Dünyaya karışmak arzusu bizde bulunsaydı

Dünyaya karışmak arzusu bizde bulunsaydı

Günün Risale-i Nur dersi

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSÎ'NİN DENİZLİ MAHKEMESİNDE YAPTIĞI MÜDAFAADAN BAZI KISIMLAR 
 
Evet, biz bir cemiyetiz ve öyle bir cemiyetimiz var ki, her asırda, üç yüz elli milyon dahil mensupları var. Ve hergün beş defa, namazla, o mukaddes cemiyetin prensiplerine kemal-i hürmetle alakalarını ve hizmetlerini gösteriyorlar ve  b384.gifkudsî programıyla birbirinin yardımına dualarıyla ve manevî kazançlarıyla koşuyorlar. İşte, biz bu mukaddes ve muazzam cemiyetin efradındanız; ve husûsi vazifemiz de, Kur'an'ın îmanî hakîkatlerini tahkîkî bir sûrette ehl-i îmana bildirip, onları ve kendimizi îdam-ı ebedîden ve daimî ve berzahî haps-i münferidden kurtarmaktır. Sair dünyevî ve siyasî ve entrikalı cemiyet ve komitelerle ve bizim medar-ı ittihamımız olan "cemiyetçilik" gibi asılsız ve manasız gizli cemiyetle hiçbir münasebetimiz yoktur ve tenezzül etmeyiz. 
 
........... 
 
Dünyaya karışmak arzusu bizde bulunsaydı, böyle sinek vızıltısı gibi değil, top güllesi gibi ses ve patlak verecekti. Dîvan-ı Harb-i Örfîde ve Mustafa Kemal'in hiddetine karşı dîvan-ı riyasette şiddetli ve dokunaklı müdafaa eden bir adam, on sekiz sene zarfında kimseye sezdirmeden dünya entrikalarını çeviriyor diye onu ittiham eden, elbette bir garazla eder. 
 
Bu meselede, benim şahsımın veya bazı kardeşlerimin kusuruyla Risale-i Nur'a hücum edilmez. O, doğrudan doğruya Kur'an'a bağlanmış; ve Kur'an dahi Arş-ı Azam ile bağlıdır. Kimin haddi var, elini oraya uzatsın, o kuvvetli ipleri çözsün. 
 
Hem, bu memlekete maddî ve manevî bereketi ve fevkalade hizmeti, otuz üç ayat-ı Kur'aniyenin işaratı ile ve İmam-ı Ali Radiyallahü Anhın üç keramat-ı gaybiyesiyle ve Gavs-ı Azamın katî ihbarıyla tahakkuk etmiş olan Risale-i Nur, bizim adi ve şahsî kusurumuzla mes'ul olmaz ve olamaz ve olmamalı! Yoksa bu memlekete hem maddî, hem manevî telafi edilmeyecek derecede zarar olacak Haşiye Bazı zındıkların şeytanetiyle Risale-i Nur'a karşı çevrilen planlar ve hücumlar, inşaallah, bozulacaklar. Onun şakirtleri başkalara kıyas edilmez; dağıttırılmaz, vazgeçirilmez, Cenab-ı Hakkın inayetiyle mağlûp edilmezler. Eğer maddî müdafaadan Kur'an menetmeseydi, bu milletin can damarı hükmünde, umûmun teveccühünü kazanan ve her tarafta bulunan o şakirtler, Şeyh Said ve Menemen Hadiseleri gibi cüz'î ve neticesiz hadiselerle bulaşmazlar; Allah etmesin, eğer mecburiyet derecesinde onlara zulmedilse ve Risale-i Nur'a hücum edilse, elbette hükûmeti iğfal eden zındıklar ve münafıklar bin derece pişman olacaklar. 
 
Elhasıl, madem biz ehl-i dünyanın dünyalarına ilişmiyoruz, onlar da bizim ahiretimize, îmanî hizmetimize ilişmesinler! 
 
Mevkuf 
Said Nursî 
 
Haşiye 
Bu istida, Kastamonu zelzelesinden yirmi gün evvel yazılmıştı. Risale-i Nur bereketiyle, her vilayetten ziyade afattan mahfuz kalmıştı. Şimdi, afat başladı ve davamızı tasdik etti.
 
Ancak mü'minler kardeştir. (Hucurat Sûresi: 10.)

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.