Fehmi Koru: Doğru olan Bediüzzaman'ın tavrıdır

Fehmi Koru: Doğru olan Bediüzzaman'ın tavrıdır

Fehmi Koru yazısında Bediüzzaman Said Nursi'den bahsetti

Risale Haber - Haber Merkezi
 
Star yazarı Fehmi Koru "Muazzam Zekalar da hata yapar" başlıklı yazısında Bediüzzaman Said Nursi'den de bahsetti. Sultan Abdülhamit döneminde 'İslami hassasiyete sahip' aydın kadroların padişahı sevemediklerini belirten Koru, Said Nursi'nin de Abdülhamit ile yıldızının barışmadığını söyledi.
 
Abdülhamit'in kurduğu hafiye teşkilatından edinidiği bilgiler ile Said Nursi'nin "Van ve İstanbul’daki söylem ve eylemlerini endişeyle izlemiştir" diyen Koru, Said Nursi'nin Abdülhamit döneminde cezaevi ve tımarhane ile tanışmasını da buna bağladı.
 
"O dönemde takındığı siyasi tavırla ilgisini bütünüyle kestiğini alenen ilân ederek fart-ı zekâsını gösterdi. Siyasetle çok yakından ilgili halini ‘Eski Said’ adıyla yaftalayıp arkasında bıraktı; ‘Şeytan’dan ve siyasetten Allah’a sığınırım’ formülüyle ileriye doğru yürüşünü sürdürdü."  ve "doğru olan Bediüzzaman'ın tavrıdır" dedi.
 
Fehmi Koru'nun yazısının ilgili kısmı şöyle:
 
Abdülhamid’in bulunduğu konum gereği yakından izleyebildiği dünyadaki gelişmeler, kurduğu hafiye teşkilâtı sayesinde ülkenin dört bir tarafı ile ve olayları etkileyebilecek güçteki yerli kişiliklerle ilgili edindiği özel bilgiler, onu, belli bir tutum almaya sevk ediyor, onun sahip olduğu bilgiler ve istihbarattan mahrum olanlar ise o tutumundan rahatsızlık duyabiliyordu.
 
Çatışmalardan başkaları acayip yararlandı. Abdülhamid’in tahttan indirilmesi sonrasında devletin içine düştüğü altüst oluşlara, pâyitahtın İngilizler tarafından işgal edilmesine, uzak durmamız gereken bir savaşa dahil olmamız yüzünden Anadolu’ya sığınmak zorunda kalmamıza baktığımızda, İslâmi hassasiyeti yüksek dönem aydınlarının yanlışta olduğunu görebiliyoruz...
 
Bazıları o nedameti sıcağı sıcağına duyup Sultan Abdülhamid’in hakkını teslimde gecikmediler...
 
Bediüzzaman (‘zamanının harikası’ demek) lâkaplı Said Nursi, o dönemde takındığı siyasi tavırla ilgisini bütünüyle kestiğini alenen ilân ederek fart-ı zekâsını gösterdi. Siyasetle çok yakından ilgili halini ‘Eski Said’ adıyla yaftalayıp arkasında bıraktı; ‘Şeytan’dan ve siyasetten Allah’a sığınırım’ formülüyle ileriye doğru yürüşünü sürdürdü.
 
Mehmet Akif’in İstiklâl Harbi içinde fiilen görev alması, vatanın elde kalan son parçası için can havliyle çaba göstermesi de nedamet hissiyle açıklanabilir mi, bilmiyorum. Mısır’a yerleşmesi, geçmişteki değerlendirmeleri yüzünden kendi kendine verdiği ceza olarak görülebilir mi?    
 
Doğru olan, yanlışını idrak edince üzerinde ısrar etmek yerine, kendini siyasetten bütünüyle çeken Bediüzzaman’ın tavrıdır. Bugün elimizde bağlılarının her sözcüğünden anlam çıkardıkları bir ‘külliyat’ varsa, bunu, o tavra borçluyuz.
 
‘Hatadan dönmek fazilettir’ sözü boşuna söylenmemiş...
 
 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
7 Yorum