Hekimoğlu İSMAİL

Hekimoğlu İSMAİL

Dünya-ahiret işi üzerine bir sohbet...

Dünya, ahiretin bekleme salonudur. Dünyaya gelen herkes ahirete gidecektir. İnsanın yapısı günah işlemeye uygundur.

Buna nefs-i emmare denir, yani emreden nefis. İnsanın canının istediğini yapması...

Şunu unutmamak lazımdır ki, canının istediğini yapanlar, canının istemediği hallere düşerler!.. Anlarlar ki canlarının istediği gibi yaşamak iyi değilmiş.

Bu sefer kendilerini kınamaya başlarlar. Neden şunu yaptım, neden şu sözü söyledim gibi nedenler çoğalır. Böylece nefs-i levvameye girmiş olurlar. Nefs-i levvame, insanın kendi kendisini kınamasıdır. İşte bu andan itibaren dünya işiyle ahiret işi bütünleşmeye başlar.

Mesela helal kazanç ibadettir. Helal kazançla seccade arasına niye mesafe konulsun? Namaz kılmak nasıl ibadetse helal kazanç da öyle ibadettir. Böylece dünyayla ahiret işi bütünleşmiş olur.

Dünya işiyle ahiret işinin ayrılması gayri müslimlerde açıkça görülür. Mesela bir gayri müslim sadece dünya için çalışır. Ahiret için yaptığı bir iş yok. Bu durumda dünya işleri ahiret işlerinden ayrılmıştır. Fasık insanlar da meyhane açar, bu dünya işidir, tövbekâr olur, meyhaneyi kapatır, terziliğe başlar; dünyayla ahiret bütünleşmiş olur.

Dünyada da ahirette de aranan tek şey imandır. İmanın muhafazası ibadettir. Mesela benim elektronik çalışmalarım ibadettir demiştim, itiraz ettiler. Dediler ki, füzelerin Kur'an'da ne yeri var ki, dediler. Var, dedim. Nasıl var? Ben ilmen biliyorum ki füzelerin hammaddesini yaratan Allah'tır. Sentez ve analiz kanunlarını da yaratan Allah'tır. Bu füzeyi yapmak için bize aklı veren de Allah'tır. Görülüyor ki bu füzenin yapılması Allah'ın verdiği imkânlarla mümkün olmuştur. Şimdi dönüp Allah'ı inkâr mı edelim.

Uçak yapabiliriz. Sineği ve dünyayı uçak gibi yaratan Allah'a da iman ederiz. Bu inançla bu teknolojiyi bir araya getirince dinle dünya bütünleşmiş olur. Zaten hadisle övülmüş Fatih Sultan Mehmed ve onun ordusu seccadeden kalkıyordu, top yapıyordu, gemileri karada yürütüyordu. Akşemseddin de onunla beraberdi. Teknolojinin zirvesine ulaşmış, ikinci Mehmed yani Fatih ve dinde velayet noktasına varmış Akşemseddin, beraber olmuşlardı... Yani padişahla asrın imamı beraber çalışmışlardı. İşte dünyayla din bütünleşti. Bu formül her zaman geçerlidir.

Ne zaman diyanetle teknik üniversite el ele verirse daha çok ülkeler fethedilir. Bunlar birbirinden ayrılırsa din taassuba kayar, teknoloji inkâra gider...

Zaman
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum