Konu ile ilgili Prof. Dr. Ahmet Akgündüz'ün açıklaması şöyle:

Bizlere Halıkımızı tanıtan iki kaynak bulunmaktadır bunlardan birincisi Kur'an-ı Kerim diğeri ise içinde yaşadığımız kainat. Kuran-ı Kerim’in büyük bir bölümü bize Halikımızı anlatmaktadır. Diğer taraftan Allah’ın bize vermiş olduğu akıl ile de içinde yaşadığımız dünyamız ve bütün kainata bakarak da Rabbimize ulaşmamız mümkündür. Her insan yaratılışı gereği mutlaka bu dünyayı yorumlamak zorunda kalmıştır. Hz. İbrahim'in (as) Rabbini ararken yaşadığı olaylar buna güzel bir örnektir. 

Bediüzzaman Said Nursi bu risalesinde hem dünyamızı hem de kainatı gezen bir yolcunun gözlemleri üzerinden bize Halıkımızı anlatmaya ve görünen bu madde aleminin yaratılışı ve işleyişinin arkasındaki o sonsuz kudreti göstermeye çalışmaktadır. Kullandığı bu yöntem ile diğer bir çok İslam aliminden farklı bir yol izleyen Said Nursi, bize Rabbimizi gözümüzle görür gibi ispat etmiştir. 

Günlük hayatımızın içinde her an gerçekleşen mucize gibi olayları farklı bir bakış açısıyla aklımıza yaklaştırmış hatta dünyanın dışına çıkıp gezegenlere, güneşe ve yıldızlara kadar seyahat eden bir yolcu gibi kainatı gezmiş ve gözlemlerini bize aktarmıştır. Daha sonra ise Kur'an-ı Kerim, Peygamberler ve diğer ilahiyat yolları üzerinden yolculuğuna devam etmiş ve Risalesini tamamlamıştır.   

Bu eser hem bilim adamları, hem ilahiyat ile ilgilenen ve hatta Rabbini arayan herkes için eşsiz bir risaledir. Özellikle bilim ve ilahiyat dünyasının birbirinden uzak gibi gözüktüğü bu yüzyılda böyle bir eserin mutlaka okunması gerektiğini düşünmekteyiz.

Bediüzzaman Said Nursi’nin bu önemli eserini ilgi ile okuyacağınıza inancımız tamdır. 

Uzun bir süredir devam etmekte olan Covid-19 salgını bütün dünyada birçok zorlukları ve üzüntüleri de beraberinde getirdi hem Hollanda genelinde ve hem de dünya genelinde insanlar bu zor günlerde biraz daha manevi bir hayata yaklaştılar. Öyleki çalışma arkadaşlarımızın katıldığı birçok etkinlikte hem gayr-i Müslimlerin ve hem de Müslüman kardeşlerimizin birçok sorularına muhatap olduk. Belki de bu soruların en önemlileri; Bilim-Teknoloji-Din ilişkisi ve Peygamberlerin Mucizeleri, Hz. İsa'nın (as) babasız doğumu ve peygamberliği, Hz. İsa’nın (as) annesinin durumu, İlahi Kader, Ölüm ve Ahiret Hayatı, Allah’ın varlığına deliller ve benzeri konular oldu. 

Bu konuları cevaplamada Hristiyanların oldukça yetersiz kalmaları sebebiyle bizler sürekli olarak bu sorulara cevap vermek zorunda kaldık. Elbette bu soruları cevaplarken bu yüzyılın hakiki ve manevi bir tefsiri olan Risale-i Nur Külliyatı en çok baş vurduğumuz kaynağımız oldu. Birçok insan İslam dini ile şereflendi. Yaptığımız açıklamalar birçok kilisede Hristiyan Papazlar tarafından kendi cemaatlerine okunda ve anlatıldı. Kur'an-ı Kerim’deki hakikatlerin anlatılmasında Risale-i Nur Külliyatının ne kadar önemli ve etkili olduğunu bir kez daha gördük.

Bizlerde bu zorlu dönem içinde “Demek ki zorlukla beraber bir kolaylık vardır, evet doğrusu her güçlüğün yanında bir kolaylık vardır.” İnşirah 5-6. Ayetlerini hatırlayarak yoğun bir çalışma ile önemli çalışmalar hazırladık. Her biri birbirinden değerli bu eserleri Hollanda toplumuna kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz.