Hz. Peygamber (asm) Kemalizm ve tek bayrak

Değerli dostlar! Son yüzyılda Türkiye halklarına dayatılan ve İslami ve İmani ilkelerin yerine vaz’ edilen Kemalist esaslardan biride “tek bayrak” dayatmasıdır. Bu yazımızda “tek bayrak” konusunu Hz. Peygamber (a.s.m.) dönemi uygulamaları çerçevesinde ele almaya çalışacağız.

Hz. Peygamber (a.s.m.) dönemine baktığımızda farklı toplum kesimlerini temsil eden çok sayıda farklı bayraklar olduğunu görmekteyiz. Hz. Peygamber (a.s.m.) bizzat kendisi farklı seferlerde farklı renkli bayraklar kullanmıştır. Bu bayraklara yazarlar tarafından “Liva” ve “Raye” gibi isimler verilmiştir. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah’ın verdiği bilgilere göre; değişik seferlerde Mıstah b. Üsase, Ebu Mirsad el-Ganevi, Miktad b. Amr, Hz. Hamza, Hz. Ali, Musab b. Umeyr, Zeyd b. Harise gibi bayraktarlar beyaz renkli bayrak taşımışlardır. Yine değişik savaş ve seferlerde Hz. Ali, Sad b. Muaz’ın siyah renkli bayraklar taşıdığını görmekteyiz. Makrizi’nin el-İmtâ’ adlı eserinde (I, 405) ifâde ettiğine göre ise, Muhacirlerin râye’leri siyah, Evs ve Hazreçlilerden oluşan Ensâr’ın râye’leri ise yeşil ve kırmızı idi.

Bayrakların sayıca çok olmasına değinen İbn Sa’d gibi yazarlar bunun nedeninin ordu içinde çeşitli kökenlere mensup, ancak büyük bir yekun teşkil eden kimseler olduğu zaman, her topluluğun kendisine ait farklı bir grup oluşturması ve ayrı bir bayrağa sahip olması gerektiğini belirtip, Resulullah’ın (s.a.v.) sürekli olarak, Muhacirlerle Ensâr ve Ensâr içinde de Evs ve Hazrec arasında bazı hassasiyetlerin oluşabileceği kaygısını taşıdığını belirtiyorlar.

Muhammed Hamidullah hoca’nın aktardığı diğer bir kısım bilgilerde şu şekildedir. Sad b. Malik el-Ezdi gelip Müslüman olduğunda Resulüllah (s.a.v.) onu kabilesine reis tayin edip üzerinde beyaz bir hilalin bulunduğu siyah bir bayrak teslim etmiştir. Ayrıca Ebu Davud Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sarı renkte bayrağı olduğu bilgisini vermiştir.[1]

İslam Ansiklopedisi’nin “bayrak” maddesinde verilen bilgilere de baktığımızda hiçbir İslam devletinde tek bayrak kullanıldığını göremiyoruz. Mesela Osmanlıların Ak, kızıl, beyaz, yeşil, kırmızı vb. çok renkli bayrak ve sancakları kullandıklarını görüyoruz. Örneğin I. Selim beyaz ve kızıl renkli saltanat sancaklarını kullanırken, Osmanlı denizcileri yeşil sancak kullanmışlardır. III. Selim döneminde ordu ve donanmaya ait bayraklara sekiz köşeli yıldız ilave edilmiştir. II. Mahmut döneminde Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şehadet yazılı siyah bayraklar kullanılmıştır. XIX. Yüzyılda ise Osmanlılar üzerinde hilal ve yıldız işareti bulunan bayraklar ile üç hilalli sancaklar kullanılmıştır.

Türkiye devleti kurulurken de 1 Kasım 1922 de saltanatın ilgasından sonra halifeye mahsus olmak üzere yeşil zemin ortasında sekiz şualı beyaz bir güneş içindeki kırmızı zeminde beyaz ay yıldızı ihtiva eden bir sancak kabul edildi ve saltanata mahsus bayrak kaldırıldı. Günümüzde kullanılan bayrak ise Mustafa Kemal’in sağlığında 2994 sayılı Türk bayrağı adı verilen kanunla meclis tarafından 29 Mayıs 1936 da kabul edildi.[2]

Değerli dostlar! Görüldüğü gibi ne Hz. Peygamber (a.s.m.) döneminde ne de Raşid halifeler döneminde ne de Emeviler, Abbasiler, Selçuklular, Eyyubiler, Osmanlılar gibi ekseriyet itibariyle İslam hukukuyla idare edilen devletler döneminde tek bayrak yok. Ne zamanki M.Kemal ve ekibi devleti ele geçirdi tek bayrak uygulamasına geçildi.

Kemalizm tarihine baktığımızda en büyük başarısının uygulamalarına kudsiyet atfedip bunu da Türk milletine kabul ettirmeyi başarabilmesidir. Nitekim bir hadiste buna şu şekilde işaret edilmiştir: “İmran bin Husayn (r.a.) dan: Allah Resulü (s.a.v.) buyurdu: "Deccali duyan ondan kaçsın. Vallahi ki­şi ona gelir de onun saçtığı şüpheli şeylerden dolayı onu mü'min zanneder ve ona tâbi olur."[3] Bediüzzaman Said Nursi’de İslam’a büyük hizmetler yapmış Türk milletinin deccal komitesi tarfından kullanılmaya çalışılacağını şu sözlerle ifade eder: “Gariptir, hem çok gariptir: Yedi yüz sene müddetinde İslâmiyetin ve Kur'ân'ın elinde şeref-şiar, bârika-âsâ bir elmas kılınç olan Türk milletini ve Türkçülüğü, muvakkaten İslâmiyetin bir kısım şeâirine karşı istimal etmeye çalışır! Fakat muvaffak olmaz, geri çekilir. Kahraman ordu, dizginini onun elinden kurtarıyor diye rivayetlerden anlaşılıyor.”[4]

Evet artık muhafazakar politikacılarımızdan beklediğimiz kemalizmin değerlerini korumaya son verip dizginlerini onların elinden kurtarmaya çalışmalarıdır. Eğer toplumda kardeşlik, huzur, barış, adalet’in hakim olmasını istiyorsak kemalizmin amentüsü olan “tek bayrak, tek devlet, tek dil, tek millet, tek ordu, tek vatan” ülküsüne son verip Kur’an ve Hz. Peygamber’in (a.s.m.) tavsiye ve uygulaması olan “çok dinli, çok milletli, çok bayraklı, çok devletli, çok dilli” uygulamasına geçelim.

Bir başka yazıda buluşmak dileğiyle Allah’a emanet olun. Selam ve dua ile.


[1] . Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, Çev: Yrd. Doç. Mehmet Yazgan, Beyan Yayınları, İstanbul 2004, sh. 842-848 den özetle

[2] . Orhan F. Köprülü, “Bayrak”, İslam Ansiklopedisi c. 5, TDV Yayınları, İstanbul 1992, 247-254 den özetle

[3] . Er-Rudani, Cem’ul-Fevaid c. 10, Tercüme: Naim Erdoğan, Ocak Yayınları,İstanbul 2005, sh. 479

[4] . Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul 2007, sh. 932

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
6 Yorum