Doğum-ölüm güzelliği

Doğumdaki güzelliği, ölümde de tadabilsek,
Doğumdaki o gülüşü, ölürken de yapabilsek.
    
Hak’tan bilip de hepsini; tevekkülle bakabilsek,
Doğumdaki hoş rızayı, ölümde yapabilsek.
 
İnsan âciz; fakîr beşer, bilmez de gaflete düşer,
Musibetle her an pişer; âczimizi bilebilsek.
 
Kundağımız beyaz temiz, aynı renkte kefenimiz,
İkisi de bilmecemiz, bir bilenle çözebilsek.
 
Elden ayaktan düşüp de, ayan olunca halimiz,
Musîbete sabredip de, kazanmaktır mecalimiz.
 
Doğumdaki o çocuklar, tabut taşır beller bükük,
Dünya fânî anlamışlar, saçlar beyaz gözler çökük.
dogum_olum.jpg 
Hayalen ben de ölmüşüm, sarılmışım bir kefene,
Almış da götürmüş beni, kabir denen o sefine.
 
Gönderilmişim mükemmel, tamam mücehhez azalar,
Hepsi yerli yerinde de; cansız yatar o pazullar.
 
Ses yok! Sadâ yok! Dil dönmez; Hüdâ’ya bir nidâ da yok!
Hani söyleyen! Dinlenen! O sâmi’den sadâ da yok.
 
Aza tamam, kilo aynı, uçtu cânım, tenim yatar;
O Kün emri olmaz ise; na’ş-ı nâ-çîz nasıl kalkar.
 
Ey kendini insan bilen, oku bir kez sende ne var,
Yoksa camit hayvan gibi, olma ihtimalin de var.

Gönderildik bu dünyaya, va’demizi tamam ettik,
Ne kazandı isek burda, onu alıp, çekip gittik.
 
Kalan mallar burda kaldı; artık fayda vermez bize,
Ardımızdan gelenler de; değenlerdir elimize.
 
Ölüm-Hayat ince çizgi; bir nefeslik canımız var, 
Zikir, fikir, şükür eyle, budur tükenmeyen bir kâr.
 
Kalkan olsun sevapların, günahlara verme sefer,
Havf ve recâ ortasında, Huzma safâ da’ma keder.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum