Gece ile gündüzü de kudretimize iki delil yaptık

Gece ile gündüzü de kudretimize iki delil yaptık

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), İsrâ Sûresi 12-15. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

12-Gece ile gündüzü de (kudretimize) iki delil yaptık; sonra gece delîlini silip (yerine) gündüz delîlini (etrâfınızı) gösterici (bir aydınlık) yaptık ki, Rabbinizin fazlından (rızkınızı) arayasınız, hem yılların sayısını ve (vakitlerin) hesâbı(nı) bilesiniz! Ve (biz) herşeyi açık açık beyân ettik.

13-Ve her insanın amelini, kendi boynuna bağladık. Kıyâmet günü onun için (o amellerinin yazıldığı) bir kitab çıkarırız ki, onu açılmış olarak önünde bulur.

14-“Kitâbını oku! Bugün sana hesab sorucu olarak nefsin yeter!” (denilecek).

15-Kim hidâyete ererse, artık ancak kendisi için hidâyete ermiş olur. Kim de dalâlete düşerse, o takdirde ancak kendi aleyhine dalâlete düşmüş olur. Hem hiçbir günahkâr, başkasının günâhını yüklenmez. (Biz) bir peygamber göndermedikçe (kimseye) azâb ediciler değiliz. (*)

(*)“ وَماَ كُنَّا مُعَذِّب۪ي۪نَ۪ حَتّٰي نَبْعَثَ رَسُولًا*[(Biz) bir peygamber göndermedikçe (kimseye) azâb ediciler değiliz] sırrıyla; ehl-i fetret (iki peygamber arasında ve hak bir dînin hükümlerinin unutulduğu bir zamanda yaşayanlar), ehl-i necâttırlar (kurtulmuş kimselerdir). Bil-ittifak (ittifakla), teferruâttaki hatîâtlarından (hatâlarından) muâhezeleri (mes’ûliyetleri) yoktur. İmâm-ı Şâfiî ve İmâm-ı Eş‘arî’ce; küfre de girse, usûl-i îmânî de bulunmazsa (îmânın esaslarını da bilmiyorsa), yine ehl-i necâttır. Çünki teklîf-i İlâhî (mes’ûliyet) irsâl ile (peygamber göndermekle) olur ve irsâl dahi, ıttılâ‘ (haberdâr olmak) ile teklîf takarrur eder (gerçekleşir).” (Mektûbât, 28. Mektûb, 237)