Abdurrahman İRAZ

Abdurrahman İRAZ

Diyarbakır’da karpuzu kesme senfonisi

Bu sene Diyarbakır’da karpuz kesme günlerinin 9.su yapıldı. Bir hafta önce sevgili kardeşim, Prof. Orhan Ayyıldız beni arayarak davet etti. Geçmişte 2-3 kere katılmıştım yine katılacağımı söyledim. Zira inşaattayken görüp hayran kaldığım fakat açıldıktan sonra bir türlü ziyaret edemediğim Eflatun Kolejini görmek istiyordum. Orhan bey kardeşim, bana Hür Adam filminin başrol oyuncusu Mürşid Ağa Bağ’ı da davet etmem için bana vekalet verince ben de “Üstad” diye andığım sevgili Mürşid beyi aradım. Sağolsun davetimize icabet edeceğini söyleyince onu alarak yine değişmez yol arkadaşım Said Özadalı ile dün (Pazar) saat 04.00’te yola koyulduk.

Mürşid beyin evine vardığımızda sabah ezanı okunuyordu. Said bey, Mürşid beyi uyandırmaya çalıştığımı fakat telefonuma cevap alamadığımı görünce arabasından çıkardığı iki seccadeyi sokağa sererek kamet getirmeye başladı. Böylece Sarıyer sırtlarında o sokakta cemaat yapan muhtemelen ilk insanlar ünvanının sahibi oluyoruz. Biz namazı bitirince evinden çıkan Mürşid beyden de namaz kıldığı için telefonumuzu açmadığını öğreniyoruz.

Saat 8.10’da Batman havaalanına, saat 9.30’da da Diyarbakır’a varıyoruz. Kahvaltı ve dinlenmeden sonra saat 14’te kültür müdürlüğüne bağlı Cahit Sıtkı Tarancı Kültür merkezine ulaşıyoruz.

Program hafız M.Emin Mülayim’in enfes Kur’an tilaveti ile başlıyor. Sevgili Orhan Ayyıldız’ın hoşamedi konuşmasından sonra, Prof. Mehmet Aybak kürsüye çıkıyor ve günün konferansında powerpoint ile “iki dehşetli hal” sunumu salonda ayakta bile yer bulamayan misafirleri hayranlık, muhabbet ve dikkatle kendisini dinlettiriyordu.

Ahde vefanın çok büyük bir örneği sergilenir Diyarbakır’da. Bir kaçını saymak gerekirse, her sene bir hizmet ehli ağabey seçilir ve onun haberi olmadan hakkında ciddi bilgi ve belge toplanır. Hayat serencamı latif bir üslupla kaleme alınan bu zat “bir portre” ismi altında tanıtılmaya başlanır. Çoluk çocuğu ile programı izleyen portrenin sahibi ve ailesi, tanıtım bittiğinde sahneye büyük duygu yoğunluğu ile sahneye çağrılır ve mütevazi bir hediye ile ödüllendirilir. Yalnız bu mu? En yaşlı ağabeyler, mesela Askeri Yıldız, mesela Abbas Yıldız. Bu ağabeylerde bir isim altında plakete hak kazandırılır ve “yarım elma gönül alma” felsefesine işlerlik kazandırılır.

Her sene geçmiş bir hizmet yılı değerlendirilir ve geçmişte hizmet edenler onurlandırılır, gelecek hizmet yılının programı hazırlanır. Evet geçen hizmet senesine Fatiha okunurken, gelecek hizmet senesinin de besmelesi çekilir. İlk okul talebelerinden üniversite öğrencilerine kadar herkesin bir hizmeti var bu programda. Hele bir melle İdrisi var ki Diyarbakır’ın en profesyonel oyuncuları bile kendine hayran bırakır. Program adeta bir orkestra elemanlarının biribirlerine yardımı tadında hazırlanır. Bir senfoni orkestrasının bölümleri gibi her bölüm ayrı bir sonat fakat şef harika, şef mükemmel ve o orkestra elemanlarının kurdukları eğitim köyü Eflatun eğitim köyünde biten muazzam bir dinleti burada her kardeşimin ismini saymam gerekecek. O imkanım olmadığı için sadece orkestra şefinin ismini anacağım çok teşekkürler şefim çok teşekkürler Mehmet Aybak.

Saadet ve muhabbetle kalınız.

(Fotoğraflar için TIKLAYINIZ)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum