Hadis-i şeriflerde beslenme

Hadis-i şeriflerde beslenme

Diyetisyenler gözümüzün içine bakarak “Bir hayat tarzı değişikliği”nden söz edince, sanki ulaşılmaz bir dünyanın kapısında çırpınıyoruz hissinin çaresizliğiyle bakıyoruz.

Fazla kilo pek çoğumuzun sıkıntısı. Diyetisyenler, ilaçlar, uzun listeler, arkadaş tavsiyeleri günlük hayatın eskimeyen konuları arasında hep… Baskül evlerimizin olmazsa olmaz eşyaları arasındaki yerini çoktan aldı, kalori hesapları da hemen göreceğimiz yerlere iliştirilmiş kâğıtlarda.
Diyetisyenler gözümüzün içine bakarak “Bir hayat tarzı değişikliği”nden söz edince, sanki ulaşılmaz bir dünyanın kapısında çırpınıyoruz hissinin çaresizliğiyle bakıyoruz… Aslında bu histen bizi kurtaracak şey tam kalbimizin ortasında! İnandıklarımız kadar da yakın! Öyleyse şimdi rahatlayalım ve zaten avuçlarımızda olanı fark edip gülümseyelim…

“O ümmetine karşı çok şefkatlidir.” Daha küçük bir çocukken O'nun hakkında öğrendiğimiz ilk şeylerden biri buydu. Kendinden fazla seviyordu bizi, hayatımızın her noktasını düşünüyor, tavsiyelerde bulunuyor, kafa karışıklığına düşmeyeceğimiz şekilde tarif ediyordu inandıklarımızı nasıl yaşayacağımızı… Ruhumuzu, bedenimizi, ilişkilerimizi ayrı ayrı düşünüyordu, mahzun olmayacağımız bir dünyanın resmini çiziyordu sözleri… Bu sebeple bugün O'ndan asırlarca uzaklara düşmüş olsak da başımızın sıkıştığı her durum için avucumuzda inandıklarımız ne söylediğine bakıp, araştırıyoruz da öyle rahatlıyoruz. Asırları aşıp kalplerimizi, evlerimizi, ailelerimizi, işimizi, adımlarımızı, nefeslerimizi saran bu merhamet sıkıntılarımıza yetişmeye devam ediyor, yanımızdaymış gibi…

İşte bu hisle aradık sözlerini ve zaten sahip olduğumuz bir hayat tarzının sorunlarımızı çözeceğini hatırlayarak derin bir nefes aldık… Sadece biraz unutmuşuz meğer, zaten hayatımızdaymış yeme içmeyle ilgili istediğimiz sınırlar. İşte Hadis-i Şeriflerde geçen tavsiyelerle kendiliğinden değişen hayat tarzımız ve 3 adımlık diyet listemiz.

En küçüğü küçültün

“Ben tatlıyı çok seviyorum” dediğiniz hangi diyetisyen “Hımm öyleyse tatlıyı keselim” der ki? Hiç biri! Siz büyük kalorilerden şikayetlenirken onlar “Küçültülmeli, olabildiğince çok çiğnenmeli” diye lokmalarınızdan başlar işe… Çünkü besinler ne kadar iyi çiğnenirse midedeki sindirim de o kadar rahatlıyor. Gerekli besinlerin emilimi kolaylaştığı için vitamin eksikliği tehlikesi azalıyor, kabızlık, hazımsızlık, şişkinlik gibi rahatsızlıklar görülme olasılığı ortadan kalkıyor. Küçük lokmalar ve fazla çiğnemek yeme süresini uzattığı için az besinle doyum noktasına ulaşılabiliyor. Bu da kendiliğinden porsiyonların küçülmesi demek! Şimdi diyetimizin ilk notunu Peygamberimizin şu sözüyle alabiliriz; “Lokmaları ağzınıza göre alınız ve iyice çiğnedikten sonra yutunuz.”

Yemeğe hazır mısınız?

Doyma hissi aynı zamanda zihinsel bir hazırlık da gerektiriyor. Sonu gelmez etkili diyet araştırmalarımızdan öğrendik bunu. Yani kendimizi hazırlamamız gerekiyor. Öğünümüz için ayırdığımız besinler için bir sofra kurmak porsiyonun yetmesi için oldukça önemli. Ayakta atıştırılarak geçiştirilen öğünler fazla kilo olarak bize dönüyor. Diyetisyenimiz de bu konuda dikkatli olmamızı öğütlemişti. Hazırladığımız sofraya oturup, küçük lokmalarımızı uzun çiğneyerek diyetin önemli bir kısmını hayatınıza geçirmiş oluyorsunuz… Enes (r.a) “Peygamberimiz sofra üzerinde yemek yerdi” diye anlatırken hazırlık aşamasının ilk adımını işaret ediyor bizlere. “Yemeğin bereketi hem yemekten önce hem de yemekten sonra el ve ağzı yıkamaktır” buyuruyor Peygamberimiz. İşte zihinsel hazırlık aşaması başlamış oluyor. Yemeye başlamadan önce çekilen Besmele ile zihinsel hazırlık aşaması tamamlanıyor. Almanız gereken besinin yalnızca hazırladığınız porsiyon kadar olduğunu, fazlasına ihtiyaç duymayacağımızı hatırlatırken şöyle buyuruyor; “Evladım! Besmele çek, sağ elinle ye ve sana yakın olan taraftan ye!”.

Hayat: Su, Su: Hayat

“Su içmeden kilo veremezsin!” bu ne kadar tanıdık bir cümle değil mi? günlük içilmesi gereken miktarlar belirlenir, ölçmeye yardımcı olacak özel kaplar edinilir, her fırsat su içmek için değerlendirilir. Çünkü vücuttaki toksin maddeler su ile atılır. Sindirim sistemi rahatlar. Bunun yanında beyinde açlık ve susuzluk hissi merkezleri yan yana bulunduğu için acıktığınızı hissettiğinizde su içerseniz, gerçekte acıkmadığınızı anlayabilirsiniz. Mideye doluluk, zihne tokluk hissi verip mutlu eden su pek çok diyetisyene göre yemeklerden önce ve sonra, yemek sırasında mutlaka içilmeli. Peygamberimiz; “İnsana belini doğrultacak birkaç lokma yeter. Bunu yapamıyorsa midesinin üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de havaya ayırsın” buyuruyor. Bu ayrıştırmanın temeli yeteri kadar besin alıp, tokluk hissini uyandırmak kuşkusuz.

Peygamberimizin sözleriyle kurulan bu sınırlar, diyet listelerimizle kazanmaya çalıştığımız yeme prensiplerinin aynısı! Sahip olduğumuz inanç, ulaşmak istediğimiz bedensel ideal için hayatımızda hiçbir boşluk bırakmayacak şekilde elimizden tutuyor. Bu ise hem vicdanı rahatlatıyor hem de sağlıklı bir beden için gereken yeme-içme alışkanlıklarını vazgeçilmezimiz yapıyor.

Diyet listemizin hemen yanına Peygamberimizin, hayatın her noktasına değen kutlu sözlerini de asmanın tam zamanı!

Fatma Hazan Türkkol

yeni safak

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.