Ekşi yiyen erken yaşlanır

Ekşi yiyen erken yaşlanır

Çok ekşi yemek sinirlere zarar verir, bedeni kurutur, erken yaşta dert sahibi yapar ve tez yaşta ihtiyarlatır...

O çok aşina olduğumuz, biraz da bıkkınlık veren alafranga “sağlıklı beslenme önerileri” artık demode oldu denebilir. Sadece yeşillere bürünmüş bir beslenme önerisi artık kimsenin ne kulaklarına ne de damak tadına hoş geliyor doğrusu. Hem sağlıklı beslenmek, hem de midesine kelepçe vurmak istemeyenler için maziden hoş öneriler var aslında. Osmanlı döneminin en büyük hekimlerinden biri olan Şirvanî'nin “Sultaniye” adlı eseri bu anlamda şimdiki hekimlerin bile başvurması gereken bir kaynak. 

Eserde, “Bedenleriyle ağır işlerde çalışmayan insanlar hangi tür etleri yemelidir? sorusunu, erkek şişek eti, altı aylık veya altı aylığı geçmiş kızıl erkeç oğlak eti, piliç eti, tavuk eti, keklik, turaç, çil, güvercin ve diğer bütün kuşların kanadı ve boynu şeklinde cevaplıyor. Ayrıca bu etler mutlaka sirke, limon veya koruk suyu, ekşi nar suyu ve ağaç kavununun ekşisi gibi ekşi nesnelerle pişirilmelidir, diyor. 

Buna karşılık bedenen çalışanlar ve yorgun düşen kişilerin ne yiyeceğiyle ilgili olarak bu kişilere; ekmek olarak, mayasız sac ekmeği yani bazlamayla hamuru iyice yoğrulmuş fırın ekmeği; et olarak sığır, geyik, tavşan etiyle ciğer, dalak, bağırsak tavsiye ediliyor. Çok çalışan ve yorulan bu kişilere sindirimi kolay; paluze, peynir, patlıcan, köknar içi, kestane, mercimek, börülce, şalgam, kavrulmuş bakla önerilen diğer besinler arasında. 

Şirvanî, yemek vakitlerinden bahsederken karnın iyice acıkmış olması ve bir önceki yemekten sindirilmemiş bir şeyin kalmaması gerektiğini yazıyor. Yenilen yemeklerin iyi ve tez sinmesi için yemekten sonra biraz uyku tavsiye eden yazar, sıcak vakitlerde yemek yemekten sakınılması ve soğuk vakitlerin tercih edilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Şirvani'nin diğer bir tavsiyesi de günde üç değil iki öğün yemek...

Şirvanî eserinde, ekşi yiyecekleri çok yemekten sakınmak gerektiğinin ısrarla üzerinde duruyor. Ekşi yemenin sinirlere zarar verdiğini, bedeni kuruttuğunu ve erken yaşta dert sahibi yapıp tez yaşlandırdığını yazıyor.

Tatlıların da az tüketilmesini öneren Şirvanî, bu tür yiyeceklerin mideye zarar verdiğini, bedeni kurutup incelttiğini kaydediyor.

Kitabında, yenilen yemeklerin zararlarını yok etmek için tavsiyeler de var. Yazar, tatlının zararlarının ekşiyle, ekşinin zararlarının tatlıyla; tuzlunun zararlarının tuzsuzla, tuzsuzun zararlarının da tatlıyla giderilebileceğini söylüyor. Ayrıca balıkla süt yenilmemesini, çünkü bunun cüzzam ve titreme hastalığına sebep olduğunu belirtiyor. Kitapta dikkat çeken diğer ayrıntılar da şunlar:

Öfke, kızgınlık kanı hemen harekete geçirir, sıcaklık verir, bedeni hararetlendirip kızdırır. Öfkenin zararının giderilmesi için kalbe kuvvet verici soğuk şerbetler içilmelidir. Korku ve keder sağlığı etkileyen duygulardandır. Korku ve kederin zararlarını uzaklaştırmak için amberli öküzdili şerbeti içmek iyi gelir.

Uyku sıhhatin en önemli ihtiyaçlarından birisidir. Uykunun en iyi vakti, yemeğin midede hazım olup bağırsaklara geçmeye başlamasından sonradır. Bu da yaklaşık yemeğin yenmesinden iki saat sonradır. Mide dolu iken uyumanın pek çok zararı vardır. Mide boş iken uyumak da zararlıdır. Farklı zamanlarda uyumak, vaktinde uyumamak aklı ahmak eyler. İnsanı öfkeli yapar, benzi sarartır. Yüz üzerine uyumanın gözlere zararı olduğu, göğüs ağrısı yaptığı, diş etlerini çürüttüğü belirtilir. Sırt üstü yatmak da unutkanlık yapar. 

MEVSİMİNE GÖRE YİYECEKLER...

Osmanlı dönemi sarayda 'mevsimine göre' beslenme listeleri hazırlanırdı. İlkbaharda kan yapacak et, şerbet gibi gıdalara öncelik verilirken, çok tatlı gıdalardan kaçınılıyor; yazın ise daha çok soğukluk ve rutubet veren gıdalar, örneğin ekşili sirkeli aşlar, çorbalar, meyve, salata, kabak ve semizotu yeniyordu. Sonbaharda kan azaldığı için kuru ve tuzlu pek yenmiyor, kışın ise sarımsak, soğan, baharatlı yemekler, kebaplar, pirinç yemekleri ve tatlılara ağırlık veriliyordu.

türkiye

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum