Hıllet

Peygamberimiz Hz.Muhammed (asm) ile O’nun sadık yoldaşı Hz. Ebubekir (ra) efendilerimizin beraberce gerçekleştirdikleri hicret olayının bu yeni yıldönümünde sahabiler (ensar-muhacirin) arasında bildiğiniz gibi muhteşem dostluk ve kardeşlik olayları meydana gelmişti.

Bu özelliklerin en önemlilerden birisi 21. lem’a ihlâs risalesinin dördüncü düsturunda da bahsedilmektedir. Burada; “Mesleğimiz halîliye olduğu için, meşrebimiz hıllettir. Hıllet ise, en yakın dost ve en fedakâr arkadaş ve en güzel takdir edici yoldaş ve en civanmert (yüce gönüllü, mert) kardeş olmak iktiza eder. Bu hılletin üssü'l-esası, samimî ihlâstır. Samimî ihlâsı kıran adam, bu hılletin gayet yüksek kulesinin başından sukut eder. Gayet derin bir çukura düşmek ihtimali var; ortada tutunacak yer bulamaz.” (1) denmektedir. Burada geçen hıllet ve halîliye kelimelerinin ifade ettiği manalar üzerinde durmak istiyorum

Sözlük anlamlarına baktığımızda, Hıllet, candan arkadaşlık, Halîliye ise, dostane münasebet ve samimi kardeşlik anlamlarına gelmektedir.

Hillet makâmı, asâleten İbrâhim aleyhisselâma mahsûstur. (2)
Haliliye konusunda İmâm-ı Süyûtî; “Kelime-i tevhîdi (Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah sözünü) çok söyleyenlerde, Allahü teâlâya karşı fevkalâde sevgi hâsıl olmaktadır. Artık o, Allahü teâlânın halîlidir. Her kim, nefsinin boş arzularından sıyrılırsa, artık onda, Allahü teâlâdan başkasına bağlılığa yer kalmaz.” diyerek haliliye mesleğine biraz açıklama getirmektedir.

Üstad Said Nursi’nin de, çok önem verdiği ve özellikle ‘her 15 günde bir okunmalı’ diyerek kayıt koyduğu bir risaledeki bu kelimelerin bu kadar sığ ve dar anlamlarının olmayacağı malumdur.
Üstad, Hılletin ve Haliliye mesleğinin nasıl olması gerektiğini birçok mektubunda belirtmiştir. Çeşitli lahikalarda bunların ipuçları görebiliriz.

Meselâ, ihlâsın başka bir prensibinde bunu teyid eden ve açıklayan bir cümle geçmektedir; “Kardeşlerinizin meziyetlerini şahıslarınızda ve faziletlerini kendinizde tasavvur edip, onların şerefleriyle şâkirâne iftihar etmektir.”

Hılletin ve Haliliye mesleğinin önemini belirttiği 28.lem’a’da, “Hem Risale-i Nur'un dâiresindeki hâlis, pek kuvvetli ve her ferdine çok ruhları kazandıran ve Sahâbenin sırr-ı verâset-i Nübüvvetle meşreb-i uhuvvetkârânesini gösteren "meşreb-i hıllet ve meslek-i uhuvvet"  diyerek, bu kavramların Risale-i Nur talebeleri arasındaki kardeşliğe, ihlasa, samimiyete ve aynı zamanda sahabelerde görünen ve Peygamberimiz (asm)’den geçen kardeşlik meşrebini kazandırdığını tespit ediyor.

I.Emirdağ Lahikası 107. mektupta, bu prensibin, yani hılletin, nasıl ve hangi durumda kullanılacağını açıklamaktadır; “Kardeşlerim, kat'iyen biliniz: Şan ve şeref ve hodfüruşluk ve kendine güvenmek ve şahsımı beğendirmekten ürküyorum ve kaçıyorum ve şahsıma karşı medihlerden hoşlanmıyorum. Yalnız Risale-i Nur'a karşı sadakat ve kanaate bir emare olmak cihetiyle, bazı müfritane tâbirleri, ya hatırları için veya hüsn-ü zanlarını kırmamak fikriyle, kısmen tâdil ile kabul ve sükût ederim. Fakat iki ihlâs Lem'aları ve mesleğimizin "hıllet" ve "ihlâs" ve "uhuvvet" esasları, bu tarz medihlere müsaade etmez. Hem, bu benlik ve enaniyet asrında ve şöhretperestlerin nazarında Nur'ların safiyetine ve hâlisiyetine zarar verebilir.”

Yine Tarihçe-i Hayat’ın Denizli Hayatı bölümünde; “Sizi temin ederim, eğer bilseydim ki benden teberi (kaçmakla, geri durmakla) etmekle kurtulacaksınız, beni tahkir ve ihanet ve gıybet etmeye izin verip helâl ederdim. Fakat, bizi ezmek isteyen gizli kuvvet sizi biliyor, aldanmıyor; za'fınızdan, teberrînizden cesaret alır, daha ziyade ezer. Hem mesleğimiz hıllet ve uhuvvet olduğundan, şahsiyet ve enaniyet cihetinden bir rekabet olmaz. Benim gibi çok kusurlu ve çok zayıf bir biçarenin noksaniyetlerine değil, belki Risale-i Nur'un kemalâtına bakmalı.”

Hıllet ve onun gereğini yerine getiren insanların ortak özelliği olan Haliliye mesleğinin, dayanağı Peygamber (s.a.v) olduğu anlaşılıyor.

O’ndan (asm) sahabelere geçen ve onların (sahabelerin) dilinde, ‘Anam babam sana feda olsun Ya Muhammed(asm)” şeklinde destanlaşan ifadeyle gösterilen kardeşlik, fedakarlık ve dostluğun çok önemli olduğu ve bunun samimiyetle uygulanması gerektiği ortaya çıkıyor.

Bu özelliği, bütün içtenliğimizle uygulamaya bugünden karar verip, uygulayıp ve öncelikle Nur talebeleri arasında daha sonra da bütün topluma yaymaya çalışmalı ve tüm insanlara örnek olmalıyız.

1-Lem’alar, ihlas risalesi, 21. lema
2-İmâm-ı Rabbânî

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.