3 parça halinde duvara monte edilebilecek olan dev hilyenin süslemeleri de naht (kesme sanatçısı) Recep Ulu tarafından kıl testeresi ile ahşaptan kesilerek hazırlanıyor.

 

Peygamber Efendimizin özelliklerinin tasvir edildiği bir tarz olan hilye-i şerifler, İslam aleminde değişik sanatkarlar tarafından yüzlerce farklı şekilde yazıldı. Osmanlı hattatları, hem yazı şekilleri, hem de iç dizaynları ile yüzlerce farklı üslupta hilyeler yazdı. Hatta bu hilyelerin klasik haline gelip onlarca tekrar edilenleri oldu. En klasikleri de yüzbinlerce liralık fiyatlarla müzayedelerde meraklıları tarafından toplandı.

 

Hattatlar için en zor işlerden bir tanesi, güzel bir hilye tarzı geliştirip bu eseri özgün bir şekilde ortaya koyabilmek. Merhum Ali Alparslan hocadan ta'lik tarzda hat icazetini 13 yıl önce alan hattat Mahmut Şahin, tarihe iz düşmek için farklı bir hilye hazırladı. Özel aharlı büyük ebatlı bir kağıdın eline ulaşması ile böyle büyük bir projeyi hayal ettiğini belirten Mahmut Şahin, yaklaşık 10 aylık bir çalışma ile devasa boyutlarda bir çalışmaya imza attı. Hocası Ali Alparslan'ın, "Anadolu'daki hat sevdalıları mahrum olmasın, sen başka şehirlere de gidip ders vermelisin" talimatı sebebiyle Bursa, Eskişehir, Kocaeli ve Kütahya'da haftanın birer günü ders veren Mahmut Şahin, bu yoğunluktan fırsat bulduğu günlerde de farklı ve orijinal eserler ortaya koyuyor.

 

200'den fazla talebeye ders veren ve bugüne kadar 50'den fazla icazet almaya hak kazanan talebe yetiştiren hattat Mahmut Şahin, çalışma arkadaşları ile de her ay farklı bir şehirde hayır işlerinde kullanılmak üzere sergiler açıyor. Onlarca caminin hat yazılarını ekibi ile hazırlayan Mahmut Şahin, dünyanın en büyük yaşayan hat müzesi Ulucami'ye sahip olan Bursa'da, imza attığı farklı bir eserini ilk defa talebeleri ile paylaştı. Haftalık yoğun tempodan fırsat bulduğu zamanlarda 6 metre 25 santim boyunda ve 3 metre eninde bir hilye yazan Mahmut Şahin, düşüncülerini İHA'ya anlattı.

 

Bursa Şaban-ı Veli Dergahı'ndaki hat dersleri sırasında yeni çalışmasını gösteren Mahmut Şahin, bu eserin, Kütahya'da bir kağıt tüccarından bol miktarda üstü özel aharlı büyük ebatlı kağıtlar çıkması ve Bursa'da bir ustanın geniş ağızlı güzel kalemler imal etmesi ile mümkün olduğunu söyledi. Şahin şunları anlattı:

 

"Hilye-i şerifi büyük (celi) ta'lik olarak hazırladık. Kütahya'dan üst yüzeyi aharlı özel kağıtlar geldi. 2.5 metre uzunluğunda kağıtlardı. Bu kağıtlara, 1.5 metresi satır nizamına gelecek şekilde hilye tasarladık. Tezhibini o büyüklükte yapmamız çok uzun zaman alacağı için biz bu esere kalem işi yaptıracağız. Çünkü ciddi boyutlarda bir hilyedir. Daha önce 4 metrelik hilyeler yazıldı. Gerek yazı kalitesi, gerek diğer konularda sıkıntılar yaşandı. Bir eserin büyüklüğü ebadından dolayı değil, yazı kalınlığından dolayı olmalıdır. Bu yazının orta göbeği, ağzı 1.5 santim kalınlığındaki bir kalemle yazıldı. 2.5 santimlik kalemle besmelesi, 3.5 santimlik kalemle ise 'Vema erselnake...' ayet-kerimesi kısmı yazıldı. Eser 1 aylık kalem işi çalışması ile sergilenmeye hazır hale gelecek."

 

Şahin'in talebeleri ise, dünyada bir ilk olan böyle devasa bir eserin, daha geniş bir ziyaretçi kitlesinin görmesi için Ulucami'ye asılmasını istedi. Bursalı hattatlar, "Ulucami bütün padişahların her dönem eser gönderdikleri bir cami. Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Ulucamii Derneği bu güzel eseri başka bir yere kaptırmadan Bursa'da teşhir etmelidir" diye konuştu.