Ebû Bekir-i Sıddîk gibi elmas ruhlu adamlar

Ebû Bekir-i Sıddîk gibi elmas ruhlu adamlar

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim
 
ÜÇÜNCÜ NOKTA:
Mu'cize, dâvâ-i nübüvvetin ispatı için, münkirleri iknâ etmek içindir, icbar için değildir. Öyle ise, dâvâ-i nübüvveti işitenler için, iknâ edecek bir derecede mu'cize göstermek lâzımdır. Sâir taraflara göstermek veyahut icbar derecesinde bir bedâhetle izhar etmek, Hakîm-i Zülcelâlin hikmetine münâfı olduğu gibi, sırr-ı teklife dahi muhâliftir. Çünkü, "Akla kapı açmak, ihtiyarı elinden almamak" sırr-ı teklif iktizâ ediyor. Eğer Fâtır-ı Hakîm, inşikâk-ı kameri, feylesofların hevesâtına göre bütün âleme göstermek için bir iki saat öyle bıraksa idi ve beşerin umum tarihlerine geçse idi, o vakit sâir hâdisât-ı semâviye gibi, ya dâvâ-i nübüvvete delil olmazdı ve risâlet-i Ahmediyeye (a.s.m.) husûsiyeti kalmazdı, veyahut bedâhet derecesinde öyle bir mu'cize olacaktı ki, aklı icbar edecek, aklın ihtiyârını elinden alacak, ister istemez nübüvveti tasdik edecek; Ebû Cehil gibi kömür ruhlu, Ebû Bekir-i Sıddîk gibi elmas ruhlu adamlar bir seviyede kalıp, sırr-ı teklif zâyi olacaktı. İşte bu sır içindir ki, hem âni, hem gece, hem vakt-i gaflet, hem ihtilâf-ı metâli, sis ve bulut gibi sâir mevânü perde ederek, umum âleme gösterilmedi, veyahut tarihlere geçirilmedi.
 
Bediüzzaman Said Nursî
(Mektubat - On Dokuzuncu Mektup)

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.