Gülser TÜRKOĞLU

Gülser TÜRKOĞLU

Gıybet

Ne kadar çok gıybet yapıyoruz değil mi? Buna ben bile dâhilim. Oysa her katıldığımız programlarda, hep bunun sohbetini dinliyoruz. Katıldığımız her sohbette kendimize bir pay çıkartıp yola koyuluyoruz ama bir yerden sonra eski tas eski hamam oluyoruz. Çerez yer gibi gıybet yapıyoruz. Bunun ne kadar günah olduğunu bildiğimiz halde devam etmekteyiz, inanın bu durumu hala anlamış değilim.

İşte yine bir gün bu konuyu düşünürken Risale-i Nur Külliyatından ‘Mektubat’ adlı eserde ‘Gıybet’ konusunu okudum. Burada yer alan bir ayetten çok etkilendim şöyle;

‘Hiç sizden biriniz ölmüş kardeşinin cesedini dişlemekten hoşlanır mı?' (hucurat suresi a 12-49)

Yaptığımız her saniyedeki gıybeti düşünürsek, dişlemekten hoşlanıyoruz demektir. O kadar aciz insanlarız ki Kuran-ı Kerim’de yeterince açıklaması olduğuna rağmen hala gıybet ediyoruz.

Kardeşimiz olan mazlumun şans-ı manevisini insafsızca dişliyoruz ve inanın hiç aklımız yok, kendi azamızı kendi dişimizle divane gibi ısırıyoruz. Bu kadar iğrençliğe yüz tutmuşuz.

İnanın bizde vicdan yok, yaptığımız her gıybette kardeşlerimizin etini yiyoruz. Müstehrek bir iş yapmış gibi yemek niyetine yiyoruz. Vicdan akıl kalmamış insanoğlunda. Artık fıtratımız bozulmuş.

Gıybet yaparak yavaş yavaş kalbimizi kirletmekteyiz, farkında olmadan günah yoluna girmiş oluyoruz. Kendimize gelmemiz belki çok geç olacak ama geldiğimizde de çoğu şeyi kaybetmiş olacağız. İnadın hasedin en büyük güzel silahıdır ‘gıybet’. Farkında olmadan karanlık yolun içine girmemize ehemmiyet sağlıyor.

Rabbim bize ona kulluk, tevekkül etmemiz için her şey vermiş. Biz bunun farkında değiliz. Güzellikleri mahvetmek için elimizden geleni yapıyoruz. Bu güzelliklerin değerini bilmemiz gerekir. Said Nuri ne diyor;   'Nasıl ateş odunu yer bitirirse; gıybette dahi o’m al-i Salihalı bitirir. ‘

Gıybet yaparak, kendimizi kirletecek kadar fena, midemizin kaldıramayacağını bildiğimiz halde bizden birilerini dişlemekten başka bir şey yapmıyoruz. Bu saatte kadar düşünmediysek şimdi düşünmemiz gerekir. En azından kardeşimiz varsa onu düşünerek hareket etmeliyiz. Gıybet yaptığımızda onu ya da onları dişlediğimizi hayal edelim, ona göre çeki düzen verelim kendimize.

En son olarak ayetin ifadesini ele alırsak, kelimelerin ayrı ayrı delaletiyle ‘zem ve gıybet, aklen ve kalben ve insani yeden ve vicdanen ve fıtraten ve milliyetten mazmundur.’

Bu konuyu özellikle şundan ele aldım. Çünkü kitap okuma kampı boyunca ister istemez gıybet ettim. Rabbim affetsin. O sırada yaptığım hatanın üzerine bu risaleyi okudum. Pişmanlığımla boğulmak üzereyken yüzüm yerden yukarı kalkmazken, kendimi bu yazıyı yazarak rahatlattığımı düşünüyorum.
Allah-u Teâlâ hepimizi affetsin. Âmin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum