F. Gülen, mehdilik ve Bediüzzaman'ın görüşü

F. Gülen, mehdilik ve Bediüzzaman'ın görüşü

FETÖ’cülerin iddialarından biri de, Büyük Mehdi’nin vazifelerinden ikinci ve üçüncü vazifeyi kâinat imamı olarak yapacağı iddialardır.

Risale Haber-Haber Merkezi

Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, FETÖ’ye dair ayrıntılı açıklamalarda bulundu.

Risale Haber'de dizi şeklinde yayınlanan yazının dördünü bölümü şöyle:

GÜLEN MEHDİNİN İKİNCİ VAZİFESİNİ Mİ YAPMAKTADIR?

Maalesef FETÖ’cülerin iddialarından biri de, Bediüzzzaman’ın Emirdağ Lahikasında bulunan âhir zamandaki Büyük Mehdi’nin vazifelerinden ikinci ve üçüncü vazifeyi kâinat imamı olarak yapacağı iddialardır.

Evvela şunu ifade edelim ki, Bediüzzaman’a göre mehdiyyet bir şahs-ı maneviyedir. İslama ihlasla hizmet eden dünyadaki bütün cemaatlerin ve fertlerin o şahsiyette payı bulunmaktadır. Bu mehdiyyet şahs-ı manevîsinin reisi konusunda ihtilaflar olabilir. Nur Talebeleri bunun Bediüzzaman ve Risâle-i Nur’un şahs-ı manevîsi olduğuna inanmaktadırlar. Başkaları kendi maneviyat reisleridir diyebilir. Hatta Adnan Oktar ve Haydar Baş gibi sahte mehdiler de çıkabilir. Fakat Risâle-i Nurda belirtilen en önemli hakikat, Nu Talebelerinin kıyamete kadar, sadece iman ve Kur’an hakikatlarının neşriyle meşgul olacaklarıdır. FETÖ ve ekibi bu iddialarıyla Nurlardan ayrılmaktadır.

Şimdi Bediüzzaman’ın dinleyelim:

“Mehdi-i Âl-i Resul'ün temsil ettiği kudsî cemaatinin şahs-ı manevîsinin üç vazifesi var. Eğer çabuk kıyamet kopmazsa ve beşer bütün bütün yoldan çıkmazsa, o vazifeleri onun cem'iyeti ve seyyidler cemaati yapacağını rahmet-i İlahiyeden bekliyoruz. Ve onun üç büyük vazifesi olacak:

BİRİNCİSİ: Fen ve felsefenin tasallutuyla ve maddiyyun ve tabiiyyun taunu, beşer içine intişar etmesiyle, her şeyden evvel felsefeyi ve maddiyyun fikrini tam susturacak bir tarzda imanı kurtarmaktır. Ehl-i imanı dalaletten muhafaza etmek ve bu vazife hem dünya, hem herşeyi bırakmakla, çok zaman tedkikat ile meşguliyeti iktiza ettiğinden, Hazret-i Mehdi'nin o vazifesini bizzât kendisi görmeğe vakit ve hal müsaade edemez. Çünki hilafet-i Muhammediye (A.S.M.) cihetindeki saltanatı, onun ile iştigale vakit bırakmıyor. Herhalde o vazifeyi ondan evvel bir taife bir cihette görecek. O zât, o taifenin uzun tedkikatı ile yazdıkları eseri kendine hazır bir proğram yapacak, onun ile o birinci vazifeyi tam yapmış olacak. Bu vazifenin istinad ettiği kuvvet ve manevî ordusu, yalnız ihlas ve sadakat ve tesanüd sıfatlarına tam sahib olan bir kısım şakirdlerdir. Ne kadar da az da olsalar, manen bir ordu kadar kuvvetli ve kıymetli sayılırlar.

İKİNCİ VAZİFESİ: Hilafet-i Muhammediye (A.S.M.) ünvanı ile şeair-i İslâmiyeyi ihya etmektir. Âlem-i İslâmın vahdetini nokta-i istinad edip beşeriyeti maddî ve manevî tehlikelerden ve gazab-ı İlahîden kurtarmaktır. Bu vazifenin, nokta-i istinadı ve hâdimleri, milyonlarla efradı bulunan ordular lâzımdır.

ÜÇÜNCÜ VAZİFESİ: İnkılabat-ı zamaniye ile çok ahkâm-ı Kur'aniyenin zedelenmesiyle ve şeriat-ı Muhammediyenin (A.S.M.) kanunları bir derece ta'tile uğramasıyla o zât, bütün ehl-i imanın manevî yardımlarıyla ve ittihad-ı İslâmın muavenetiyle ve bütün ülema ve evliyanın ve bilhâssa Âl-i Beyt'in neslinden her asırda kuvvetli ve kesretli bulunan milyonlar fedakâr seyyidlerin iltihaklarıyla o vazife-i uzmayı yapmağa çalışır.

Şimdi hakikat-ı hal böyle olduğu halde, en birinci vazifesi ve en yüksek mesleği olan imanı kurtarmak ve imanı tahkikî bir surette umuma ders vermek, hattâ avamın da imanını tahkikî yapmak vazifesi ise; manen ve hakikaten hidayet edici, irşad edici manasının tam sarahatını ifade ettiği için, Nur şakirdleri bu vazifeyi tamamıyla Risale-i Nur'da gördüklerinden, ikinci ve üçüncü vazifeler buna nisbeten ikinci ve üçüncü derecedir diye, Risale-i Nur'un şahs-ı manevîsini haklı olarak bir nevi Mehdi telakki ediyorlar. O şahs-ı manevînin de bir mümessili, Nur şakirdlerinin tesanüdünden gelen bir şahs-ı manevîsi ve o şahs-ı manevîde bir nevi mümessili olan bîçare tercümanını zannettiklerinden, bazan o ismi ona da veriyorlar. Gerçi bu bir iltibas ve bir sehivdir.”[1]

Burada açıkça ifade edildiği gibi, Risâle-i Nur Cemaati, kıyâmete kadar iman ve Kur’an nurlarının neşri ile mükelleftir. İkinci ve üçüncü vazifeyi dindar olan siyasi cereyânlar yapacaktır. Bize göre Tayyib bey ve ekibi ikinci vazifeyi yapmakta olanların başında gelmektedir.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum