Gazze'deki ölümcül abluka

Gazze'deki ölümcül abluka

İsrail saldırılarının 8. gününde Gazze'de ölü sayısı artmaya devam ederken, Mısır'ın arabuluculuğunda alınmaya çalışılan ateşkes kararının, "Filistin'deki insani trajediyi önlemekten uzak olduğu" belirtildi.

AA muhabirine İsrail'in Gazze saldırılarını değerlendiren İHH Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ahmet Emin Dağ, İsrail'in abluka uygulamaktaki amacının 2007 yılında başa gelen Hamas hükümetini cezalandırmak ve devirmek olduğunu ancak bunu yaparken Cenevre Sözleşmesi'ne aykırı şekilde kitlesel olarak halkı cezalandırmaya başladığını ve bunun da insani olarak çok acı sonuçlar ortaya koyduğunu söyledi. 
 
Bölgede Mısır’ın kontrolündeki Refah Sınır Kapısı dışındaki; Erez, Karni, Sufa ve Kerem Şalom kapıları İsrail tarafından haftalarca ya da aylarca kapatılarak temel ihtiyaç maddelerinin, sağlık malzemelerinin ve insani yardımların bölgeye giriş çıkışı engelleniyor. Gazze'nin havadan ve karadan tüm dünyayla bağlantısı kesilmiş durumda. 
 
Bu durum, ülkeye mal giriş ve çıkışlarını da engelliyor. İşsizlik düzeyinin yüzde 60'lara ulaştığı, 1 milyon 800 bin nüfusun yaşadığı coğrafyada her 3 kişiden 2'si mülteci durumunda bulunuyor. 
 
Ambargonun sonuçları
 
Uygulanan ambargo nedeniyle temel geçim kaynakları tarım, küçük imalat ve balıkçılık olan Gazze’de bugün 15 yıl önceki üretimin yarısı dahi yapılamıyor. Pek çok insan yiyecek ya da yiyecek satın almak için gerekli parayı bulma sıkıntısıyla karşı karşıya bulunuyor. Gazze’de endüstri alanında çalışan iş yerlerinin yüzde 95’i kapalı ve mevcutların yüzde 5’i de yüzde 20-50 kapasiteyle çalışıyor.
 
Sadece yüzde 30 kapasiteyle çalışan bir elektrik santralinin bulunduğu Gazze’de her gün 8 -12 saat süreyle elektrik kesintileri uygulanıyor. Bölgedeki suyun ise ancak yüzde 5 ila 10’u güvenli şekilde kullanılabiliyor.
 
Elektrik ve suda yaşanan bu sıkıntılara, sivillerin seyahat özgürlüğüne getirilen kısıtlamaların eklenmesi acil tıbbi bakım ihtiyacı içerisindeki hastaların yaşamlarını yitirmesine neden oluyor. 
 
İnsani durum
 
İHH'nin Gazze temsilciliğinin yaptıkları saha araştırmaları sonuçlarına göre, ambargo nedeniyle genel bir fakirliğin söz konusu olduğu Gazze’de insani yardımlara zaruri bağımlılık oranı yüzde 80’lere ulaştı. Gazze’de yaşayanların yüzde 54’ü gıdaya ulaşamıyor. 
 
Ambargonun uygulamaya konduğu tarihte mülteciler arasında “aşırı yoksulluk” çekenlerin sayısı 100 bin iken bu rakam bugün üç katına çıkarak 300 bine ulaştı. Gazze’de yaşayanların yüzde 61’i açlık tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Beslenme alışkanlıklarında meydana gelen zorunlu değişiklik nedeniyle özellikle çocuklarda vitamin ve mineral eksikliğine bağlı sorunlar yaşanıyor. 
 
İsrail’in saldırı ve yıkımları sonucu Gazze’de 86 bin evin de yeniden inşası gerekiyor.
 
İsrail'in son operasyonu
 
Gazze’nin Batı Şeria bölgesinde 12 Haziran'da kaybolan 3 Yahudi yerleşimcinin 18 gün sonra ölü bulunmasıyla fitillenen ateş, Filistinli genç Muhammed Ebu Hudayr’ın Yahudi yerleşimciler tarafından kaçırılması ve yakılarak öldürülmesiyle şiddetlendi. 
 
İsrail, bu olayların ardından 7 Temmuz'da "Koruyucu Hat" adı altında operasyon başlattığını duyurdu. İsrail'in 8. gününe giren askeri saldırılarında 189 kişi hayatını kaybetti, bin 400 kişi de yaralandı.
 
Haniye'nin ambargo vurgusu
 
Filistin’in eski başbakanı İsmail Haniye, dünkü açıklamasında sorunun ateşkes yapılması ya da İsrail'le yapılan eski anlaşmaların yeniden gündeme gelmesinden ziyade, Gazze'nin ambargo, açlık, sınır kapılarının kapatılması, insanların aşağılanması ve bombalanması olduğunu vurguladı.
 
Haniye'nin sözlerini değerlendiren Dağ, şunları söyledi:
 
"Bu abluka Gazze'deki halkın yaşamını savaştan daha feci şekilde tehdit eder hale geldi. Uluslararası kamuoyu bazı füzeler ateşlenmediği ya da İsrail operasyon düzenlemediği sürece Gazze'de yaşananlara çok duyarlı olmadı ve bu duyarsızlık İsrail işgal yönetimine karşı tepkileri de doğal olarak artırdı. Çünkü herkes biliyordu ki bu abluka İsrail ve Mısır rejimlerinin uygulaması sonucu başlarına geldi. Mevcut Filistin hükümeti yerine gerçek sorumlulara tepkiler yöneldi." 
 
Tepkiler arttıkça gerilimin tırmandığını ve saldırıların gün geçtikçe daha şiddetli hale geldiğini anlatan Dağ, İsrail'in öldürmekten çekinmediğini, Filistin halkının da yalnızlaşmanın verdiği kırılganlıkla daha da hassas hale geldiğini ve bu durumun bölgedeki güvenli durumu tamamen olumsuz etkilediğini vurguladı.
 
İsrail'in saldırılarına karşılık uluslararası kamuoyundan sadece diplomatik baskı hissettiğini ifade eden Dağ, "bir tarafın insani, diğerinin de diplomatik baskı hissetmesi"nin Mısır'a siyasi alan açtığının ve bu ülkenin, İsrail lehine olmak koşuluyla, arabuluculuğa soyunduğunun altını çizdi. 
 
Dağ, ateşkesin sınır kapılarını açmayacağına, insani ambargoyu kaldırmayacağına ve kitlesel cezalandırmayı sonlandırmayacağına dikkati çekerek, sadece Mısır'daki Sisi darbe rejimine biraz daha nüfuz sağlayacağına işaret etti. 
 
Filistin'de yaşanan insani trajedinin İsrail'in bombardımanı ya da misillemeler çerçevesinde ele alınmaması gerektiğini dile getiren Dağ, "Mültecilere uluslararası yardımın garanti altına alınacağı bir düzenleme gerekiyor. İsrail'in ya da Mısır'ın keyfi uygulamalarıyla Filistin'deki insani trajedi önlenemez ve önlenemediği sürece orada problem yaşanmaya devam eder" ifadelerini kullandı.
 
AA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.