“Elhamdü lillâhi alâ dîni’l-İslâm ve kemâli’l-îmân” de

“Elhamdü lillâhi alâ dîni’l-İslâm ve kemâli’l-îmân” de

Günün Risale-i Nur dersi

dunun-risale-dersi.png

Bismillahirrahmanirrahim

Ve hâkezâ, bunlar gibi hurafeli, safsatalı yüzer muhaller bulunacak, tâ ki her tarafta görünen ve müşahede olunan umumî ve ihatalı ulvî tezyin ve tathir ve tanzif vücut bulabilsin. Bu ise, bir muhal değil, belki yüz bin muhal ortaya girer.

Evet, eğer gündüzün ziyası ve zemindeki umum parlak şeylerde temessül eden hayalî güneşçikler güneşe verilmezse ve birtek güneşin cilve-i in’ikâsıdır denilmezse, o vakit zemin yüzünde parlayan bütün cam parçalarında ve su katrelerinde ve karın şişeciklerinde, belki havanın zerrelerinde birer hakikî güneş bulunmak lâzım gelir, tâ ki o umumî ziya vücut bulabilsin.

İşte hikmet dahi bir ziyadır. Rahmet-i muhita bir ziyadır. Tezyin, tevzin, tanzim, tanzif, muhit birer ziyadırlar ki, o Şems-i Ezelînin şualarıdırlar. İşte gel, bak, dalâlet ve küfür nasıl hiç çıkılmaz bataklığa girer. Ve dalâletteki cehalet, ne derece ahmakane olduğunu gör, “Elhamdü lillâhi alâ dîni’l-İslâm ve kemâli’l-îmân” de.

Evet, kâinat sarayını tertemiz tutan bu ulvî, umumî tanzif, elbette ism-i Kuddûsün cilvesi ve muktezasıdır.

Evet, nasıl ki bütün mahlûkatın tesbihatları ism-i Kuddûsa bakar; öyle de, bütün nezafetlerini de Kuddûs ismi ister. HAŞİYE Nezafetin bu kudsî intisabındandır ki, 1 اَلنَّظَافَةُ مِنَ اْلاِيمَانِ hadisi, nezafeti imanın nurundan saymış ve 2 اِنَّ اللهَ يُحِبُّ التَّوَّابِينَ وَيُحِبُّ الْمُتَطَهِّرِينَ âyeti dahi, tahareti muhabbet-i İlâhiyenin bir medarı göstermiş.

Bediüzzaman Said Nursi
Otuzuncu Lem'a

---

HAŞİYE : Kötü hasletler, bâtıl itikadlar, günahlar, bid’alar mânevî kirlerden olduklarını unutmamalıyız. 
1 : “Temizlik îmândandır.” Bu hususta bir çok hadis rivâyet edilmiştir. Müslim, Tahâret: 1; Dârimî, Vudû’: 2; Müsned, 5:342, 344; el-Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 291. 
2 : “Muhakkak ki Allah çok tevbe edenleri ve temiz olanları sever.” Bakara Sûresi, 2:222.