Suriye’nin üçüncü büyük şehrinde abluka ve saldırılar devam ediyor. BM insani yardım konvoyunun da şehre girişine izin verilmiyor. Binlerce sivil açlığın ve dondurucu soğuğun pençesinde. Humus’taki son durumu internet üzerinden BBC’ye aktaran Suriyeli gazeteci Baybars el Talavi, “Bombardımanda ya da keskin nişancı kurşunuyla ölmezsek açlıktan ya da soğuktan öleceğiz.” dedi.

Barış görüşmelerinin sürmesine rağmen şehre yönelik saldırıların devam ettiğini bildiren Talavi, Humusluların içler acısı durumunu şu sözlerle anlatıyor: “Gıda sıkıntısı o boyutlarda ki artık topraktan ne çıkarsa yiyoruz. Bitkileri, hatta otları bile yiyoruz. Otları topluyoruz, biraz suyla odun ateşinde pişiriyoruz. Ama yediğimiz bu yabani otlar ve çalı çırpı hastalıklara yol açabiliyor. Hazımsızlık, ateş yapabiliyor. Birkaç gün önce yaşlı bir adam, çalı ve ot yedikten sonra öldü… Birçok kişi de ilaç ya da tıbbî malzeme olmadığı için öldü. Elimizdeki az miktardaki ilacı son kullanma tarihleri dolmasına rağmen içmek zorundayız. Biri yaralandığında tek yapabildiğimiz dua edip, Allah’tan acısını hafifletmesini istemek. Çünkü ne yaralıyı tedavi edebiliyor ne ona yemek verebiliyoruz. Yaralıları, hastaları dışarı çıkarmamız imkânsız. Her gün çatışmalar oluyor. Kuşatmadan kaçmaya çalışan biri olursa da anında öldürüleceğinden eminiz.”

    Suriyeli muhalifler, Humus’ta olduğu gibi kontrollerindeki birçok yerin rejim güçleri kuşatması altında olduğunu, Şam yönetiminin açlığı bir silah olarak kullandığını belirtiyor. Esed’in bu bölgelere insani yardım girişine izin vermeyerek “ya teslim olun ya da açlıktan ölün” mesajı verdiği ifade ediliyor.

zaman