Yüksek tansiyon kalp krizine, beyin kanamasına ve böbrek yetmezliğine yol açıyor. Uzmanlar, geçen yıl kalp hastalığına bağlı ölümlerin yüzde 45'inin ve beyin kanamasına bağlı ölümlerin de yüzde 51'inin yüksek tansiyondan kaynaklandığını söylüyor.

35 BİN VAKA İNCELENDİ

Dünya Sağlık Örgütü'nün Yaşlı ve Yetişkin Sağlığı Araştırması, Güney Afrika, Çin, Gana, Hindistan, Meksika ve Rusya olmak üzere toplam altı orta ve düşük gelirli ülkede, 35,000'den fazla kişinin tansiyon bilgilerini inceledi.

Güney Afrika yüksek tansiyonun en fazla görüldüğü ülke oldu. 50 yaş ve üstü Güney Afrikalı yetişkinlerin yüzde 78'i yüksek tansiyon sorunu yaşıyor. Ancak sadece her on kişiden biri tedavi görüyor.

Araştırmada görev alan uzmanlar, Rusya'da ankete katılan yetişkinlerin neredeyse yüzde 72'sinde yüksek tansiyon sorunu olduğu bulgusuna ulaştı. Diğer ülkelerde yüksek tansiyon sorunu olan yetişkinlerin oranı daha düşük ama yine de dikkat çekici seviyelerde: Meksika'da yüzde 58, Gana'da yüzde 57, Çin'de yüzde 53 ve Hindistan'da yüzde 32. Ankete göre, yüksek tansiyon sahibi kadınların sayısı erkeklerden fazla.

TUZLU YEMEK, OBEZİTE VE AŞIRI ALKOL

Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu'ndan Şah İbrahim, gelişmiş ülkelerin sorunu olarak bilinen yüksek tansiyonun artık gelişmekte olan ülkelerde de yaygın bir hastalık haline geldiğini söylüyor: "Bu durum son 30-40 yıldır biliniyor. Ancak bugüne kadar bu konuyu değerlendirmek için inceleyebileceğimiz veri çok sınırlıydı."

İbrahim, yüksek tansiyonun gelişmekte olan ülkelerde yaygınlaşmasını tuzlu yemekler, obezite ve erkeklerin aşırı alkol tüketimine bağlıyor.

Uzman, ankete katılanların büyük bölümünün hastalığından haberdar olmadığını ve tedavi görmediğini söylüyor. Yüksek tansiyon hastalarına tıbbi müdahalenin gerekli olduğunu vurgulayan İbrahim, aksi halde bu hastalığın aileler için çok üzücü sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulunuyor.

Yüksek tansiyon ilaçlarının hepsinin çok pahalı olmadığını belirten İbrahim "En pahalı ilaçlar yoksul ülkelerde bol miktarda bulunuyor. Özel doktorlarla çalışan sağlık sistemleri de genellikle pahalı ilaçları pazarlıyor. Oysa aynı tedaviyi sağlayacak daha ucuz ilaçlar kullanmak mümkün" diyor.

Amerikan Ulusal Yaşlılık Enstitüsü tarafından finanse edilen çalışma Uluslararası Epidemiyoloji Dergisi'nde yayınlandı.

Haber7