Birimiz şark’ta birimiz garb’ta, birimiz;
Dünyada, birimiz ahiret’te, olsa bile;
Mani değil hiçbir an, o mânevî sohbete,
Hep dualar, temenniler, sanadır Ağabey!
 
Mekke’den, Medine’den, o mübarek yerlerden,
Ehl-i Kitap kardeşlerden, bahtiyâr  Seyyitlerden,
Dünyada, bildiklerden, Nur Cemâlin gördüklerden,
Duaları sağlığına, hizmetlerde varlığına.
 
Hasta halde duaların, makbûl imiş bizlere,
Kuvvet verir, muhlis hâlîn, ihvan-ı âcizlere,
Tüm dünyada, Nur dâvâda, sizden olan izlere,
Nokta/nokta, virgül/virgül rastlanıyor Ağabey!
 
Ne durdurur… Ne durur, hizmetlere koşturur,
Daima şevk içinde, kardeşleri coşturur,
Vâris-i Üstadına, herkes temennâ durur,
Sağlığınla çok yaşa, Mübarek Sungur ağbey!
  
Avdet eder sağlığınız, inşâallah görürüz,
Hep birlikte Nur yolunda, selâmetle yürürüz,
Bu dünyada ağabeylerin kıymetini biliriz,
Bilenlerin duaları sizinledir ağabey!
 
Nerden gelse bir davet, ordadır Sungur ağbey!
Hizmet söz konusuysa, sabretmez Sungur ağbey!
Hastalığın istibdadı, tutamaz ki elinden,
Gece/gündüz hiç durmadan, koşturur Sungur ağbey!
 
Allah’tan çok hayırlı ömürler diliyoruz,
Daha ömrün oldukça koşarsın biliyoruz,
Hizmetlerle coşarsın, bunu da görüyoruz,
Allah için seni çok! Ama çok! Seviyoruz.
Minnet sana, şükran sana, kurban sana ağabey.