedirler. Bu görüşe göre vücuda verilen maddenin gıda ve keyif verici olup olmaması önemli değildir. Önemli olan vücuda dışarıdan bir madde verilmesi ve bu maddenin beyin veya karına kadar gitmiş olmasıdır. Bu görüşe sadece iğne değil, başkası tarafından sokulup vücudun içinde kaybolan demir parçası gibi bir şey dahi orucu bozar.

b. Ebû Yusuf ve Muhammed’e göre “derin yara üzerine sürülen ve karın veya beyne ulaşan merhem orucu bozmaz. ” Bu iki imam oruca “normal yollardan vücuda bir şey almaktan kaçınmak” şeklinde bir anlam yüklediklerinden onlara göre yaraya sürülen merhem kana karışmış veya beyne ulaşmış olsa da oruç bozulmaz. Bu görüşünü esas alanlar, iğneyle bir ilacın vücuda zerkedilmesinin orucu bozmayacağını söylemektedirler. Eskiden fetvahâne ve 1948 yılında Ezher Üniversitesi Fetva Komisyonu tabiî delikler dışından vücuda giren bir şeyin orucu bozmayacağı yönünde fetva vermiştir. Çünkü bu tedavi yöntemi, ağız yoluyla ilâcın yutulmasına benzememektedir.

İhtiyata uygun olan Ebû Hanîfe’nin görüşünü almaktır. Mümkün olduğu kadar hastalar iğnelerini oruç saatlerinin dışında yaptırmaya çalışmalıdırlar. Bununla birlikte vücudun zarar görme ihtimali varsa aşırı ihtiyata da gerek yoktur. İğnelerini oruçlu iken de yaptırabilirler.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu 22. 09. 2005 tarihli kararında orta bir yol izleyerek konuyu, zerkedilen ilacın gıda ve keyif verici olup olmaması açısından değerlendirmiş ve şu şekilde hükme bağlamıştır: “İğnenin orucu bozup bozmayacağı, kullanılış amacına göre değerlendirilebilir. Ağrıyı dindirmek, tedavi etmek, vücudun direncini artırmak, gıda vermek gibi amaçlarla enjeksiyon yapılmaktadır. Gıda ve keyif verici olmayan enjeksiyonlar, yemek ve içmek anlamına gelmediklerinden orucu bozmazlar. Ancak gıda ve/veya keyif verici enjeksiyonlar orucu bozar. Hastaya serum veya kan verilmesi de, aynı hükme tabidir. ” 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum