Güzeli güzel yapan Güzellik

Kâinatın merkezinde hayat, hayatın merkezinde insan, insanın merkezinde kalp ve kalbin merkezine de muhabbet yani sevgi vardır. Bu sevgi bir çekirdek olarak insanın kalbine yerleştirilmiştir.

Bir bebek dünyaya gelir. İlk gördüğü annesidir, ailesidir onları sever. Büyümeye, çevresini tanımaya başlar. Gördüğü güzellikleri sever. Bir çiçeği, yavru bir köpeği görür. Annesine “Ne kadar da güzel, ne kadar da sevimli!” der. Onlara olan sevgisini ifade eder. Çocuğun ilk eğitimcisi olan annenin yaklaşım tarzı çocuğunun kalbine yerleştirilen sevgi çekirdeğinin hangi yönde gelişeceğini belirleyecektir. Burası kırılma noktasıdır adeta. Çocuk “Güzeli güzel yapan güzelliği” merak edecektir hayatı boyunca. Eğer bu merak duygusu, sevgi çekirdeğini yerleştiren Yaratıcı’nın istediği yönde karşılanmazsa o çekirdek kalpte gelişmeyecektir.

Anne-baba ya da eğitimcilerin yapması gereken sadece bu sevginin yönüyle ilgili bir müdahaledir. Eğer o sevgi çekirdeğinin yönü onu oraya yerleştirene olursa bir anlam kazanır. Yoksa o sevgi çekirdeği bu dünyada kalır, insan dert olur ve çürür gider. Onun için güzeli gören ve ona meyleden çocuğa o güzelliğin ardındaki güzeli göstermemiz gerek.

Çocuk annesine “Anneciğim ne kadar da güzel gözlerin var” diye sorduğu zaman annesinin vereceği cevap burada çok büyük bir önem taşımaktadır.

Annesi “Seni daha iyi görebilmem için Allah verdi o güzel gözleri” diye cevap verdiğinde sevginin yönü belirmiş olur. Güzel bir çiçek veya yavru bir köpek için de aynı mantıkla yaklaşıldığında sevgi, muhabbet duygusunun yönü artık bellidir.

Annesinin gözünde Allah’ın sanatını gören çocuk annesini daha çok sever. Bu bakış açısını yani güzelin güzelliğinin içindeki güzeli görebilme eğitimini alan çocuk güzel çiçeği veya örneğini verdiğimiz yavru köpeği de daha çok sevecektir. Bizler de bu mantığı kavrayıp, eğitime de bu mantıkla yaklaşırsak ne kaybederiz? Çocuklarımızın güzellikleri yaratan güzelliği bilmeye, tanımaya, öğrenmeye hakları yok mu? Hem bu yaklaşım tarzı dünya saadetimiz için de geçerli değil mi?

Çocukken annesinin gözlerine hayran olan çocuklarımız acaba büyüyünce o gözlere ne kadar bakıyor veya bakabiliyorlar? Gözler bakmayı bırakın yüzlerine dahi bakmıyorlar. Çocukken hayran olduğu o güzelim çiçekler veya kendisi gibi büyüyen yavru köpeğe nasıl davranıyorlar? Eskisi gibi çevrelerine sevgiyle yaklaşıyorlar mı? Onları korumak için aynı çabayı gösteriyorlar mı? Veya ülkesini, bayrağını çocukken okudukları şiirlerdeki gibi seviyorlar mı?

Soruların sayısını istediğiniz kadar arttırabilirsiniz ama sonuç değişmeyecektir. Mantık aynı şekilde işlemektedir. Güzeli güzel yapan Güzeli görmediğimiz ve çocuklarımıza bunu göstermediğimiz, öğretmediğimiz zaman kalbimize konulan sevgi çekirdeği olumlu yönde gelişmeyecektir. Olumlu yönde gelişmediği için o sevgi başka yönlere kayacak ve insanın başına belalar açacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum