Abdulkadir SELVİ

Abdulkadir SELVİ

Füzeler sadece Kaddafi'ye mi?

Libya'da yaşananlar ne kadar da Irak'ı hatırlatıyor. Irak'ta Saddam vardı, burada Kaddafi.

Saddam kendi Kürtlerini zehirli gazla öldürdü, Kaddafi kendi muhaliflerinin üzerine savaş uçakları ile gitti.

Saddam sıkışınca tüm Araplara silaha sarılın çağrısı yaptı, Kaddafi, Libyalılara devrim için silahlanın dedi.

Saddam savaşı Batı'ya yaymaktan söz etmiş, ancak tek bir uçağı kaldıramamış, tek bir bomba atamamıştı. Muhaliflere karşı savaş uçaklarından bombalar yağdıran Kaddafi'nin ise daha siftahı yoktur.

O zaman Bush vardı, şimdi Sarkozy.

Bush Irak'ı,"Özgürlük harekatı" adı altında vuruyordu, Sarkozy, Libya'ya füzeleri özgürlük adına atıyor.

Özgürlük harekatı Irak'ı fiilen üçe böldü, 1.5 milyon insan öldü, 5 milyon Iraklı ülkesini terk etti, Ebu Gureyb ve tecavüzler özgürlüğün(!) simgesi oldu. Libya ise henüz işin başında.

Saddam da Kaddafi de demir yumrukla yönettiler ülkelerini, ambargolarla, savaşlarla bir maceradan diğerine koşarken, büyük acılar yaşattılar. Bir çukurda yakalandı Saddam. Ancak onun için üzüldüğümüz anlar bile oldu. İdam ipinin işgalci Amerika tarafından çekilmesini hazmedemedik bir türlü.

Saddam gitti ama asıl felaketi Irak halkı yaşadı. Libya, Irak'ın birebir aynı değil ama benzer birçok noktalar var.

Tunus'ta başlayıp, Mısır'da bir kasırgaya dönen, "Büyük Uyanış" Libya ile yeni bir yüz kazandı.

Tunus'ta, "Yasemin Devrimi" ile yakılan özgürlük ateşi, Mısır'ın ünlü Tahrir direnişi ile zirveye çıkarken, sessiz Arap halkları uyanmış, bölgedeki tüm diktatörlükler tir tir titremeye başlamıştı.

Halklardan başladığı için bu muazzam gelişme, İslam coğrafyasının, "aydınlanma" hareketi olabilirdi.

Batı'nın 300 yıl önce başardığı Aydınlanma, vücudun kılcal damarlarında dolaşan bir kan gibi Ortadoğu'dan Afrika'ya tüm İslam coğrafyasını sarabilir, Orta Asya'yı etkileyebilirdi. İşte o zaman gerçekten, "Bağımsız Filistin" olacaktı, işte o zaman AB gibi siyasi ve ekonomik entegrasyonunu tamamlamış bir İslam Dünyası doğacaktı. Yine de doğacak inşallah.

Ancak bir küheylan gibi geleceğine koşan halk hareketinin sırtına binen Batılılar yine işi kendi menfaatlerine getirmek suretiyle ağır bir darbe indirdi.

Büyük bir kriz yaşayan Batı dünyası, Libya üzerinden kendi çıkışını arıyor. Başlatılan, "Şafak Operasyonu" onların şafağı.

Çünkü Irak'ın olduğu gibi Libya'nın da petrolü var.

Carla Buruni'nin kocası, Kaddafi'nin sırtından "Fransız Aslanı" olmanın peşinde koşuyor. Libyalı devrimci kardeşlerimiz, Kaddafi'ye yönelik operasyon karşısında çok fazla heyecanlanmasınlar. Onların devrim arzuları ne kadar değerliyse, bunun Batılılar eliyle olması ise o denli tehlikeli. Çünkü devrim için her yol mubah değil. Irak'takiler de böyle düşünüyordu. Ama sonunda kaybeden onlar oldu.

Özgürlükler gelsin ancak Batılıların silahlarının namlularında değil.

Biz kendi, "Büyük uyanışı"mızın peşinde koşalım.

Çünkü onların getirdiği özgürlükler, ya füze oluyor, ya da işgal.

Yeni Şafak
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum