Nur KABADAYI DEMİR

Nur KABADAYI DEMİR

Fotoğrafımız Çekiliyor

Kim bilir kaç kere o karede yoktum ve dünya hayatımın kaç karesinde orada bulunamamıştım. Bunca yıldır ‘gerçek fotoğrafın’ ne anlama geldiğini öğrenmeden yaşamışım.

Hamd olsun artık biliyorum. Bir derste güzel bir abla; “ezan okunup namaza durduğumuzda ‘fotoğraflarımız çekilip Allah’a (cc) gönderiliyor” dedi. Bu anlam yüklü kelimeye bayıldım. Burada bir sır vardır. (Allah (cc) Basir’dir. Her şeyi sebepsiz ve aracısız görür. )

Fakat bu fotoğraf bahsi öyle güzel ve öyle teşvik edici bir durum ki o kareye girmek için çırpınmamak elde değil.
Hepimizin evlerinde albüm ve bilgisayarlarında yüzlerce fotoğraf vardır. Ve hepsinin de bir anısı. O karelere giren insanları o fotoğraflara baktıkça zamanla anarız. Veya evimize bir misafir gelse albümlerimizi çıkarır, gösterir ve anlatırız.

Peki, Allah’a (cc) gönderilen fotoğraflardan haberdar mıyız? Kim bilir Rabbimin ne kadar hoşuna gidiyordur. O’nun (cc) için namaza durmuş gönlü, O’nu (cc) zikreden dili ve O’nu (cc) düşünen akılı görmek Allah’ın (cc) ne kadar hoşuna gidiyordur.

Namazda kalbime gelen huzuru daha iyi anlıyorum şimdi. Allah’ın (cc) kuluna mukabele etmesinin muhteşemliğini daha farklı görüyor kalbim.

Evimize bir misafir geleceği zaman yapmadığımız hazırlık kalmaz. Elimiz ayağımıza dolaşır. Öyleyse âlemleri Yaratan ve Ganiyy olan Allah (cc) kuluna namazda nimetlerini ikram etmez mi hiç? Kulunun kalbine inşirah vermez mi? Namazda aczini, kusurunu, günahını, fakrını gören ve utancından ağlayan bir kulu Allah (cc) tek bırakır mı hiç? Şefkati daima üstün gelen Allah (cc), o akan gözyaşlarını silmez mi hiç?

Ayıplarını örtüp, o kulu tertemiz olarak yetiştirmez mi hiç? (Elbette yetiştirir, güzelleştirir, o kulunu korur ve muhafaza eder.)

Bunların ardından fotoğraf çekilmek için namaza koşuyoruz dört yaşındaki yeğenim ile. Tek seccade üzerinde yeğenim ile aynı kareye girmeye çalışıyoruz.

Vakit yatsıya gelince yeğenime; “koş fotoğraf çekileceğiz” diyorum. Çocukluk işte; “bu sefer ben çektirmeyeceğim” diyor. “Olur mu öyle!” deyip “Fotoğraflarımız Allah’a gidiyor” cümlesini ekliyorum. Âlem çocuk. Seccadeye yattı-uzandı. Gülmeye ve o masumluğu görmeye değer kelimeler döküldü dudaklarından inci misali; “bu sefer benim fotoğrafım böyle çekilsin” dedi. Şaşkınlık, sevinç ve hayranlıkla o tabloya baktım. Şükürler olsun ki yatar halde olsa bile birlikte fotoğrafımız çekilmiştir inşallah dedim.
Bir sonraki gün eve geldim ve yeğenim ile kucaklaştık. Söylediği şu cümle; “ ben bugün namaz kıldım ama tek fotoğraf çekildim” dedi.

Yakinen anladım ki: ‘Bizler öğrendiklerimiz kadar yaşama arzusu içine girebiliyoruz. Küçükler bizlere bakarak yaşama eğilimindeler. Bundan dolayı sağlıklı bir hayat için daha çok öğrenip, daha çok öğrendiklerimizi yaşama gayretinde olmalıyız.’

O zaman "Hayy" deyin kardeşlerim birlikte fotoğraf çekilmeye…

‘Safları sık tutun Allah’ın (cc) rahmeti üzerinize olsun.'
 amin. amin. amin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum