Hacı uğurlamada asırlık gelenek yeniden canlanacak

Hacı uğurlamada asırlık gelenek yeniden canlanacak

Üsküdar Belediyesi bir ilke imza atarak Osmanlı döneminin tarihi bir kültürel etkinliğini gün yüzüne çıkaracak....

Üsküdar Belediyesi tarafından bu sene hacı adayları, 99 yıl önce Osmanlı Devleti zamanında yapılan "Surre Alayı" ile develer eşliğinde uğurlanacak.
 
Üsküdar Harem’den Haremeyn’e son Surre Alayı’nın uğurlanmasının üzerinden bir asır geçti. Üsküdar Belediyesi, bu sene Hacca gidecek olan Hacı adaylarını, Osmanlı geleneği Surre Alayı ile uğurlayarak bir asırlık geleneği yeniden canlandırmış olacak.
 
4-5 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek ‘Surre Alayı’ yolculuğunun hazırlıklarının tamamladıklarını belirten Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, tarihin saklı hazinelerinden birisini gün yüzüne çıkarttıklarını söyledi. Surre Alayı hakkında bilgi veren Başkan Türkmen, “Surre Alayı 1915’e kadar aslında Osmanlı döneminde Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethinden beri başlayan bir gelenek. 1915’e kadar devam etmiş ve sonra yaşatılmamıştır. Bugün 99 yıl aradan sonra yeniden hatırlıyoruz” dedi.
 
Surre Alayı’nı Osmanlı geleneğine uygun düzenleyeceklerini ifade eden Başkan Türkmen, “Topkapı Sarayı’ndan çıkan bu Surre Alayı, Sirkeciye iniyordu. Oradan gemiyle Üsküdar’a, Üsküdar’dan Harem’e, Harem’den kutsal topraklara yolculuk yapıyorlardı. Biz de bu geleneği 5 Eylül Cuma günü Üsküdarlı hacı adaylarımıza yapacağız. Mihrimah Sultan Camii önünde kılınacak cuma namazına müteakiben, okunacak; ezanlar, salavatlar, kuranı kerimlerin ardından, cami önünde develer ve atlar gelecek” diye konuştu.
 
SURRE-İ HÜMAYUN NEDİR?
 
Tarih boyunca hac yollarının güvenliğini temin etmek ve haccın yapılacağı mekânlara hizmet etmek halife, sultan ve padişahlar için en büyük onur kabul edilmiştir. Bu onuru en görünür kılan her yıl hac döneminden önce Mekke ve Medine halkına dağıtılmak için gönderilen para, altın ve diğer eşyalar anlamına gelen surredir.
 
İslâm’da kutsal sayılan beldelere maddî destek sağlamakla beraber özellikle hilâfeti elinde bulunduran devletler için önemli olan surre alayları, hem yılın en önemli dinî merasimi, hem de güzergâh boyunca surreyi yollayan iktidarın dinî kimliğinin önemli sembolünü yansıtıyordu. Geçmişi Abbasîlere kadar uzanan surre, esas gelişimini merasim ve teşrifatın öneminin artışına paralel olarak hac yolunun güvenliğinin sağlanmasının yanında Haremeyn’de yaşayan halkın ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik politikalara öncelik veren Osmanlılar döneminde tamamladı.
 
SURRE ALAYI NASIL YOLCULANIRDI?
 
Dârüssaâde ağası tarafından düzenlenen surre merasimine padişah da katılır ve surre devesine yüklenen mahmilin de yer aldığı surre alayı Topkapı Sarayı’ndan çıkarak Sirkeci İskelesi’nden Üsküdar’a geçerdi. Padişahların Dolmabahçe veya Yıldız saraylarında ikamet ettiği yıllarda buradaki törenlerin ardından Beşiktaş İskelesi’nden Üsküdar’a geçilirdi. Surre alayı gidiş ve dönüşünde İstanbul halkının şahit olduğu, yılın en önemli, en çok itibar edilen ve Boğaz’ın her iki yakasında büyük kalabalığın iştirak ettiği, görkemli bir dinî merasimdi.
 
Hacca gidemeyen ve içinde hac özlemi bulunan müminlerin hediyelerinden de oluşan Sürre-i Hümâyun yolculuğu dua, tekbir, salatu selâm ve ilahilerle zenginleşirdi. Surre alayı Hicaz’a varıncaya kadar uğradığı her yeri şenlendirir ve Mekke-i Mükereme ile Medine-i Münevvere’de İslâm dünyasının dört bir yanından gelen Müslümanları bu coşkuya ortak ederdi.
 
HAREM, MEKKE İLE MEDİNE’NİN BİR PARÇASIYDI
 
Surrenin de içinde bulunduğu kervanın Hicaz’a uğurlanışı esnasında yaşanan coşkunun en canlı olduğu ve büyük hareketliliğin yaşandığı mekânların başında Haremeyn’e bitişik kara parçası olduğu için Harem adı verilen Üsküdar gelirdi. Çünkü asıl yolculuk burada başlıyor ve Kâbe toprağı adı verilen Üsküdar surrenin gönderildiği Mekke ile Medine’nin bir parçası sayılıyordu. Kafile Üsküdar’a geçtiğinden itibaren ulemâ, askerî ve mülkî erkan ile hazırladıkları hediye ve paraları surreye dâhil etmek için çabalayan halk Üsküdar sokaklarını şenlendiriyordu. Surre asırlar boyu bu ülkenin iman ve irfanını Mekke ile Medine’ye taşımıştır. Bu iki şehrin özlemiyle yananların aşklarını geçici de olsa söndürmüş ve Allah’ın misafir olmak ve Resûl-i Ekrem Efendimizin civarında bulunmak daima en büyük öncelik olmuştur.
 
Timetürk 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.