Gereksiz açlıklar veya oruç

Bu ramazan benim için daha bir farklı. Lezzet ve zevkin köleliğine bir dur demek, iki buçuk litrelik bir mide için yaşamanın saçma oluşunu irdelemek oldu benim için. Oruç tutmak, bir nevi kendi kendime bir ihtilal yapmak gibi uyuyan ve hatta uyuttuğum ruhumu bir nevi canlandırmaya, uyandırmaya vesile oldu. Nefsimin iniltileri kulağıma hoş bir seda gibi geliyor bu ramazan.

Uyanış sadece ruhuma has bir halet olmadı. Kalbim ve aklım da bu pastadan payını almıyor değil. Düşünmeyi unutan, sadece bazı şeyleri muhakeme için kullandığım aklım artık varlığın kaynağını sorgulamaya başladı. Kalbim yok olup gidenlere, kendine sadece acı ve hüzün veren, sevdiği halde karşılığını vermeyen kısacası sevilmeye layık olmayanlara kapılarını bir bir kapatıyor.

Kısacası bir tokat yemiş gibi kendime getirdi oruç beni. İçinde boğulup kaybolduğum dünya hayatından bir el tutup çıkardı sanki. Meğer suyun üst tarafı da varmış. Meğer bedenden de öteye gidilebiliyormuş.

Ahh ahhh. Nerden başlasam. Uykuya tutturduğum oruçlardan mı? Ramazanı sadece iftar sofralarında güzel yemekler yemek için bir fırsat olarak gördüğüm zamanlardan mı? Ya da ramazan gelirken aç kalacağım diye korktuğum zamanlardan mı? Ne kadar sığ, ne kadar basitmişim. Kendi kendime meydan okumaktan aciz, nefsime hizmetkâr olmuşum. Gözümü karartmış, kulağımı tıkamış, aklımı düşünmeye kapatmıştım. Bu kadar da olur mu diyeceksiniz. Evet, bal gibi olur. İnsan bir kere ipleri kaptırdı mı nefsine kör de olur sağır da.

Dışarıdan baktığımda hür, asi, başkasına boyun eğmez ben, çoktan kaptırmışım dizginleri nefsime. Sadece Allah’a boyun eğdiğimi zannederken, bunun ağzımdan çıkan ve karşılığı olmayan kelimelerde kaldığını fark ettim.

Oruçla beraber tüm pişmanlıklarım bana yoldaş oldu. Daha doğrusu gerçek pişmanlıklara sahip oldum. Bedenden bir sıyrılış ve kendi içime bir kıvrılış oldu oruç. Anlamını yitirenler oruç silkinişinde hayat buldu. O’na yaklaşmaya, O’nu düşünmeye bir araç bir vesile olan ibadet, oruç…

Yalnız bu ibadet durup dururken beni bu halete sokmadı. Orucu O’nunla buluşmada bir araç olarak kullanamayışımdı en büyük hatam. O’na olan ihtiyacımı hissetmeye başladığımda tüm ibadetler de beraberinde anlam kazanmaya başladı. Sadece bilinen ibadetlerden ziyade her şey O’na bakan yönüyle anlam kazandı. Bu yolda ilerlediğinizde ayakkabı bağcığı bile O’na bakan yönüyle bir mana ifade ediyor. Her şey O’nun tarafından gönderilen bir mesaj, bir mektup halini alıyor. Böylece O’na ulaşmada her şey, bir vasıta, bir vesile haline gelmeye başlar.

Bu benim ilk ramazanım. İlk defa oruçla dirilişim. Ve ilk defa oruçla O’na yakınlaşmam.
Farkında ve hissederek oruç tuttuğum bu ramazan gerçekten benim için çok farklı. Oruç ile O’na kavuşmak bir başkaymış. Bir başkaymış orucu O’na yakınlaşmak için tutmak. Kaçırmışım geçen ramazanları. Allah beni affetsin… STarg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
11 Yorum