Gezi Notları (1)-Dersane terasında ilk teravih, ilk sahur

Gezi Notları (1)-Dersane terasında ilk teravih, ilk sahur

Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, Bitlis gezisi sırasında uğradığı bir ilçenin adını eski adıyla “Norşin” olarak talaffuz edince, gündem oraya yoğunlaştı.
Biz de buradan hareketle o bölgeye yöneldik, yaşanan problemin izini sürmek, halkın ve kanaat önderlerinin görüş ve düşüncelerini almak için yola koyulduk.

Yola çıkarken şunu da biliyorduk ki, o bölgenin ilim ve mârifet potansiyeli, medreselerinin varlığı, ilmî şahsiyetlerin ağırlığı bizi cezb edecek, mesaimizin çoğunu o istikamete yönlendirmek mecburiyetinde kalacağız.
Nitekim öyle de oldu, fotoğraf makinamızı ve ses kayıt cihazımızı mübarek simalar ve seslerle doldurduk.

Seri halinde bu seyahâtimizin karelerini siz muhterem okuyucularımızla paylaşacağız inşallah…
Bu geziden çok etkilendiğimi, çocukluğumun hâfıza dağarcığında kalan hiç unutamadığım ortamlara 45 yıl sonra yeniden ve farklı bir bakış ve kavrama/seziş projeksiyonuyla  bakmanın hazzını ve mutluluğunu yakalamış olduk biiznillah…

Bölgenin önemli hizmet mahalli olan Muş’taki ehl-i hizmet kardeşlerimizin misafirperverlikleri, alaka ile ev sahipliği gayretleri beni ziyadesiyle memnun etti.
Muş’a bağlı Sungu beldesinin de bu hayır ve hizmet yarışında gelecek adına umut verme emareleri göstermesi ise, benim için ayrı bir sevinç vesilesi oldu.

İlk teravihimizi kardeşlerle birlikte Muş Dersanesinin terasında eda etmenin mânevî keyfini ve ruhânî lezzetini Ramazanın başında yaşama bahtiyarlığını hep birlikte yaşadık.

Nur kardeşlerimizin tamamının şafiî olmaları hasebiyle teravih namazının imametliğini ifa ettikten sonra, 2+1 şeklinde (Şafiî Mezhebine göre) eda edilmesi gereken Vitir vacip için geri çekilerek bir kardeşimizi imametliğe geçirmemiz; mezheplerdeki hikmetin, kolaylığın, hoşgörünün, Rıza-yı İlâhîyi gözetmenin en güzel nümûnelerinden biri olarak Muş Dersanesi terasından bütün dünyaya bir kardeşlik, uhuvvet, tesanüt, birlik ve uyum içinde yaşamanın ne kadar mühim ve mânidar olduğunu,  adetâ ders verircesine ilân edilmiş olduğunu latifelerimle birlikte anlamış oluyordum.

Bediüzzaman Hazretlerinin, Medresetü’z Zehra’nın birer şubeleri olarak müjdelediği Nur medreselerinin bu bölge için ne ölçüde önemli bir fonksiyon icra ettiklerini, o bölgeyi bilen ve yaşayan insanlarca bilinmekte ve tasdik edilmektedir.
Doğu ve Güneydoğu bölgesinin her tarafına yayılmış ve etrafına nurlar saçan bu mahallerdeki nur simalı vatan evlatlarının ırkçılık belasına karşı nasıl mücadele ettikleri, etraflarını bu illetten ne büyük fedakârlıklarla muhafaza etmek için canla başla çalıştıkları, insaf ehli herkes tarafından kabul edilmekte, devletin arşivlerinde bu bilgiler yerini almış bulunmaktadır.

Bölgeyi dolaşırken gördük ki, Risale-i Nur’un ve Bedizzaman’ın tesiri, sevgisi, kapsam alanı ve ruhu öylesine işlemiş ki, âdeta etle tırnak gibi ayrılması imkânsız bir uzuv halini almış…

Dinlediğimiz herkesin dilinde ve gönlünde Seyda’nın (Bediüzzaman’ın) muhabbeti parlıyor. Cuma namazını Muş’ta eda ettikten sonra, Tuba camii imamı ve müezzini tarafından, okunacak mukabeleden teberrüken bir hizip okumamız yönündeki isteklerini yerine getirerek ayrılıyoruz.

Emsalsiz bir ev sahipliği yapan vefakâr, gayyûr muhterem kardeşlerimiz; Şemsettin Özçelik, Dr.Ali Osman, Tarım İlçe müdürü Nahit, Abdüsselam, öğretmenler Şakir ve Said  ile Sungu’dan Harun ve Şemsettin ve diğer kardeşlerimizin dualarıyla en güzel hâtıraları beraberimizde taşımanın hazzıyla; kardeşlik, dayanışma, sebat, sadakat, huzur ve barış dileklerimizi gönüllerin sahibi olan Rabbı Rahimimize sonsuz hamd ve şükrümüzle birlikte arz ederek…

NOT: Bir sonraki yazımız Nurşin

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
9 Yorum