Gazze'nin geleceğine kelepçe

Gazze'nin geleceğine kelepçe

İsrail, Gazze'yi hayalet kente çevirirken, Avrupa ülkeleri, 7 yıldır abluka altında yaşayan Filistin halkına 'barış' adı altında yeni bir 'mahkumiyet' sunuyor.

 Katliamlara siyasi ve askeri destek veren İngiltere, Fransa ve Almanya, hazırladıkları 'çözüm' önerisi ile 'Gazze'nin idaresinin Hamas'tan alınmasını ve Tel Aviv'le 'dost' bir yönetimin kurulmasını' istiyor.
 
İsrail'in Gazze Şeridi'nde 7 Temmuz'da başlattığı işgal sürüyor. Hayatını kaybedenlerin sayısı çoktan 2 bini aştı. Bir yanda bombardıman diğer taraftan da devam eden abluka nedeniyle Gazze Şeridi'nde 1.8 milyon kişi 'açıkhava hapishanesi'ne dönen bölgede yaşam mücadelesi veriyor. Mısır'da taraflar arasında yürütülen kalıcı ateşkes görüşmelerinde İsrail'in saldırıları nedeniyle henüz bir sonuç alınabilmiş değil. Filistin tarafının vazgeçilmez şartları arasında, Gazze'de 7 yıldır katı bir şekilde devam eden ablukanın kaldırılması, sınır kapılarının açılması, uluslararası gözetim altında bölgeye inşaat malzemelerinin girişi, Gazze'nin imarı, balıkçıların avlanma mesafesinin artırılması ile liman ve esirler meselesi geliyor.
 
SAVUNMASIZ GAZZE HAYALİ
 
Öte yandan İsrail'i açıkça desteklemekten çekinmeyen Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) sunmak üzere hazırladıkları çözüm planları ise bir yandan 'ablukayı kaldırma'yı vadederken, diğer taraftan da Gazze halkının geleceğine yeni bir kelepçe vuruyor. İsrail'e gerek askeri gerekse siyasi destekte başı çeken ülkelerden İngiltere, Fransa ve Almanya'nın BMGK'ya sunduğu 'çözüm' önerisinde, Gazze'nin idaresinin Hamas'tan alınıp Filistin Yönetimi'ne verilmesi, örgütün silahsızlandırılması ve tünel yapımlarının engellenmesi isteniyor.
 
KATLİAMLARA PERDE ÇEKİLECEK
 
Bu şartlar kabul edildiği taktirde, ablukanın kaldırılması, kapıların açılması ve Gazze'nin yeniden imarı sağlanacak, sonunda da İsrail'in işlediği tüm katliamlara bir perde çekilerek yeni Gazze hükümeti ile Tel Aviv arsında 'dostane' ilişkiler geliştirilecek. Yine öneriye göre bölgeye BM-AB ortaklığında gözlem misyonu konuşlandırılacak. Tablo bu haliyle, İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'ın, 'Gazze'yi BM'nin yönetmesi' önerisi ile uyum gösteriyor. Ancak Avrupa eksenli 'insani' çözüm planı, bir süredir BMGK nezdinde girişimlerde bulunan söz konusu 3 ülkenin İsrail ile olan ilişkileri ve son Gazze işgaline karşı tutumlarıyla tezat oluşturuyor. İsrail'e 1962 yılından bu yana 100 milyar dolar askeri yardımda bulunan ABD'nin katkılarını bir tarafa koyacak olursak, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın da rekabette Washington'dan çok da geride kaldığı söylenemez.
 
Abluka Avrupa'dan başlıyor
 
İsrail'in Gazze'de sivil katliamları bitirmesi yönünde değil de 'orantılı güç' kullanması şeklinde tavsiyelerde bulunan İngiltere, İsrail'le askeri işbirliğinde en parlak dönemlerinden birini yaşıyor. Geçtiğimiz ay parlamentoya sunulan bir rapora göre, hükümet yaklaşık 13 milyar dolarlık askeri malzemenin İsrail'e satışı için onay verdi. Bunlar içerisinde savaş zırhı, insansız hava aracı (İHA) bileşenleri ve füze parçaları olduğu belirtiliyor. Son saldırılarda Gazze semalarında havalanan Hermes tipi İHA'larda da İngiliz katkısı olduğu ifade ediliyor.
 
Hem işgal hem çözüm ortakları!
 
Katliamlara İngiliz katkısı
 
İsrail'de 200'den fazla silah firması var ve İngiltere bu firmaların karşılıklı ticaret yaptığı ülkelerin başında geliyor. Gazze'deki saldırılarda İngiliz silahlarının kullanılıyor olması Londra'yı zor duruma soktu. Eleştirilerin yükselmesiyle birlikte İngiltere Başbakanı David Cameron, anlaşmaların gözden geçirileceğini söylese de yakın tarih, verilen sözlerin tutulmadığını gösteriyor. Zira İsrail'in 2008-2009 döneminde Gazze'ye düzenlediği 'Dökme Kurşun Operasyonu' sırasında da İngiliz silahlarının kullanılması üzerine dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband, 'Satış lisanslarını gözden geçireceğiz' demişti. Buna rağmen İngiltere, İsrail'e milyonlarca dolarlık teçhizat sattı.
 
Fransa'nın dayanağı antisemitizm
 
Fransa, Gazze'deki sivil kıyım karşısında seslerini duyurmaya çalışanları susturmaya çalışıyor. Başkent Paris'te gösterilere izin verilmezken, Fransız basını ise İsrail karşıtı söylemlerden rahatsız olan hükümetin tutumuna destek veriyor. Le Monde, Filistin'e destek eylemlerinde Yahudi karşıtlığı (antisemitizm) yapıldığını iddiasını manşetlere çıkarırken, 'antisemitizm' vurgusu Le Figaro gazetesi tarafından da işlendi. Cumhurbaşkanı François Hollande'nın tutumu ise İsrail'e cılız bir tepkiden öteye geçemedi.
 
Almanya'dan nükleer destek
 
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Gazze Şeridi'nde 7 Temmuz'da 'Koruyucu Hat' adıyla başlayan işgale desteğini, 'İsrail'in tarafındayız' sözleriyle dile getirdi. Merkel yönetimi, bir yandan da 'İran tehdidi' gerekçesiyle İsrail'e denizaltı takviyesini hızlandırmış durumda. Almanya Federal Güvenlik Konseyi, İsrail'e 6. denizaltı satışına daha onay verdi. 1 milyar euroyu geçen maliyetin üçte birini Alman hükümeti karşılayacak. Almanya'nın, İsrail'e daha önce satışına izin verdiği diğer denizaltılarla aynı özelliklere sahip: Dolphin tipi, bin 500 kilometre menzilli, 4 adet nükleer başlıklı füze taşıma kapasitesinde.
 
Yeni Şafak 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum