Efendimiz'in (sas) hanımlarını tanıyor musunuz?

Efendimiz'in (sas) hanımlarını tanıyor musunuz?

Onlar, Efendimiz’in (sas) hanımları, bizim de güzide annelerimiz.

Bahar Karaman Apak'ın haberi:

Hayatları yokluk, fedakârlık, hizmet ve merhametle dolu iffet kahramanları. Sahip oldukları vasıflar özellikle hayatları gösteriş ve rehavete teslim olmuş günümüz kadınları için en güzel örnek. İşte Efendimiz’in (sas) on iki hanımının yol gösterici hayat hikâyeleri…

Kadının toplumdaki ve aile hayatındaki yeri küçümsenemeyecek derecede önemli. Yuvayı bir arada tutan, çocuklarına annelik yaparak insan yetiştiren ve gelecekteki nesli inşa eden kadınlar sadece bu sorumluluklarından dolayı bile en güzel vasıflarla donanmalı. Ancak günümüz şartlarının getirdiği nokta kadınlara bu sorumluluklarını unutturup onların günlük hayatın karmaşasında adeta kaybolup gitmesine sebep oluyor. Bir araya gelinen ev oturmaları gıybet ve gösteriş yarışlarına, ellerinde şekillenmeyi bekleyen çocukları ise televizyonlara emanet. Oysa önlerinde onlara rol model olabilecek on iki güzide isim var. ‘Annelerimiz’ diye hitap ettiğimiz Efendimiz’in (sas) hanımlarının hayat tarzları, sahip oldukları vasıflar şu fani dünyada kadınların en güzel yol göstericileri. Onlar fakire son yemeklerini veren, yokluğa sabredip eşlerinin gücünün üstünde bir şey istemeyen, evlatlarını şefkat ve merhametle büyüten, ilim öğrenme arzusuyla kapılarını herkese açan haya ve iffet kahramanları. Sohbet ortamlarında isimleri her geçtiğinde dikkatle dinleyip, kitaplardan hayatlarını hayretle okuduğumuz bu kahramanları, yine o dinlediğimiz ve okuduğumuz ortamda bırakıp hayatın akışına dalıp gidiyoruz maalesef. Elbette ki onların yaşadıklarını, sahip oldukları vasıfları birebir kendimize uygulamamız kolay değil. Ancak en azından örnek almak derecesinde gayret sarf edip, bir vasfı dahi olsa kendimize rehber edinip dünya ve ahiret hayatımızı daha da güzelleştirebiliriz. Onları anlatmaya kelimeler de sayfalar da yetersiz kalıyor. Ancak hepsinin bir diğerine oranla biraz daha fazla öne çıkan vasıfları bulunuyor. Efendimiz’in (sas) on iki hanımının fedakârlıklarla dolu hayatlarında herkesin nasiplenebileceği güzellikler var.

YERYÜZÜNÜN EN HAYIRLI KADINI

Hüveylid b. Esed kızı Hz. Hatice validemiz Efendimiz’in (sas) ilk zevcesi. İffetinden dolayı ondan Tahire yani iffetli kadın diye bahsedilirdi. Efendimiz’e (sas) ilk iman etme ve cemaat olma şerefine nail olan annemizi diğerlerinden ayıran en önemli vasfı belki de tüm mal varlığıyla İslam’a hizmet etmesidir. Peygamber Efendimiz (sas), kendisine peygamberlik geldikten sonra müşriklere dini anlatmak için evde sofralar kurar, ziyafet verirdi. Hz. Hatice validemiz bütün malını bu uğurda harcayarak bir zamanlar Mekke’nin en zengin hanımıyken, İslamiyet’in ilk yıllarında bu zenginliğinden eser kalmamıştı. O, hem malıyla hem de canıyla dine hizmet etmişti. Bu fedakârlıklarından dolayı Efendimiz (sas) eliyle gökyüzünü işaret ederek, “Göklerin en hayırlı kadını İmran kızı Meryem, yeryüzünün en hayırlı kadını Hüveylid kızı Hatice’dir.” buyurmuşlardır. Gösterişi sevmeyen, fakirlere çokça yardım eden bu annemize ‘fakirlerin anası’ da denirdi. Vefatından sonra Efendimiz (sas), Hz. Hatice validemiz için şöyle buyurmuştur: “Allah ondan daha hayırlısını bana vermedi. Çünkü o herkesin küfür içinde olduğu bir dönemde bana iman etti. Herkesin beni yalanladığı bir zamanda beni tasdik etti. Herkesin her şeyi benden esirgediği bir zamanda beni malına ortak etti ve Allah bana ondan çocuklar ihsan etti.”

MECBUR KALMADIKÇA EVİNDEN ÇIKMAZDI

Zem’a b. Kays’ın kızı Sevde validemiz, anaç ruhlu bir insandı ve Hz. Hatice’nin vefatından sonra onun çocuklarını büyük bir şefkatle büyüttü. Efendimiz’e (sas) karşı saygıda kusur etmeyen bu validemiz latife yapmayı severdi. Birçok kere de şakalarıyla Efendimiz’i (sas) mutlu ederek O’nun duasını almıştı. En önemli özelliğinden biri de takvasıydı. Rivayetlere göre bir gün herhangi bir ihtiyacı için dışarı çıkıyor ve Hz. Ömer de kendisini tanıyor. Sevde validemiz eve gelip de Efendimiz’e (sas) durumu anlattıktan sonra Azhab Suresi’nin 32. ve 33. ayetlerini indiriliyor. Bu ayetlerde şöyle buyruluyor: “Dışarı çıkmanızı gerektiren mecburi bir sebep olmadıkça evlerinizde vakarla oturun ve mecburi bir ihtiyaç için dışarıya çıktığınızda İslam öncesi cahiliye döneminde olduğu gibi süslerinizi ve cazibelerinizi dışarı vurmayın.” Bu ayet üzerine Sevde annemiz hayatı boyunca kılık kıyafetine özen göstermiş ve mecbur kalmadıkça da dışarı çıkmamıştır. Çok da cömert olan bu hanım sahabe kendisine gelen bütün hediyeleri fakirlere dağıtır, kendi elleriyle bir şeyler yapıp gelin olacak kızlara çeyiz olarak hediye ederdi.

ÖZÜ SÖZÜ BİR, BABASININ KIZI

Hz. Ömer’in kızı Hz. Hafsa validemiz iradesi kuvvetli, özü sözü bir kadındı. Bu sebeple Hz. Aişe kendisi için şöyle buyurur: “Hafsa tam manasıyla babasının kızıydı, iradesi kuvvetli, sözünün eriydi.” Gecelerini ibadetle geçirir, gündüzleri de oruç tutardı. Efendimiz’in (sas) diğer hanımları gibi hayatı yokluk içinde geçen Hafsa validemize bir gün Hz. Ömer ne yiyip içtiklerini sorar. Annemizin verdiği cevap şöyle olur: “Yediğimiz en iyi yemek arpa ekmeğiydi. Ekmek sıcakken yağ sürer yumuşatırdık. Bunu güzel bulduğumuz için misafire de ikram ederdik.” Başkasının kendisine hediye ettiği şeylerden asla yemez, Efendimiz’i (sas) kendi nefsine tercih ederek ona ikram ederdi. Hitap yeteneği güçlü olan bu annemiz 60 hadis rivayet etmiş, ayrıca Efendimiz’in (sas) vefatından sonra Kur’an sayfalarını muhafaza etme görevini üstlenerek Hz. Osman döneminde de Kur’an’ın çoğaltılması için sayfaları Hz. Osman’a teslim etmiştir.

İLMİ YÖNÜ EN KUVVETLİ VALİDEMİZ

Hz. Ebubekir’in kızı Hz. Aişe validemiz Efendimiz’in (sas) eşleri arasında yaşça en genç olanı olduğu için O’nun dinî talim ve terbiyesinden çokça istifade etmişti. Odası mescidin bitişiğinde olduğu için gece-gündüz ilim meclisinde yapılan tüm konuşmaları takip ediyordu. İlim yönü çok kuvvetliydi, insanlar evine gelip ondan ilim öğrenirdi. Hz. Ömer, Efendimiz’in (sas) sünnetleri hakkında ona danışırdı. Arapçayı çok iyi bildiği için etkili bir konuşma yeteneğine sahip olan Hz. Aişe validemiz, sahip olduğu tarih bilgisiyle de örf ve âdetlerin insanlar üzerindeki etkisini iyi tahlil edebiliyordu. Bu validemiz sünnet konusunda Efendimiz’i (sas) çok iyi anlamış ve çıkardığı hükümlerden dolayı da kendisine müçtehide yani ‘İslam hukukçusu’ denmiştir. 2210 hadis rivayet eden Hz. Aişe, en çok hadis rivayet eden yedi sahabe arasında yer alır.

KURAN-I KERİM'İ EFENDİMİZ (sas) GİBİ OKURDU

Süheyl b. Muğıre kızı Ümmü Seleme sahip olduğu anaç ruhuyla Efendimiz’in (sas) torunlarına karşı derin bir şefkat besler, onlara çok iyi bakardı. Fıtrat olarak Hz. Aişe’ye benzeyen akıllı ve açık sözlü olan bu validemiz olaylar karşısında aldığı isabetli kararlarla da Efendimiz’e yardımcı olurdu. Sade ve ibadetlerle süslü bir hayatı olan Ümmü Seleme, özellikle namaz vakitlerine dikkat eder, ‘Resulullah öğle namazını erken kılardı’ diye Müslümanlara nasihat ederdi. Kur’an-ı Kerim’i Efendimiz’in üslubunda okuyabilen bu validemiz fıkhı en iyi bilen sahabelerdendi. Seleme annemiz 378 hadis rivayet etmiştir.

EFENDİMİZ'E (sas) EVLAT VERME ŞEREFİNE ULAŞMIŞ İKİNCİ HANIM

Hazreti mariye, Efendimiz’in (sas) Hz. Hatice validemizden başka çocuğu olmuş ikinci zevcesi. Efendimiz’in (sas) “Atam İbrahim’in adını veriyorum.” dediği bu evladı on sekiz ay yaşadı. Hz. Aişe validemiz, Hz. Mariye için şöyle buyuruyor: “Allah Mariye’ye çocuk bahşederek onu mükafatlandırdı, biz ise bundan mahrum kılındık.” Bu Mısırlı annemizin Efendimiz ile (sas) olan evliliği, Mısır halkının İslamiyet ile tanışmasına ve kendilerini Efendimiz’e (sas) yakın hissetmelerine vesile olur. Hatta bir rivayete göre Efendimiz, Mısır için şöyle buyuruyor: “Siz Mısır’ı fethedeceksiniz. Orayı fethettiğiniz zaman ahalisine iyi muamele ediniz çünkü onların bir zımmet, bir de kan akrabalığı vardır.” Bu annemiz kendisi gibi Mısırlı olan Hz. Hacer’in kıssalarını dinlemeyi çok severdi. Hz. Mariye validemiz Efendimiz (sas) ve oğlu İbrahim’in vefatından sonra kardeşi hariç hiç kimseyle görüşmemiş, alçakgönüllü ve sakin bir hayat yaşamıştı.

İSLAMİYET UĞRUNA AİLESİNDEN VAZGEÇTİ

Ebu Sufyan’ın kızı Ümmü Habibe, Müslüman olduğu için işkencelere maruz kalır. İslamiyet uğruna ailesini terk eder. Efendimiz’le (sas) evliliğinden önceki eşi de Müslüman olmuşken daha sonra din değiştirir. Bunun üzerine Ümmü Habibe validemiz dininden vazgeçmek yerine kocasından vazgeçer. Bu annemizin Efendimiz’e (sas) olan sevgi ve sadakati çok büyüktü. 30 hadis rivayet eden Ümmü Habibe annemiz, hadis rivayet etmeden önce mutlaka abdest alır ve kendisini dinleyenlerin de abdestli olmasını isterdi.

KAZANDIKLARINI ALLAH YOLUNDA HARCADI

Cahş b. Riab’ın kızı Hz. Zeynep çok cömertti. Deri tabaklar, diker, el işi yapar, kazandığı parayı da Allah yolunda harcardı. Hz. Aişe validemiz onun için şöyle buyuruyor: “Yüce Allah, Zeynep’i esirgesin. O şu dünyada kimsenin erişemeyeceği bir şerefe ulaştı. Allah onu peygamberine zevce yaptı ve Kur’an’da adı anıldı. Ben Zeynep’ten daha hayırlı, ondan daha doğru sözlü, akraba hakkını gözeten, Allah’ın rızasına yaklaştıracak sadakayı ondan çok dağıtan kadın görmedim.”

YOKSULLARIN ANNESİ

Huzeyme kızı Zeynep validemiz Müslüman olmadan ve Efendimiz’le (sas) evlenmeden önce de fakirlere yardım eder ve yetimlere sahip çıkardı. Kapısından hiçbir zaman ihtiyaç sahibinin eksik olmadığı bu annemiz herkese gönlünü açardı. Bu sebeple ona yoksulların annesi manasına gelen ‘Ümmül Mesakin’ deniyordu. Ancak bu annemiz Efendimiz’le (sas) evliliğinden iki-üç ay sonra vefat etti. Bu sebeple de hiç hadis rivayet edememiştir.

KAVMİ İÇİN HAYIRLI KADIN

Benî Mustalık’ın reisi olan Haris b. Ebu Dırar’ın kızı Hz. Cüveyriye annemizin Efendimiz’le (sas) olan evliliği tüm kavminin Müslüman olmasına vesile olmuştur. Bu sebeple Hz. Aişe validemiz onun için şöyle buyurur: “Onun kadar kavmi için hayırlı bir kadın yoktur. Hem kavminin esaretten kurtulmasına hem de çoğunun iman etmesine vesile olmuştur.” Merhametli ve hayra düşkün olan bu validemiz sürekli evrad ü ezkar ile meşgul olurdu.

SILA-İ RAHİME ÇOK ÖNEM VERİRDİ

Yahudilerin Beni Nadr kolundan Hayber Emiri Huyey b. Ahtab’ın kızı Hz. Safiyye validemiz, Efendimiz’le (sas) evlendikten sonra sahip olduğu tüm nüfuzunu İslamiyet için kullandı. Bolluk içinde yetişmesine rağmen dünyaya ve dünyalığa hiç ehemmiyet vermezdi. Hatta sahip olduğu tüm ziyneti Efendimiz’e verdi. En önemli vasıflarından biri sıla-ı rahime verdiği önemdi.

İLK HEMŞİRE

Haris b. El-Hazen’in kızı Hz. Meymune validemiz, Efendimiz’in (sas) en son evlendiği hanımı. Çok faziletli ve şerefli olan bu annemizden “Allah’ın ayetlerinden bir ayet” diye bahsedilirdi. İyilikte, ibadette ve takvada üstün bir hayatı vardı. Sosyal yönü de kuvvetliydi. Savaşanlara yardım etmek amacıyla kadınlardan oluşan bir grup kurdu; grubun başında da kendisi vardı. ‘İlk hemşire’ olarak anılan bu annemiz yemek yapar, savaşta yaralananlara yardım ederdi.

Zaman

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.