M. Maruf ÖZÜLKÜ

M. Maruf ÖZÜLKÜ

Güneş gözlüğü

Her takan yanındakine sorar:
-Nasıl yakıştı mı?
Beriki hep aynı karşılığı verir:
-Offf süper oldun be...
 
Güneş gözlüğü muhabbeti böyle başlar. Sonra güzelim güneş bahane edilir.
-Işık gözüme vuruyor."
Işık olmazsa gözlerin hiç görmez be kuzum.
Bu gördüklerin ışığın aksiyle görünen şeyler..
 
Güneş gözlerini rahatsız mı ediyor?
O güneş olmazsa hizmetimize gönderilmezse asıl o zaman rahat yüzü görmez kimse.
O İlahi lamba, o yakıtı tükenmeyen soba o renklerin keşfedicisi güneş mi seni; gözlerini rahatsız ediyor?
Neyse...
 
***
Yaz geldi mi güneş gözlüğü materyali vazgeçilmez olur.
Kimisinin elinde,
Kimisinin cebinde,
Kimisinin ajandasıyla anahtarlarıyla birlikte, 
Kimisinin boynunda,
Kimisinin gömleğinin üst düğme iliğinde,
Kimisinin en tepesinde; kulağından yukarıya doğru.
Diyeceksiniz ki ne var bunda güneş gözlüğü işte.
Ama bence...
Güneş gözlüğü, güneş gözlüğünden başka birşeydir.
 
 ***
 
Adam ünlü birisi, şehirde sakince tanınmaksızın şehirde gönlünce bir tur atmak ister.
Yönetici, çarşıda pazarda gezmek ister.
Medya yöneticisi, artist siyasetçi kalabalıklarda yalnız olma ihtiyacı hisseder.
Güneş gözlüğü hemen imdada yetişir.
Gözler maskelenince insanın tanınma oranı yarı yarıya azalır.
 
***
Cenaze merasimlerine katılan ünlülerin güneş gözlükleriyle sergiledikleri rollerden de sözetmek lazım.
Eğlence mekanlarında sabahlanan gözlerle geldikleri ölüm ortamında matem görüntüsü vermek zorundadırlar
İç dünyasını ele veren gözlerin maskelenmesi gerekmektedir.
Gözlük sayesinde ağlıyor mu, gülüyor mu, yoksa aval aval sağa sola mı bakınıyor belli olmayan ilginç bir duruş ortaya çıkar.
 
Gözlerdeki manayı okuyamazsın çünkü, gözünde güneş gözlüğü var.
"Gözler ruhun aynasıdır" derler.
Ruhundan süzülen sahici mesajlar kara camlarla setretilmiştir.
 
***
 
Herşey gibi güneş gözlüğü de tamamen tukaka değil.
Güneş gözlüğünün insanları mutlu eden, motive eden olumlu yanları da var elbet.
Mesela mı?..
 
Her gün sabah-akşam karşılaştığım bir dostum var; İsmail...
İsmail'in de avuç dolusu para verip vazgeçilmezi saydığı bir güneş gözlüğü var.
Geçenlerde bir kaza sonucu gözlüğünü kırdı. Alelacele gitti aynısından bir tane daha aldı.
Gece-gündüz yanından ayırt etmez gözlüğünü.
Takmazsa önünü göremeyeceği endişesini taşır.
Ayrıca güneş gözlüğü onun için cüzdan, cep telefonu (niye cep telefonu diyorlar ki; cebe girdiğini gören yok. Belki doğrusu: el telefonu) ve araba anahtarı koalisyonunu tamamlayan önemli bir mutluluk figürü.
Gözlüğünü takınca bambaşka bir hale bürünür İsmail.
Duruşu, bakışı, konuşması değişiverir.
Bir anda sınıf atlamış, sorunlarını çözmüş, mutlu müreffeh bir insan oluverir.
O anda, ne isterseniz, sizi kırmaz.
O an, dünyanın en cömert, en olumlu, en makul insanıdır.
İki dakika önceki oflanmalarından, çaresizliğinden eser kalmamıştır artık.
Bunların hepsi, iki çubuk ve iki camdan oluşan şu gözlüğün marifeti mi?
Dedim ya...
Güneş gözlüğü, güneş gözlüğünden ibaret bir şey değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum