Diyetisyen Bal: Mutlak surette sahur yapılmalı ve bolca su tüketilmeli

Diyetisyen Bal: Mutlak surette sahur yapılmalı ve bolca su tüketilmeli

Ramazan ayının yaz mevsimine denk gelmesi, aç ve susuz kalınan sürenin uzun olması, oruç tutmayı sıkıntılı hale getirebiliyor.

Ramazan ayının yaz mevsimine denk gelmesi, aç ve susuz kalınan sürenin uzun olması, oruç tutmayı sıkıntılı hale getirebiliyor. Erzurum Özel Şifa Hastanesi diyetisyenlerinden Dr. Fatma Bal, Ramazan’da yeterli ve dengeli beslenmenin önemli olduğunu ifade etti. Bal, yılın en uzun günlerinde oruç tutulacak olması nedeniyle mutlak surette sahur yapılmasını ve bolca su tüketilmesini tavsiye etti. 

Sağlıklı oruç tutabilmek için uyarılarda bulunan Diyetisyen Bal, "Ramazan’ın Haziran-Temmuz aylarına denk gelmesi, sahur ve iftar arasında geçen süreyi 15-17 saate kadar uzatıyor. Bu süreyi aç ve özellikle de susuz geçirirken günlük yaşamın ve sağlığınızın etkilenmemesi için Ramazan’ın önemli gereklerinden birisi olan sahur öğününün yapılmasını lütfen önemseyin ve ihmal etmeyin. Ayrıca açlık durumunun uzun süre devam etmesi; baş ağrısı, baş dönmesi, unutkanlık, dalgınlık, dikkatsizlik, uykuya eğilim, sinirlilik, hazımsızlık, şişlik, ekşime gibi sorunlara da neden olur ve iş verimi düşer. Özellikle iftar saati yaklaştıkça sinirlilik, ani öfke patlamaları, konsantrasyon bozukluğu, baş ağrısı, mide bulantısı ve halsizlik gibi belirtiler artar. Ortalama günde 2-2,5 lt su tüketilmelidir. Bunun yarısı sahur ve yarısı iftar şeklinde içilebilir. Sahurda yeterli sıvı alınmalı, aşırı yağ ve tuzlu besinler tüketilmemeli. Sahurda sadece su içerek niyetlenmek veya gece yiyip yatmanın son derece zararlı olduğu unutulmamalı." diye konuştu. 

Ramazan ayında vücudun enerji ihtiyacının değiştiğini anlatan Fatma Bal, "Tüm gün aç kalmamız; akşam fazla yemek yiyeceğimiz anlamına gelmemektedir. Gün boyu süren yaklaşık 16 saatlik açlık sonunda özenle ve zevkle hazırlanmış Ramazan sofralarına oturduğumuzda bir anda tüm yemeklerin tadına bakmak, hepsinin lezzetinin nasıl olduğunu bilmek isteriz. Bu noktada nefsimize hakim olamayıp, doyduk mu doymadık mı düşünmeden, hızla önümüze gelen tüm yemekleri yeriz. İftariyelikler, çorba, pide, ana yemek, tatlı ve sonunda midede ağırlık, gaz, yanma, kabızlık ve mide öz suyunun yemek borusuna geri kaçması olarak adlandırdığımız 'reflü' gibi sorunlarla karşı karşıya kalırız. Ayrıca ağır iftar yemeklerinden sonra ani kalp krizleri bile görülebilir. Çünkü uzun bir açlık sonrası ağır yemek kalbin yükünü artırır. Bu durum yüksek tansiyona, beyin kanaması ve felç geçirmeye de yol açabilir." açıklamasında bulundu.

CİHAN

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.