Felaket 65 yaşında

Felaketin yaşı 65.  İsrail, 65 yıl önce 15 Mayıs tarihinde kuruldu. Araplar bu kuruluş yıldönümünü felaket günü veya Nekbe olarak anıyorlar. Nekbe’nin sebep ve sonuçları tartışılıyor. Olaylar tarihi zemin üzerinden gerçekleşirler. Olayların doğumu veya şekillenmesi süreç halindedir. Hikmet bunu iktiza eder. Anilik veya tesadüf söz konusu değildir. Bu açıdan 15 Mayıs 1948 tarihi hangi sürecin veya zeminin bir sonucudur? Elbette bunun birçok cevabı var. Sebepler zincirini Fransız Devrimine kadar uzatmak mümkündür. Sonraki bariz kilometre taşlarından veya satır başlarından bazıları Osmanlı Devletinin zayıflaması ve hasta adam olarak anılmasıdır.

Filistin’le ilgili kavganın temelleri, Napolyon’un Şarka sarkması, hamlesiyle ve Mısır işgaliyle birlikte atılmıştır. Napolyon Yahudileri aracı millet yapmak istemiştir. Bu süreci zamanla Fransızlardan İngilizler devralmışlardır. Bir taraftan Osmanlı Devleti zayıflarken diğer taraftan da milliyetçilik asrında ulus devletler modeli bu süreçte tarihte solmuş veya sönmüş bir çok milleti yeniden küllerinden diriltmiştir. Bulgarlar, Yunanlılar, Makedonlar ve Yahudiler bu süreçte ikinci kez doğan milletler arasına katılmışlardır. Bu da imparatorlukları darmadağın etmiştir. Bu parçalanma Osmanlı imparatorluğunu zayıflatırken potansiyel millet hüviyetindeki Yahudileri güçlendirmiştir. Dönem dönem Avrupa’dan (İngiltere, Fransa ve İspanya gibi) atılan Yahudiler milliyetçilik asrında yine Avrupa’da  bazı kısıtlamalara maruz kalmışlardır. Rusya’da pogromlar uygulanmış ve akabinde Nazi Almanya’sında bu pogromlar Holokost şeklinde anılmaya başlanmıştır. Elbette meselenin spekülatif boyutları da vardır.

*

Avrupa’daki Yahudi aleyhtarı rüzgarlarla birlikte Siyonizm kongreleri tertip edilmeye başlanmış ve 1897 yılında Basel’de yapılan ilk kongreyle birlikte Yahudi Devleti kuvveden fiile ve rüyadan hakikate çıkmaya başlamıştır. Endülüs’ün yıkılmasıyla birlikte Osmanlı’ya sığınan Yahudiler bu defa II. Abdulhamit’e pazarlık amacıyla gelmişler ve Filistin’e yerleşme ve mümkünse Osmanlı’dan toprak koparma derdine düşmüşlerdir. Osmanlı’nın yıkılmasıyla birlikte hayallerindeki ülkenin toprağı müttefiklerin eline yani İngilizlere geçmiştir. Basel’den 20 yıl sonra 1917 yılında İngilizler Filistin’e girmişler ve Yahudilere Milli Devlet vaadinde bulunulmuştur. Daha sonra olaylar çorap söküğü gibi gelişmiştir. T. Herzl’in öngördüğü gibi 50 yıl sonra yani 1948 yılında ve 15 Mayıs tarihinde İsrail devleti kurulmuştur. 19’uncu yüzyılda Şark’ta bir azınlıklar meselesi teşekkül etmiştir. Bu  mesele Şark Meselesi olarak anılır. Ardından da Şark Meselesi İsrail meselesi üzerinden Filistin meselesi haline gelmiştir. Bu nedenle Filistinlilerin hafızasına 15 Mayıs felaketin adı (Nekbe) olarak kazınmıştır.

*

Sebepleri tahtında bu felaket miladının sebebi nedir sorusuna birçok cevaplar aranmıştır. Bunlardan birisi Muhammed  Hayr Abdulkadir isimli yazarın Nekbetü’l Ümmetü’l Arabiyye Bi sukuti’l Hilafeti'l Osmaniyye kitabıdır. Bu kitapta Arapların felaketinin Osmanlı hilafetinin dağılması ve düşmesiyle başladığı ifade edilmektedir. Ortak bağın kopması Filistin’i sahipsiz bırakmıştır. Osmanlı’nın yıkılmasından ise herkes sorumludur.  Bu husustaki en iyi analizlerden birisini Mısırlı düşünür Muhammed el Behiy yapar. Laiklik adlı eserinde Arapların Arap olmayan Müslüman unsurlardan ve bilhassa Türklerden ayrıldığına temas eder. Böylece ümmetin iki yakası birbirinden koptuğu gibi ayrıca Araplar da ‘kutur’ yani bölgesel devletlerle birlikte birbirinden kopmuştur. Endülüs gibi parça parça olmuşlardır. Bunun sonucunda menfaatleri ve korkuları ayrışmıştır. Ayrılık ve gayrılık nedeniyle ortak dertlerine yoğunlaşamamışlardır. Churchill İngilizlerin menfaatinin Araplarla Türklerin birbirinden ayrıştırılmasında yattığını söylemiştir. Bu nedenle de hilafet yıkılmıştır. Muhammed Hayr Abdulkadir’in işaret ettiği gibi 1948 felaketini asıl hazırlayan sebep Filistinlilerin sahipsizliğidir. Arap Birliği genel sekreterlerinden Abdurrahman Azzam  Paşa Filistin’in kurtuluşunu Türklerin yeniden ümmet birliğine katılmalarında görmüştür. Türkiye’ye geldikçe bunun imani altyapısını yoklamıştır. Osmanlı’nın yıkılmasıyla birlikte perde perde ve dalga dalga felaketler gelmiş ve inmiştir. Bunlardan birisi 15 Mayıs 1948 İsrail’in kurulmasıdır. Bir başkası da İkinci Felaket/Nekbe olarak anılan 1967 Savaşı ve Doğu Kudüs’ün kaybedilmesidir. Şimdi Kudüs İsrail’in elinde adeta bir oyuncaktır.

Tevafuklar: 1979 yılında hacdan dönerken Amman’da Filistin Otelinde ikamet ettim. Yönüm Mısır’a doğruydu. Filistin Oteli’nde Siyon Liderlerin Protokolleri kitabını okudum. Aslında bize liderler olarak çevrilen ‘elders’ ifadesi ak saçlılar ve akil adamlar demektir.  Bir başka tevafuk ‘Nekbe’ gününü unutmuştum. 14 Mayıs (2013) günü kitapçıları dolaşırken Yusuf Karadavi’nin küçük bir risalesi elime geçti. Kitabın başlığı 'Ders en Nekbetü’s Saniye' adını taşıyor. Yani İkinci Felaketten Ders Çıkarmak. 5 Haziran 1967 Savaşını konu edinmiş. Bu savaş ikinci nekbe/felaket oluyor. İnşaallah bu zulümat dalgaları İslam’ın yeniden dirilişiyle birlikte dağılacak ve ortadan kalkacaktır. Sudanlı düşünür Muhammed Ebu’l Kasım Hac Hamd’a ait İslam’ın İkinci Küreselleşmesi gibi kitaplar bunu müjdeliyor. 1979 yılında yazmış olduğu kitabında İslam’ın birkaç kuşak içinde dünyayı rahmetiyle kuşatacağını ifade ediyor.

Yazacak konuyu tayin konusunda düşünürken mutat olduğu gibi haber sitelerini tarıyordum, Ürdün Sebil gazetesine bakarken yazarlarının neredeyse bütün yazılarını Nekbe konusuna ayırdıklarını gördüm. Böylece bir gün önce almış olduğum Karadavi’nin kitabı aklıma düştü. Konu tevafukla birlikte ayağıma gelmişti. Paylaşmak istedim. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum