Eğitim müfredatı Atatürkçülükten arındırılmalı

Eğitim müfredatı Atatürkçülükten arındırılmalı

Din dersi dahil olur olmaz her konuda Atatürkçülüğün yerleştirildiği dersler şekilcilikten öteye geçmiyor

İbrahim Mert'in haberi:

RİSALEHABER-Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz tarafından açıklanan müfredat değişikliği, belli bir kesimin bağnaz tutumu sayesinde yine Atatürkçülük üzerinde yoğunlaştı.

Medyadaki bazı kalemler müfredat değişiminde işe yarar bir analiz ve öneri sunmaktan ziyade "Atatürkçülük elden gidiyor" propagandasını yapıyor. 

OLUR OLMAZ HER KONUDA ATATÜRKÇÜLÜK DAYATILIYOR

Ana sınıfından üniversiteye kadar her sınıfta ve her derste Atatürkçülük konusunun yerleştirilmesi öteden beri bir çok öğrenci, öğretmen ve velilerin tepkisine yol açıyor. Din dersi dahil olur olmaz her konuda Atatürkçülüğün yerleştirildiği dersler şekilcilikten öteye geçmiyor.

EĞİTİM-BİR-SEN: ATATÜRKÇÜLÜK MÜFREDATTAN ÇIKARILMALI TARİH DERSİNİN İÇİNDE YER ALMALI

Aynı konu sendikaların da gündeminde. Eğitim-Bir-Sen’in hazırladığı “Gecikmiş Bir Reform: Müfredatın Demokratikleştirilmesi” raporunda hali hazırdaki eğitim müfredatının tek tipçi, ideolojik olduğu vurgulanırken T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin ortaokul ve lise müfredatından çıkarılarak tarih dersleri içine dâhil edilmesi istendi.

TÜRKİYE'NİN MÜFREDATI NASIL OLMALI?

50 akademisyen ve 400 öğretmenden oluşturulan 9 komisyon tarafından hazırlanan raporda “Türkiye’nin müfredatı nasıl olmalıdır?” sorusuna şöyle cevap veriliyor:

"Müfredatımız: Her şeyden önce devlet yerine insanı merkeze alsın. İdeoloji aktarma ve yayma aracı olmasın. Devletin sahibi olan milletin rızasını temel alsın. Zamanın ruhuna uygun ve hayatla bağlantısı güçlü olsun. Öğrencilerin bireysel özelliklerini hiçe sayarak onları standardize etmeye, kalıplara koymaya çalışmasın. Tek tipçiliği, homojenleştiriciliği hiç kimseye dayatmasın. Bireyleri kendi yetenekleri ve yeterlilikleri doğrultusunda geliştirsin. Ayrımcı, dışlayıcı, sabit fikirli bir gençlik yetiştirmesin. Evrensel ile yerel dinamikleri sentezleyebilsin, farklılıkları zenginlik olarak görsün. Sivil, bilimsel, irfanî derinliğe ve hikmete sahip olsun. Ahlak, adalet, erdem, güven, sorumluluk, dürüstlük, fedakârlık, sevgi, sabır gibi değerleri aktarsın. İnsanlığı seven temiz karakterli, temiz yürekli, dürüst bir nesil yetiştirsin. Kör taklitten ziyade analitik düşünen, sorgulayıcı ve eleştirel bakabilen aydınlık insanlar yetiştirsin."

EBEVEYNİN DİN VE İNANÇ TERCİHLERİNE SAYGI GÖSTERMELİ

Türkiye’deki mevcut yasal çerçevenin başta devletin çocuk eğitiminde ebeveynin din ve inanç tercihlerine saygı göstermesi olmak üzere uluslararası hukukça benimsenen ilkelerle çeliştiğine dikkat çekilen raporda "Başta Anayasa olmak üzere Türkiye’de eğitimle ilgili yasal çerçeve, eğitimin içeriğini, yapısını ve gerçekleştirme biçimini, doğrudan, belirli bir ideolojik amacı gerçekleştirme ve endoktrine etme olarak tanımlamıştır (Z. Çelik, 2014). Anayasa’daki hükümler, eğitime ilişkin yasalar ve yönetmelikler, eğitimin Atatürk ilke ve inkılaplarının ötesinde farklı değerlerle eğitim yapamayacağını belirtmiştir. Okul öncesinden yükseköğretime kadar Türkiye’deki tek tipçi ve dolayısıyla farklılıklara izin vermeyen eğitim sisteminin zemini budur" ifadeleri yer aldı.

İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin, ortaokul ve lise müfredatından çıkarılması gerektiğine işaret eden raporda konu ile ilgili şu görüşler yer aldı:

TÜM BİR EĞİTİM SİSTEMİ İDEOLOJİK ÇERÇEVEYE SIKIŞTIRILIYOR

"Eğitimin temel amaçlarının “Atatürk inkılâp ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı” olması eğitimin nesnel zeminini sübjektif normlara bağlı duruma getirmekte ve eğitim felsefesinin bilimsel ilke, yöntem ve süreçlerle oluşturulmasını gölgelemektedir. Hiçbir bilimsel yaklaşımda mutlak bir otorite esas alınmaz. Eğitim yapı ve süreçlerinin düşünce, bilgi ve bilimin önermeleri yerine bir ideolojik temele oturtulması bilimsellikten ve objektiflikten uzak bir yaklaşım olduğu gibi temel insan hak ve özgürlüklerini de kısıtlayıcı bir mahiyet taşımaktadır. Mustafa Kemal Atatürk, tarihsel bağlamı içinde değerlendirilmeli ve değer yargısı bu gerçeklik içinde verilmelidir. Bir başka ifadeyle, Mustafa Kemal’in fikir ve eylemlerinin belli bir katı ideolojiye dönüştürülmesine izin verilmemelidir. Tüm bir eğitim sisteminin ve süreçlerinin bir ideolojiyle ilişkilendirilmesi, bu ideolojik çerçeveye uygunluk yönüyle değerlendirilerek kıymet veya zaaf atfedilmesi gibi alışkanlıkların ve kalıplaşmış tutum ve davranışların bilimsel yaklaşıma ve fikir özgürlüğüne aykırı olduğu kabul edilmelidir.

İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ MÜFREDATTAN ÇIKARILMALI TARİH DERSLERİ İÇİNE DÂHİL EDİLMELİ

Başta tarih dersleri olmak üzere, eğitim sistemi, kişiselleştirilmiş müfredattan ve ders kitaplarından arındırılmalıdır (Gündoğdu, 2014). Bir başka ifadeyle, genellikle yakın dönemle sınırlı kalan tarih dersleri kişi ve kahramanlık eksenli değil, toplumsal vakalar ve değişimler arasındaki sebep sonuç ilişkisini kurmaya yarayacak bir şekilde öğretilmelidir. Dolayısıyla öğrencilere tarihsel konuların farklı kesimlerce farklı algılandığını gösteren çoğulcu ve eleştirel bir yaklaşımın benimsenmesine ihtiyaç vardır.

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi, ortaokul ve lisede müfredattan çıkarılmalı, dersin konuları tarih dersleri içine dâhil edilmelidir.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum