Hiç, bir sonraki vaktin namazını özledik mi?

Hiç, iç dünyamızı ve kainatı gözlemleyip, müşahede edip muhatap olduğumuz her bir şeyi, fark ettiğimiz her bir noktayı Yaratıcımızı tanımanın bir aracı olarak bu şeylerde, bu noktalarda gördüğümüz Yaratıcımızın özelliklerini, sıfatlarını O’na sunmak için namaza koştuk mu?

Hiç, dertlerimizin ağırlığını Rabbimizle hasbihal ederek rahatlamak için namaza sığındık mı?

Hiç, ruhumuzu dünya gurbetinde hissedip bu gurbetten kaçmak için Kudsi Sevgiliyle görüşmek ve O’na yakın olmak için namaza sığındık mı??

Hiç, duygu ve kabiliyetlerimizin Rabbani terbiyeden geçmesi için namaza sığındık mı?

Hiç, istek ve arzularımızı Rabbimize arz etmek için namaza koştuk mu?

Hiç, günahlarımızın affı için namaza sığındık mı?

Hiç, kendimizi tam manasıyla kul, Rabbimizi hakkıyla Mabud bilmek için namaza sığındık mı?

Hiç, insanın hizmetine verilen bütün mevcudatın, bütün mahlûkatın, tüm kainatın ibadetlerini güzelce okuyup-görüp bize emanet edilen bu ibadetleri adresleri olan dergah-ı İlahiyeye ulaştırmak için bir an önce namaza sığınmak istedik mi?

Hiç, Hz. Peygamberimizin (asm) Yaratıcımızı tanımadaki usûlünü örnek alarak Onun sünnet-i seniyyesi olan bütün hayatı, tüm kâinatı bütün duygularımızla, her anıyla ve bütün şeylerle Yaratıcımızı tanıma vesilesi kılmayı varoluş gayemiz olarak tatbik etmeye çalışarak Onun miracını bir nebze olsun yaşamak için namaza koştuk mu?