Doğum sancıları

Asırlık inkılâpları bilir misiniz?
Yüz yıllık hâkimiyetlere gebe düşünceleri felsefe edinen yeni oluşumları yani…
Başka bir deyişle dünyaya yeni bir çehre kazandıracak yeni liderin şu an yaşanılana bakıp kişiliği hakkında tahlilini yaptınız mı?
Zira dünyanın gidişatına baktığımızda yeni bir liderin doğum sancıları baş göstermiş.
Dünya kıvranıp duruyor.
İnsanlık sanki asansör boşluğunda  sıkışmış kalmış, avazı çıktığı kadar feryat ediyor…
Yeni bir elektriğe yeni bir dizayna, insanlık hamurunun yeniden yoğrulmasına ihtiyaç var.
             X                             x                                 x
Son bir kaç yüzyıldır Fransızlarla başlayıp, İngilizlerle devam eden ve son asırda bunların bir "veled-i masumu" niteliğinde olan Amerikalılarla süre gelen "Dünya liderliği" artık çatırdıyor.
Batı medeniyeti kendi büyüttüğü evladının hışmına uğruyor.
Asırlardır dünyayı kendi hegemonyasına almak için ilmik ilmik işlediği fikirler artık kendisini aşıyor.
Mesela: küreselleşmeyi tarif ederken:
Bazılarına göre; Batı hegemonyasının, emperyalizminin aldığı yeni şekil olmakta…
Bazılarına göre; dünyanın Amerikanlaşması/McDonald'laşması sayılmakta…
Bazılarına göre de; çok uluslu sermayelerin/şirketlerin kurduğu sömürü evreni… gibi tariflerle dünyanın tahtına otururken yakalanmış olduğu gaflet perdesinin farkında değildi.
Beşerin ruhunda açtığı menfezlerin başına ikiz kuleler benzeri insan eksenli afetleri getireceğini hesaplamıyordu.
Oysa her başına gelen "kötüyü" kendine faydalı hale getirmesini de çok iyi biliyordu.
(Tıpkı ilkiz kule felaketini İslam’a yükleyip ırak'a Ortadoğu’ya saldırması gibi)
Ama ne gariptir ki  "globalleşme" adına küçülttükleri dünyaya ne kendileri ne de "öteki" dünya sakinleri sığamaz oldular.

İşte bu noktada boğuldular.
Çünkü küçücük mekânlara büyük kalabalıkları barındıracak sistemleri henüz yok.
Çünkü bu fıtri akışa fıtri birlikteliği sağlayacak fikri düşünceleri yetersiz.
Çünkü insanlığı artık tek bir muallim yönetebilir.
Ondan da öteye "sefiller" deki " asil" olmayanların gittikçe çoğalıp başlarına bela olacaklarını hesaplamıyordu.
Belki güzellikleri fazla olduğu için bu kadar hükmediyordu ama son asırda tarihte görülmemiş zulümler işlemeye başlayınca kaderin adaleti ile karşılaşıyor, adeta kendi elleriyle nesillerinin sonunu
getiriyorlardı.
Zira artık batıda miraslarına konacak kendi kanlarından "genç nesiller"  yok.
Bir yandan insanlığı düşünen "hayırhah" fikirler güderken, (mesela :küresel ısınma felaketinin önünü kesecek projeler) bir yandan da, öteki dünyadaki açlık, sefalet, işsizlik, hastalıklar insanlığı kasıp
kavururken, silahlanmayı ön plana alıyordu.
En net tarifi ise:yüzde yirmilik bir refaha karşın yüzde seksenlik bir sefalete neden olması..
İşte böylesine kadere fetva verdirir cinsten hatalar devam edince kaçınılmaz sonun geleceği muhakkak gözükmektedir.
Ve işte dünya sancılanmakta…
Ve işte dünya yeni liderini aramakta.
X                         x                        x
Yukarda dediğimiz gibi "yeni lider" nasıl olmalı?
Küçülen dünyaya sıkıştırılan muazzam kalabalığa ne tür çareler derman olabilir?
İnsanlık ki; bu noktaya her zaman yeni fikirleri eski fikirlerin üstüne bina ederek gelmişti.
Dolayısıyla akla en uygun olan şey,"hazır medeniyetin inkişâından " yeni bir medeniyetin gelişmesi lazımdır.

"Enbiyâ-i sâlife zamanında tabakàt-ı beşeriye birbirinden çok uzak ve seciyeleri hem bir derece kaba, hem şiddetli ve efkârca ibtidâî ve bedeviyete yakın olduğundan, o zamandaki şeriatlar, onların haline
muvâfık bir tarzda, ayrı ayrı gelmiştir. Hattâ, bir kıtada, bir asırda ayrı ayrı peygamberler ve şeriatlar bulunurmuş. Sonra, âhirzaman Peygamberinin gelmesiyle, insanlar, güyâ iptidâî derecesinden idâdiye
derecesine terakkî ettiğinden, çok inkılâbât ve ihtilâtât ile, akvâm-ı beşeriye bir tek ders alacak, bir tek muallimi dinleyecek, bir tek şeriatla amel edecek vaziyete geldiğinden, ayrı ayrı şeriata ihtiyaç
kalmamıştır, ayrı ayrı muallime de lüzum görülmemiştir."  (sözler:446)

"Küre-i arzı bir köy şekline sokan şu medeniyet-i sefiheyle gaflet perdesi pek kalınlaşmıştır. Tâdili, büyük bir himmete muhtaçtır. Ve keza, beşeriyet ruhundan dünyaya nâzır pek çok menfezler açmıştır.
Bunların kapatılması, ancak Allah'ın lütfuna mazhar olanlara müyesser olur." (Mesnevi-i Nuriye, s. 105.)

Bu gerçekler ışığında  dünyanın başına geçmesi zaruri olan yeni liderin vasıflarını görür gibi oluyorum.
Aslında sizleri bilmem ama ben, tarihin her döneminde maddi liderler öncülüğünde oluşan tüm büyük medeniyetlerin hamurunda ki bir manevi şahsiyetin silüetinin gözükmesi gibi, günümüz medeniyetinde tedrici bir şekilde berraklaşan yepyeni bir silüeti görür gibi oluyorum.
Geçen gün sitemizde, yaklaşık yüz yıl öncesinden “Said Nursi'den Obama'ya mesaj” haberini okuyunca, sanki atmosferin dışına çıkıp dünyaya tepeden bakıyorum gibi geldi bana ve gittikçe çizgilerin netleştiğini gördüm.
Sadece aklıma takılan tek şey;"Allahın lütfuna mazhar" olanların oluşturacakları yeni dinamizmin lokomotifinin nasıl bir müessese olmasıdır.

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.